Paylaş
Güzel bir çözüm...
Trolü görmezden gel...
Siyasetten magazine, iş dünyasından spora kadar her alanda örgütlü ya da örgütsüz troller var atık sosyal medyada...
Can sıkıyorlar... Saldırıyorlar... Bel altından vuruyorlar...
Tam bir kirli savaş yürütüyorlar...
Özellikle ünlüler de bu trollerin açık hedefi halinde.
Sırf bu troller yüzünden pek çok isim Twitter’dan uzaklaştı, sığınacakları liman olarak Instagram’ı buldu...
Hoş orada da aynı saldırı devam ediyor ama fotoğraf paylaşmanın yazı paylaşmaktan daha az riskli olduğu açık...
Bu yüzden Instagram çok daha popüler uzun süredir...
Siyaseten ateş edecekleri bir görüş, sırf keyfini kaçırmak için laf sokacakları bir ünlü, kandırıp tufaya düşürecekleri bir şöhret illa oluyor...
Peki ne yapacağız?
Bu troller yüzünden sosyal medyayı mı bırakacağız...
Hayır tam aksine yazmaya, çizmeye, paylaşmaya devam edeceğiz...
Trollere inat sesimizi çıkarmayı sürdüreceğiz...
Zaten onların istedikleri de o; susturmak, sindirmek, yıldırmak, yok etmek...
Bu yüzden en güzel çözüm:
Kendine gel...
Trolü görmezden gel...
Güzel bir mekan
Yeniden Pano Meyhanesi
Pano Meyhanesi’nin Galatasaray’da yeniden açıldığını duyunca koşarak gittim...
Üniversite yıllarımızın en nadide mekanlarındandır kendisi sonuçta...
Hem mimarisini, hem tarihi havasını çok severdim...
Sonuçta 1889 yılında Panayot Papadopulos tarafından açılmış İstanbul’un en eski yeme-içme mekanlarından biri burası...
Dile kolay 127 yıllık...
5 yıldır kapalıydı bu mekan...
Özgür Şef mutfağın başına geçmiş, et ve meze kalitesini artırarak yeni bir menü hazırlamış Pano Meyhanesi’ne...
Ama geri kalan her şey aynı...
Alt katı, mahzeni, ilk günden bu güne varolan kendine has adlarıyla şarapları...
Tüm bunlara Özgür Şef’in sihirli dokunuşları da eklenince Pano Meyhanesi yeniden doğmuş...
İyi ki de doğmuş...
Tarihi mekanları bir bir kaybettiğimiz İstanbul’da 130 yıla varan bir mekanda oturup yiyip içmenin bile keyfi ayrı...
Emeği geçenlerin eline sağlık...
Güzel bir buluşma
Rihanna, Umut’u kapmasın!
Rihanna’nın müziğini de, tarzını da, deliliklerini de acayip seviyorum...
Ünlü şarkıcının son numarası Puma’ya bir koleksiyon hazırlamak oldu...
“FENTY Rihanna X PUMA AW16” koydu adını...
12 Şubat Cuma akşamı saat 20.00’de de bu koleksiyonu gün yüzüne çıkaracak...
New York Moda Haftası’nın en çok beklenen defilesi de bu...
Rihanna’nın neler tasarladığı, neler yaptığını göreceğiz...
Defilenin sonunda da tasarımcı olarak podyuma çıkacak...
Umut Eker de, hani bizim Didem Soydan’ın kankası stil danışmanı, tarz olarak, kafa olarak çok sevdiğim bir isimdir...
Puma’nın ajansı Umut’u tek davetli olarak seçmiş bu defileye ve şimdi New York’a gitmeye hazırlanıyor Umut...
Instagram’da fotoğrafları binlerce like alan, dövmeleri ve tarzıyla kızların acayip ilgisini çeken bir isim Umut...
Geçen gün Umut’un bu defileye gideceğini öğrenince, “Bu defileyi Kelebek’e yazıyorsun mutlaka” dedim...
“Tabii Rihanna seni defilede görüp kapmazsa” diye de ekledim...
Olmaz olmaz demeyin...
Rihanna bu delidir ne yapsa yeridir!
Güzel bir ses
Emre Sertkaya
O Ses Türkiye’de sadece sezon sonunda birinci olanları izliyorum desem abartmış olmam...
Programa garezim olduğu için değil, televizyona zaman ayıramadığım için...
Arada bir bakıyorum ama kim kimin takımında, kim neyi söylüyor sıkı takipçisi değilim...
Ama birinci belli olunca oturdum final ve önceki performanslarını izledim...
Emre Sertkaya gerçekten söylendiği kadar müthiş bir sesmiş...
Rakipleri nasıldı bilmiyorum ama bu sesi dinlemek bile jürinin bu sene işini doğru yaptığını gösteriyor...
Eminim bu sesiyle kendine müzik piyasasında yer edinecektir Emre Sertkaya...
Yani O Ses Türkiye bu sezon 12’den vurdu...
Güzel bir anı
Serena’yla fotoğraf
Burası Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nın yapıldığı alanın girişi...
İnsanlar maç öncesinde oturuyor, şaraplarını, biralarını içiyor, canlı konserler dinliyorlar, sonra tenis maçı izliyorlar...
Kavgasız, gürültüsüz, gerilimsiz...
Alanın girişine de geçen yılın erkek ve kadın birincilerinin kocaman fotoğraflarını koymuşlar...
Tabii nasıl olsa Serena Williams kazanır diyerek onun fotoğrafının önünde bu pozu veriyordu herkes...
Tabii finalde Williams kaybetti, kazanan Angelique Kerber oldu...
Biz de bu fotoğrafı çektirdiğimizle kaldık...
Yazıp çizmeye doyamadın peki Avustralya’da en çok neyi sevdin derseniz tek bir şey söylerim, huzuru...
En çok özlediğimiz şey
değil mi...
Paylaş