Geceliği 15 bin dolarlık otelde kalan Türk kim

Türkiye’de gecelik fiyatı 15 bin dolara lüks otel odası olduğunu biliyor muydunuz?

Bir gece kalmak için 20 bin YTL ödüyorsunuz...

Bahsettiğim otel Antalya Belek’te mayıs ayında açılan Calista Luxury Resort...

İşin ilginci bayram tatilinde o lüks odayı 4 günlüğüne 60 bin dolar ödeyerek bir Türk kiralamış.

Haliylen bu Türk’ün kim olduğunu çok merak ettim.

Sanatçı mı, ünlü mü, sporcu mu, tanıdık mı, işadamı mı diye ısrarla sormama rağmen kimliği konusunda tek bir ipucu elde edebildim;

İşadamıymış ama kim olduğunu öğrenemedim...

* * *

Dünyanın pek çok yerinde pek çok otelde kaldım, bizim güneydeki otellerinin dünya ortalamasının üzerinde olduğunu her zaman söylerim.

Calista Luxury Resort çıtayı daha da yukarıya koymuş.

15 bin dolarlık odasını (aslında oda demek haksızlık, otel içinde otel) geçtim...

Normal odalar, sinema salonları, restoranlar kısacası her yerde kalite var.

Otelin mimarisini Almanlar yapmış, iç mimarisini İngilizler...

İçkiden, suya, kullanılan sütten, çereze kadar bütün yiyecek-içecekler en iyi markalardan...

Şu kadarını söyleyeyim yemek tabakları bile İngiliz Churchill...

* * *

Ama gelin görün ki, dünya kalitesindeki bu otelin çok kötü bir özelliği var.

Tüm bu lüks ve konfor her şey dahil fiyata satılıyor!

Gecesi 200 Euro!..

Rakamı duyunca içim sızladı.

Avrupa’nın en sıradan otellerinin geceliği bu fiyata satılırken, Calista Luxury Resort Türk turizminin belası "her şey dahil" sisteminin açmazına girmiş.

Ruslar hayatlarında göremeyeceği konfora haftada bin euro vererek ulaşıyor.

Olamaz, olmamalı!

Şimdi iki sezon sonra ya Calista da diğer "her şey dahil" oteller gibi kaliteyi düşürmek zorunda kalacak ya da fiyatı yükseltip müşteri bulamayacak.

Otelde bir Uzakdoğu restoranı var, bir İtalyan restoranı var, İstanbul’da benzeri çok az...

Ve tüm bunlar "her şey dahil"...

120 milyon dolarlık bir yatırım bu.

Her şey dahil sisteminin kurbanı olursa, çok yazık olacak.

Komşumu kaybettim

Yazar Mehmed Uzun benim kapı komşumdu.

Stockholm-İstanbul arası mekik dokur, 30 yıl yaşadığı İsveç’ten çok son dönemde İstanbul’da zamanını geçirirdi.

Sohbeti de kitapları gibi tatlıydı...

Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık, Güzel Bir Yaşlının Ölümü, Dicle’nin Yakarışı...

Külliyatını tanıştıktan sonra devirdim.

Son geldiğinde hastalığı ilerlemişti.

"Diyarbakır’a gidiyorum, iyileşirsem ancak orada iyileşirim" diyerek...

Son kez öyle görüştük sevgili komşumla...

Mehmed Abi’den kötü haber önceki gün geldi.

Uzun süredir boğuştuğu kansere yenik düştü.

Hoşçakal komşum derken kütüphaneden kitaplarını indirdim yeniden...
Yazarın Tüm Yazıları