Fazıl Say’ın Hande Ataizi ilişkisi sonrasında açıklamaları ilgi çekiyor...Gerçekten da Say’ın giyiminden kuşamına, hayata bakışından maddiyata kadar pek çok konuda hayatına kadın eli değdiği belli oluyor.
Bu açıklamalarından birinde, "Hande Ataizi sonrası para harcamaya başladığını" söylemişti.
Fazıl Say önceki akşam Q Jazz Bar’da yakın arkadaşı Güvenç’i dinliyordu Hande Ataizi ile birlikte.
Kelebek birinci sayfada yer alan fotoğraflara yakından bakınca dedim ki;
Fazıl Say, Galip Gürel’den hemen bir randevu almalı.
Tanımayanlar için söyleyeyim; Galip Gürel sosyete dişçisidir ve işinde de çok başarılıdır.
Say, Ataizi sonrasında her zamankinden daha fazla haber oluyor, olur olmaz yerde fotoğrafları çekiliyor artık.
Böyle güldüğü karelerde de ortaya güzel manzara çıkmıyor.
Hande bu işe de el atmalı...
Fazıl Say, hazır para harcamaya başlamışken hemen dişlerini de yaptırmalı.
İki reklam
Yarın akşamki Yunanistan-Türkiye maçı öncesi ekranlarda ilginç bir Coca Cola reklamı dönüyor.
Reklamda bir odada üzülen Yunan taraftarları görüyoruz, yan odada ise davullarla zafer kutlayan Türk taraftarlar var.
"Komşuya verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz" sloganıyla bitiyor reklam.
Güzel düşünülmüş, esprili bir reklam.
Yunanistan tarafında bu reklamın tam ters versiyonu yayınlanıyor mu acaba?.. Markanın yerelleşmesi açısından iyi bir örnek olurdu.
Yarın akşam ben de Atina’da olacağım, kim kimi rahatsız edecek yerinde göreceğiz.
* * *
Bir diğer reklam, Tekirdağ Rakı’nın gazetelerde yayınlanan ilanı.
Sol karede, fabrikada rakı kadehini havaya kaldırıp test eden bir ustanın fotoğrafı var.
Sağ karede ise rakı masasında kadeh kaldırmış bir rakı içicisi...
Altında da, "Ustasından ustasına" sloganı.
Masada "Rakı ustası" olarak gösterilen adam 30’larında olduğu için sloganın hakkını kesinlikle vermiyor...
Çünkü "iyi rakı içicisi" dediğimizde aklımıza hep 50’sinde 60’ında babacan abiler gelir.
Rakıcılar muhtemelen genç müşteriye gitmek için bilerek 30’larında bir model kullanmışlar.
Ama dediğim gibi, her seferinde o ilanda sağ karede babacan bir alemci arıyor gözlerim.
Bu klipte Pamukkale yok!
Shake it Up Şekerim ilk dinlediğimde ısındığım bir parçaydı.Şarkıyı dinledikçe çok iyi olduğuna, Eurovision’da şansının yüksek olduğunu daha da inanıyorum.
Bu şarkı dile dolanır, gece kulüplerinde de yaz boyunca çalınır...
Şarkıya çekilen klibi görünce, Kenan Doğulu’nun işi hiç hafif almadığı bir kez daha ortaya çıktı. Pamukkale, Boğaz Köprüsü, Aspendos gibi Türkiye manzaraları yok bu klipte...
Derdini eski dille anlatmıyor.
Tam aksine modern bir görünüm var, MTV tadı var, güzel kızlar ve çocukların eğlenceli partisi var.
Ömer Faruk Sorak’ın yönettiği klip Adem&Eve Otel’de çekilmiş.
Şarkıya yakışan bir klip olmuş.
Shake it Up Şekerim’i beğenmeyenler bu klipten sonra eminim bir daha düşünecektir.
LATİF
Ne zamandır yazmak istiyorum ama sırf bizim gazetede olduğu için Latif Demirci’yi görmezden geliyordum. Dünkü karikatürünü görünce, yeter artık yaptığım haksızlık dedim.
Dün Adnan Şenses’le Recep Tayyip Erdoğan’ı Şarkı Söylemek Lazım’da öyle bir çizmişti ki gülmekten koptum...
Farkında mısınız bilmem Latif, her geçen gün daha da komik oluyor.
Tek bir karede siyasetle popülerite, güncelle mizah bu kadar iyi harmanlanabilir.
Kelebek’te geçen gün çizdiği dilenci elinde "Shake it up achım" yazısıyla dileniyordu.
Popüler mizah ancak bu kadar iyi yapılabilir. Gırgır’dan bu yana severdim ama artık itiraf ediyorum; büyük bir Latif Demirci hayranıyım.