Fransızlar’ın taptıkları şarkıcı Edith Piaf’ın görüntülerinin kullanıldığı bir İngiliz reklamına rastladım geçenlerde yabancı bir kanalda...
Specsavers adlı bir gözlük mağazasının reklam filminde, Edith Piaf’ın siyah beyaz bir konser görüntüsü var önce...
Efsane şarkıcı ayaklı bir mikrofonun başına geliyor ve başlıyor şarkısını söylemeye.
Fransızca söylediği şarkının İngilizce sözleri alt yazı olarak yayınlanırken, bir görüyoruz ki 75 pound’a iki gözlük alınabileceğinden bahsediyor koskaca Edith Piaf...
"Pişman olduğum hiçbir şey yok... Yalnızca tek bir şey... Çok güzel bir çift gözlüğüm olabilirdi 75 pounda" türünden sözleri var şarkının...
Fransızlar’ın ulusal kahraman gözüyle baktıkları bir ismin İngiliz reklamında böyle kullanılması şaşırtıcı...
Bizde eski şarkıların reklam cıngılı olarak kullanılması bile eleştirilirken adamlar unutulmaz şarkıcıları reklam malzemesi olarak kullanmaya başlamışlar.
Fransızlar’ın milliyetçi yanı depreşir mi göreceğiz ama bizim çok sevilen bir sanatçımıza Yunanlılar tarafından aynı şey yapılsa ortalık yıkılırdı buralarda...
Hemen o sanatçının ailesi dava açardı...
Reklam sektörünün bütün değerleri pazarlama unsuru olarak gördüğünün ilginç bir örneği bu reklam...
Geçen gün Türkiye’de kayak rampasının olmadığını ve kayakla atlama milli takımının antrenman için Slovenya’ya gittiğini yazmıştım.
13 yaşındaki kayakçı Faik Yüksel’in başarısını anlatırken...
Dün akşam Hıncal Uluç aradı.
"İyi güzel yazmışsın da Türkiye’de kayak rampası var Cengizciğim" dedi...
Bir anda sınavda boş kağıt uzatan tembel öğrenci gibi hissettim kendimi;
"Nasıl olur abi" diyebildim.
"Var, hem de Palandöken’de" dedi...
Bir yandan Palandöken’i gözümün önüne getiriyorum, diğer yandan, "Abi ben Palandöken’e gittim, rampa mampa görmedim" demeye çalışıyorum...
İşin aslını anlattı.
Meğer yıllar önce bir kayak rampası kurulmuş Palandöken’e.
Ancak boş bulunan yere kondurulduğu için hesap kitap yapılmadan inşa edilmiş.
30 metre atlarsan piste düşüyorsun, 50 metre atlarsan ileride inşa edilen üniversitenin damına...
Hani Laz fıkrası diye anlatsan, bu kadar da olmaz diye gülersin.
Tam Türk işi yani.
Hal böyle olunca çürümeye terk edilmiş tesis.
Hıncal abi yıllar önce bunu köşesinde yazmış, bir kere de bana sözlü anlatmış oldu...
Neyse ki 2011 için olimpiyat standartlarında şu sıralar rampa inşa ediliyor Palandöken’e, yarın öbür gün çevresine kaçak inşaat yapılmazsa dama düşmeyecek kayakçılarımız artık...
Pankreas güreşi
Bizde eskiden Pankreas güreşi olarak bilinen Amerikan güreşi dünyada çok ciddi bir sektöre dönüşmüş durumda...
Dünyada televizyon kanalları bu işin yayıncılığına ciddi zaman ayırıyor. Geçen gün bir Fransız kanalında izledim ustalar durumu iyice abartmış durumda, 8-10 kişi birden kavga ediyor.
Ne yapıyor bu deliler diye takıldığımı fark ettim... En son bir cücenin üzerinde zıplıyordu dev bir adam. Bir nevi porno film gibidir bu, her şeyin yalan olduğunu bile bile izliyor insanlar.
Diyeceğim o ki, nereye gitsem fazlasıyla ilgi gördüğünü fark ettiğim Amerikan güreşini bizim kanallar pas geçiyor... Adamlar dövüşte şov işini aşmış, bizde de izlenmemesi imkansız.