Gazetecilerle ilgili haberler okuru ne kadar ilgilendirir

Nobel törenini gururla izledim.

Hemen her gazetede yer alan haberleri son satırına kadar merakla okudum.

Bir kez daha anladım ki, gerçekten de gazetecilik kadar egosu yüksek başka bir meslek daha yok.

Stockholm haber ve izlenimlerinde yine "gazeteci kulisleri" öne çıktı.

Hemen her gazetede hangi gazetecinin ne yaptığı, kimin nereye gittiği detaylarına kadar anlatıldı.

Televole izler gibi, Medyatava okur gibi takip ettik gazetecilerin ’magazin haberlerini’...

Hasan Cemal’in Stockholm’de ne yaptığını, nasıl frak giydiğini, Orhan Pamuk’un yaptıkları kadar biliyoruz.

Yavuz Baydar’ın mihmandarlığını, hangi gazetecilerin frakla halk otobüsüne bindiğini, Banu Güven’in nasıl çalıştığını ve gazetecilerle ilgili çok daha fazlasını öğrendik.

Gazeteciler Orhan Pamuk’tan rol çaldı desem yalan olmaz.

Neredeyse Stockholm’e giden gazeteciler Pamuk’tan daha çok haber olacaktı bizim gazetelere.

Gitmiş olsam muhtemelen ben de benzer detayları yazardım ama insan dışarıdan bakınca şaşırtıcı bir manzarayla karşılaşıyor.

Başbakan’ın yurtdışı gezilerinde de benzer bir durum çıkıyor ortaya.

Son Amerika gezisinde uçakta hangi gazetecinin hangi kitabı okuduğuyla ilgili hiç okumadıysam dört ayrı köşe yazısı okumuşumdur.

Gazetecilerle ilgili bu detaylar işin sosu ama galiba bu tür toplu yurtdışı gezilerinde bu detaylar her şeyden çok yazılmaya başlandı.

Ben gazetecilerle ilgili haberlerin hepsini büyük merakla okuyorum ama bunlar okuyucuyu ne kadar ilgilendiriyor onu da merak ediyorum.

İstanbul’da yapmanız gereken 100 şey...

Yılda iki defa çıkan bir "In İstanbul" dergiymiş, istanbul.com tarafından hazırlanıyormuş, bu üçüncü sayısıymış...

Ben ilk kez gördüm.

İngilizce ve Türkçe hazırlanan dergiyi görüntüsüyle, baskısıyla, içeriğiyle çok beğendim.

2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olacak İstanbul’u sanatından eğlencesine, mekanlarından sokaklarına kadar hem bize hem yabancılara anlatan bir dergi...

Bir BBC belgeseli izlemiştim; "Ölmeden önce dünyada görmeniz gereken 100 yer" diye...

Dergi ekibi, benzer bir listeyi İstanbul için çıkarmış.

Listede Çorlulu Ali Paşa Medresesi’nde nargile içmekten Adalar’da balık yemeye kadar pek çok başlık var.

Listenin çoğunu yapmışım, yapmadıklarımın altını çizdim...

"İstanbul’u yaşadım" demek için derginin listesini edinin ve hemen uygulamaya geçin derim...

Ahmet Bey, park yok

oldu haberiniz var mı?

Aylar önce yazmıştım, Sıraselviler’den Cihangir’e doğru giderken, Alman Hastanesi’ni geçince, soldaki küçücük 4-5 ağacın olduğu parkta ağaçların kesildiğini...

Ağaçlarla birlikte burada bulunan, insanların soluklandığı iki bank da söküldü, yerine çakıl taşları döküldü.

Yeniden park yapılacak denildiği için sesimizi çıkarmadık.

Ama hepimiz tahmin ediyorduk ki, bu park yok edilecek ve bu alan yan taraftaki otaparka dahil edilecek.

Aynen öyle oldu.

Geçen gün gördüm, eskiden parkın olduğu yere asfalt dökülmüş, otopark genişlemiş ve eskiden ağaçların olduğu yere şimdi araçlar park ediyor.

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın tüm bunlardan haberi var mı merak ediyorum?

Küçük de olsa bir parkın yok edilmesinden Belediye Başkanı’nın haberinin olmamasına imkan yok.

Varsa buna nasıl izin verildi?

Otopark 10 tane fazla araç koysun diye bu parkın kaldırılmasına nasıl göz yumdunuz Ahmet Bey?

İstanbul’da talan her boyutta sürüyor işte...

Kimi Acaristanbul kurmak için ağacı keser, kimi otopark büyütmek için...
Yazarın Tüm Yazıları