Hadise’ye haksızlık

Medyayla arası iyi olan sanatçılar ise göklere çıkarılıyor...
Hadise bu işin mağdurlarından biri.
5 liraya bileti satılmış, Açıkhava boşmuş...
Bütün gazeteler çakıyor Hadise’ye.
Diğer taraftan başka sanatçıların konserleri
abartıldıkça abartılıyor.
Bin kişilik yerde çıkan, “salonu tıklım tıklım doldurdu” oluyor...
2 bin kişiye konser veren için “10 bin kişiye şarkılar söyledi” deniyor...
Gördüğüm şudur ki; magazin sayfalarında bir çifte standarttır gidiyor!

Cevap veriyorum...

İzmir’i ilk yerel seçimlerde AKP alır, çünkü CHP’li belediyeler çalışmıyor dedim...
Bir yanda alkışlar, bir yanda küfürler gırla gitti!
Gelen mesajları dört başlıkta toplayıp, hepsine yanıt vereyim:
Hükümet CHP’li belediyelere destek mi veriyor, nasıl hizmet versinler?
Cevap veriyorum: Bahane popo gibidir, herkeste bir tane bulunur. Hükümet desteğini alınca hizmeti herkes verir, marifet hükümete rağmen hizmette bulunmaktır. Unutmayın, bir zamanlar Refah’lı belediyelere de hükümet destek vermiyordu.
Cemaat İzmir’i de almak için yoğun bir çaba içinde...
Cevap veriyorum: Bırakın her şeyi cemaate, hükümetin kösteğine bağlamayı. “İzmir’i AKP alır” dediğim için bana kızacağınıza, gidin CHP’li belediyelere kızın, neden çalışmadıklarını sorun...
Alaçatı, Ilıca gibi yerlerin ödeneği çok düşük. Belediye hizmetleri bu yüzden aksıyor...
Cevap veriyorum: Kim kandırıyor sizi kuzum? Sokaklara sivrisinek ilacı sıkmanın, sabah çöpü toplamanın ödenekle ne alakası var? Bu hizmeti bile vermeyenleri nasıl “ödenekleri yok” diye savunuyorsunuz?
CHP’li belediyeleri eleştirmen için hesabına ne kadar yattı?
Cevap veriyorum: Ufff çok sıkıcısınız!

Yazıya saygı...

Başka gazetelerin, bu köşede çıkan yazıları takla attırarak haber yapmasına alışığım. Şimdi bazıları vites büyüttü, yazıları birebir imzasız alıyorlar.
Pazar günü Vatan gazetesine bir baktım, benim yazım! Noktasına virgülüne kadar aynı. İsim belirterek alıntı mı yapmışlar dedim, hayır!
Yazarların, muhabirlerin emeği konusunda ahkam kesecek kadar rahatım...
Çünkü biz Kelebek’te en ufak dergiden aldığımız röportaja bile derginin adını, muhabirin imzasını koyuyoruz...
Televizyon programlarının, rakip gazetelerin, hatta internet sitelerinin adlarını yazmaktan hiç imtina etmiyoruz...
Bu saygı kuralını meslekte hep birlikte oturtmalıyız.

Uğur Dündar’ın yorumu

Uğur Dündar’la geçenlerde Çeşme’de ayaküstü şike sohbeti yaparken merakla dinledim...
Fikrini merak ediyordum...
Her şeye rağmen Aziz Yıldırım’a sahip çıkacak mı dedim...
Asla...
Çok üzgündü ama bir o kadar da şaşkındı...
Yıldırım için “Senin ne işin var o adamlarla? Nasıl yan yana gelirsin? Fenerbahçe Başkanı oturup kalktığı insanlara bile dikkat etmeli” dedi...
Bilmeyenler için söyleyeyim, Uğur Dündar tanımadıklarıyla fotoğraf çektirmez...
Bilmedikleriyle aynı kareye girmez, aynı masaya oturmaz.
Toplu fotoğraflarda arkaya korumasını yerleştirir...
Kendisi bu kadar dikkat ederken, Aziz Yıldırım’ın bu kadar dikkatsiz olmasına şaşırıyor, kızıyordu.
Ama Uğur Dündar’ı da Uğur Dündar yapan bu değil mi...