Ellen’ın kadrosundaki Türk televizyoncu...

Fotoğrafta gördüğünüz genç kadının adı Ece Emre...
Benim yardımcım, yıllardır televizyonda beraber çalışıyoruz. Uzun süre Milliyet hafta sonu eklerinde çalıştı, pek çok televizyon programını birlikte yaptık.
Ece’nin en beğendiği televizyoncu kim peki?
Elbette ben değilim...
Ellen DeGeneres.
Bizde de e2 kanalında yayınlanan Ellen Show programını sunan, Amerika’nın en ünlü ekran yüzlerinden biri...
Ece’nin yıllardır en büyük hayali günün birinde Ellen’la çalışmaktır...
Çünkü onun televizyon kafasını çok beğeniyor.

Seninle çalışmak istiyorum
Geçen yıl TV8’de program yaparken benim dekorun arkasında yer alan dev ekrana haberim yokken, kocaman bir Ellen portresinin yanına, “Dear Ellen, I wanna be a part of your team” (Senin ekibinin bir parçası olmak istiyorum) diye yazdırmış...
Sonra da önüne geçip fotoğraf çektirmiş...
“Seni bırakıp Ellen’la çalışacağım” diyerek fotoğrafı gösterdi bana...
“He he... Harikasın şekerim, üç ay sonra LA’de benzincide çalışırken sakın param bitti diye arama beni” diyerek geçiştirdim olayı ben de...
Günler, haftalar geçti...
Ellen’ın ekibiyle yazışmaya başladı Ece...
Bu fotoğrafları gönderdi, “Biz Türkiye’de böyle bir stüdyoda program yapıyoruz” dedi. Ellen’ın programlarından detaylar yazdı. “Ben o ekipte çalışmak istiyorum” dedi.
Ben o ara, “Ece dün akşam e2’de Ellen Show’u izledim çok güzel yapmışsınız” diye hâlâ işin makarasındayım...

Los Angeles’a uçuyor
Sonunda Ellen’ın ekibinden yanıt geldi.
“Dünyanın her yerinden pek çok iş başvurusu aldıklarını ama böylesini ilk kez gördüklerini” yazdılar.
Etkilendiklerini söylediler, “Biz sizi arayacağız” dediler. İş dünyasında klasik baştan savma numarası mı? Yoksa gerçek mi?
Yine günler haftalar geçti...
Hiç tanımadığımız Ellen, bizim ekibin gündemini fena halde işgal etmeye başladı.
Yanıt geldi mi gelecek mi?..
Sonunda geldi: Ece’yi Los Angeles’a iş görüşmesine davet ettiler.
Woaaavvv!..
Yoksa Amerikan rüyası gerçek mi oluyor?

Ne yazık ki çalışamayız
Ece hayatında hiç görmediği, hiç kimseyi tanımadığı bir şehre, dünya sinema ve TV’sinin başkentine yola çıktı.
Kendisine ev tuttu, bir araba kiraladı, LA’de yaşamaya başladı. Birkaç sıkıntılı haftadan sonra Ellen’ın ekibiyle ilk görüşmeyi yaptı. “Biz seni çok sevdik, bu iş olur” dediler...
Stüdyoya gidip gelmeye başladı, Ellen’ın nasıl çalıştığına tanık oldu, ekipten arkadaşlar edindi...
Çekimlere gözlemci olarak girip çıktı. Bana benzinciden fotoğraflar gönderdi (arabasına benzin koyarken)...
LA’de çok mutlu geçen iki aydan sonra Ellen’dan karar çıktı: “Üzgünüz... Ne yazık ki kadromuz dolu... Bu yüzden çalışamayız...”
Nasıl yaaaa?..
Hayaller suya mı düştü diye düşünürken cümlenin devamı geldi: “Evet çalışamayız. Ama bu sezon için... Önümüzdeki sezon ise kadromuzdasın. Eylülde başlayacak sezon. Bu Ellen Show’da çalışacağına dair davet mektubun... Sen şimdi ülkene git, bu davet mektubunla çalışma vizesi al, ağustosta da buraya gel...”

Eylül’de işe başlıyor
Başarmıştı Ece...
Hiçbir torpil, hiçbir tanıdık olmadan hayalini gerçekleştirmişti.
Dört ay süren ve tüm parasını bitirdiği LA macerasının ardından geçen gün İstanbul’a uçarak döndü Ece...
Uçağı kastetmiyorum, gerçekten ayakları yerden kesilmiş uçuyordu gördüğümde. Şimdi yine beraber çalışıyoruz...
6 ay sonra bu sefer gerçekten beni bırakıp Ellen’a gidecek...
Hayallerinin peşinde koşanları seviyorum. Benzincide çalışsalar bile...

Ezber bozan

Tebrikler Halil Sezai... Sıkı Galatasaraylı olduğunu, maçlara gittiğini herkes biliyor Halil Sezai’nin...
Galatasaray formasını giyip pazar günü bu kez de Fenerbahçe maçına gitti.
Bağdat Caddesi’nde gündüz yapılan dev yürüyüşe katılıp katılmadığını bilmiyorum.
Ama katılmasa da gönlünün orada olduğu belli...
#AliİsmailKorkmazFenerbahçeYıkılmaz hashtag’ine destek verdi.
En önemlisi ezber bozdu Halil Sezai...
Futboldaki rekabetin düşmanlığa dönüştüğü bir dönemde GS formasıyla binlerce Fenerbahçeli’nin arasında maç izledi.
Pazar günü bir başka güzellik de; Fenerbahçe’nin büyük yürüyüşünde GS Store’a yapılacak saldırının yine Fenerbahçe taraftarı tarafından engellenmesiydi.
Atkıları açan Fenerbahçe taraftarı kendini bilmez bir grubun GS Store’a saldırmasını önledi...
Çok güzel hareketler bunlar.

Bu yaz paparazzilere iş yok!

Uzun süre sonra önceki akşam bir doğum günü partisinde gördüm Seray Sever’i.
Gözlerime inanamadım...
Uzun yıllar televizyonda birlikte çalıştık Seray’la, çok eskiden tanırım.
Hiç bu kadar zayıf halini hatırlamıyorum.
Hiçbir zaman kilolu değildi ama bu kadar zayıf da hiç olmadı.
20’li yaşlarına geri dönmüş.
Ünlü kadınlar arasında zayıflamak hiç bu kadar moda olmamıştı.
Hep diyet yapılır hep formda kalmak için çaba gösterilir ama hiç bu kadar sonuç aldıkları dönemi hatırlamıyorum.
İşte Gülben Ergen...
Üç çocuk annesi değil, sanki bir genç kız.
Dün telefonda konuşurken, “Işığın değişti, çok iyi görünüyorsun” dedim.
“İnsanın istediği gibi giyinebilmesi harika bir duygu. Zayıflamak insana kendini çok iyi hissettiriyor” dedi.
Galiba bu yaz paparazzilere iş yok!
Sadece Gülben ve Seray değil, ünlü kadınların çoğu çok formda görünüyorlar bu yıl...