Geyik kardeşliği

Ben aynı gece Ali Atıf Bir’in televizyon programına katıldığım için partinin sonuna yetişebildim, geyiği alan çoktan Üsküdar’ı geçmişti anlayacağınız.
“Deer Night” hızla bir Hürriyet geleneğine dönüşüyor.
Geçen yıl küçük bir kadroyduk, bu yıl biraz daha genişledik.
Bu gidişle önümüzdeki yıl Salomanje’yi tamamen kapatacağız.
Üstelik bu yılki organizasyon çok daha başarılıydı.
Günler öncesinden Fikret Ercan imzalı gelen şık davetiyeler, göbekleri ortaya çıkarmayacak kadar rahat ve kaliteli tişörtler, mekana yerleştirilen şövalyelerin dışında duvarlar Wikileaks esprileriyle süslenmişti.
Reha’nın (Erdoğan) hazırladığı dövizler her yerdeydi;
“Wiki’ni söyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana...”
“Komşunun Wiki’si komşuya Leaks görünür...”
“Wiki’ni yorganına göre uzat...”
“Alma Wiki’nin ahını çıkar Wiki Wiki...”
Chivas Regal bu tür gecelere “Chivas Brothers” adını takıyor.
Yani kankaların bir araya geldiği bir Chivas kardeşliği. Gecenin sonunda da katılanları “Chivas Şövalyesi” ilan eden yazılı bir diploma veriyorlar.
Şimdi biz her yıl bunları biriktire biriktire kendimizi gerçekten şövalye zannetmeye başlayacağız, ondan korkuyorum.
İşte o geceden bir fotoğraf;
Oktay Ekşi, Fikret Ercan, Ertuğrul Özkök, Tufan Türenç, Doğan Hızlan...
Medya Towers’ta hepimizin ağabeyleri... Gecenin sonunda geyiklerine binip giden Hürriyet şövalyeleri.

Radyo D’den cam şişe kampanyası

Sosyal kampanyalara karşı hassasiyeti, Radyo D’nin kimliği oldu...
Bu yaz boyunca orman yangınlarına karşı ciddi bir kampanya yürüttüler Uğur Dündar’la birlikte.
Ben ısrarla “cam şişede su istiyoruz” diye yazınca, Doğan Radyo Grup Başkanı Sezgin Onat aradı...
Meğer o da pek çoğumuz gibi suyun camda satılması konusuna takıkmış.
“Bunu bir kampanya yapmak istiyoruz, ne dersin” dedi...
“Hemen başlayalım” dedim...
Hazırlıklara başladılar, sticker’lar, cıngıl’lar, ilanlar hazırlayacaklar.
Önümüzdeki haftadan itibaren de “Camda su istiyoruz” sloganıyla kampanyayı başlatacaklar. Desteğe var mısınız?

Senkronize yüzme

Derya Büyükuncu su balesi yapsın eleştirime su balesi yapan kadın sporculardan itiraz geldi.
“Çok basit bir branş olduğunu sandığınız su balesi (senkronize yüzme), dünyadaki en zor ikinci spor branşıdır” diyorlar. Kesinlikle katılıyorum...
Derya Büyükuncu yaşı ilerlediği için ve yüzmeden çok şu sıralar dansla ilgilendiği için bu eleştiriyi getirdim ben...
Yoksa su balesi yapamayacağını ben de çok iyi biliyorum.
Senkronize yüzmeyi her zaman hayranlıkla izlemişimdir.
“Bu kadar zor hareketleri nasıl yapıyorlar” diye hep şaşırmışımdır...
Dolayısıyla genç kızlarımızın yaptığı bu sporu küçük görmem mümkün değil.
Yeri gelmişken bu yıl içinde senkronize yüzme milli takımımızın başarılarını da aktarayım.
Eylül ayında ilk defa katıldığımız Çin’deki Dünya Kupası’nda düet branşında üç ülkeyi geçtiler, Budapeşte’deki Avrupa Şampiyonası’nda, Tampere’de Junior Avrupa Şampiyonası’nda ve Yunanistan’da Comen Cup’ta ülkemizi başarıyla temsil ettiler.
Ve daha çok desteği hak ediyorlar.