Her yıl Çanakkale Zaferi kutlamasında yazıyorum, bir kez daha yazacağım...
Neden bizim, Çanakkale Zaferi’ni anlatan büyük prodüksiyonlu bir filmimiz yok?
Öyle ucuz işlerden değil, bizim topraklarımızdaki hikayeyi anlatan Truva gibi milyonlarca dolarlık bir filmden bahsediyorum.
Kurtlar Vadisi’nin açtığı yoldan gidecek, Hollywood starlarına rol verecek, Hollywood’la ortak yapım olacak bir filmden...
Er Ryan’ı Kurtarmak ya da İnce Kırmızı Hat gibi, hem yönetimi, hem oyunculuğu, hem de görkemiyle adından söz ettirecek bir yapım...
* * *
Tolga Örnek’in geçen yıl Çanakkale Zaferi’nin 90’ıncı yıldönümünde vizyona giren Gelibolu adlı dokümanter filmini geçen akşam bir kez de DVD’de izledim.
Son dönemde peşpeşe iyi filmleri piyasaya süren Kanal D Home Video’dan piyasaya çıkan DVD, kısa sürede tükenmiş.
Peşpeşe gelen siparişler üzerine, Gelibolu DVD’si ikinci kez satış noktalarına gönderilmiş.
Çocuklarınıza izletmek, bir destanın nasıl yazıldığını tekrar tekrar görmek için bu DVD mutlaka arşivinizde olsun.
6.99 liraya gazete bayilerinde bile satılıyor.
Tolga’nın bu dokümanter filmi çekmek için yıllarca nasıl uğraştığını iyi biliyorum.
Avustralya ve İngiltere’de de geçen yıl galası yapılan filmin sponsorlarını bulmak için bile uzun süre çabaladı.
Gelibolu DVD’sini izlerken, Çanakkale’de inanılmaz hikayeler olduğunu bir kez daha gördüm.
Tolga bu hikayaleri belgesel diliyle anlatmış.
* * *
100’üncü yılda bunu sinema diliyle anlatacak birileri çıkacak mı acaba?
Çanakkale’de yaşananların 10’da biri bir başka savaşta olsa bugüne kadar üzerine onlarca film çekilirdi.
Keşke dokuz yıl sonrasına şimdiden çalışılmaya başlansa... Keşke Kültür Bakanlığı böyle bir projeye para yatırsa, sponsorlar gözünü kırpmadan işe girse...
Yılmaz Erdoğan ve Beşiktaş Kültür Merkezi’nin bu konuda bir çalışması olduğunu biliyorum.
Böyle bir projeye kim imza atacaksa atsa da 100’üncü yılda 10 numara bir Çanakkale filmi izlesek.
TV eleştirmenleri RTÜK üyesi gibi
Geçen ay RTÜK’le yediğimiz yemekten sonra "Mehmet Ali Erbil’e ceza gelmesi eli kulağındadır" demiştim.
Çünkü yemekte en çok şikayetçi olunan iki isim Mehmet Ali Erbil ve Huysuz Virjin’di...
Yemeğin üzerinden bir ay geçmeden RTÜK, Mehmet Ali Erbil’i uyardı!
RTÜK malum, elinden gelse Erbil’e Huysuz’a program bile sundurmayacak.
Ama ben RTÜK’ten çok televizyon eleştirmenlerine kızıyorum.
* * *
Takip edenler bilir, 8 ay önce bu köşe televizyon eleştirmenliğinden çıktı.
Yeri geldiğinde televizyon üzerine yazıyorum artık.
Şimdi de yeri geldi söylüyorum;
Televizyon eleştirmenleri RTÜK üyesi gibi davranıyor.
Arkadaşlar o geceden sonra köşelerinde, yemekte bir tek benim Mehmet Ali Erbil konusunda RTÜK’e itiraz ettiğimi yazdılar.
Ne yazık ki öyleydi!
O gece televizyon eleştirmenlerinin tamamı, RTÜK üyeleriyle birlik olup Mehmet Ali Erbil’i adeta yerden yere vurdular.
Tabiri caizse Erbil’i RTÜK’e yemekte şikayet ettiler.
* * *
Televizyon eleştirmenlerinin sıkça düştüğü bir hatadır bu, RTÜK’ü göreve çağırmak.
Pardon da, televizon eleştirmeni her başı sıkıştığında "RTÜK nerede" diye bağıracaksa, Alo RTÜK hattını arayan 1.700 kişiden ne farkı kalacak?..
Ne yazık ki bizim arkadaşlar 1.700 kişilik koro içine dahil oldular, Erbil’in kellesinin gitmesine çanak tutuyorlar.
Erbil çocuklara kötü örnek oluyormuş, şovunda özürlüleri aşağılıyormuş, çok fazla bel altına iniyormuş...
Bizim televizyon eleştirmenlerinin gizli gizli RTÜK hattını aradığından bile şüphe etmeye başladım.
* * *
Bir defa özürlüler konusunda ciddi haksızlık yapılıyor Erbil’e...
Bir şovda cücenin, şişman birinin yer almasının, (kaldı ki o şovdan para kazanarak, kendi isteğiyle) özürlülere hakaretlik bir yanı yoktur.
Erbil’in zaman zaman kantarın topuzunu kaçırdığı doğrudur, ancak bu bir canlı yayındır ve buradan kalkıp da "özürlüleri aşağılıyor" demek, RTÜK’le aynı safı tutup verdiği cezayı alkışlamak yanlıştır.
Televizyon yazarlarının, program eleştirisi konusunda muhatabı RTÜK değil, televizyoncular, yapımcılar, oyuncular ve bizzat sunuculardır.
Mehmet Ali’nin programını eleştirmek başkadır, onu RTÜK’e şikayet etmek bambaşkadır!
İlkini yaparsanız televizyon eleştirmeni olursunuz, ikincisini yaparsanız televizyon seyircisi!
Eleştirinizle o programa bir pencere açabiliyorsanız ne ála...
Yok beğenmeyip de "RTÜK nerede" diyorsanız, buyrun Alo RTÜK hattı orada!
Eski bir televizyon eleştirmeni olarak meslektaşlarımın giderek RTÜK üyeliğine soyunduğunu ve Türk televizyonlarının en iyi sunucu Mehmet Ali Erbil’e haksızlık yaptıklarını düşünüyorum.