Paylaş
Ebru Gündeş’in eşi Reza Zarrab’la kaçak birleştirdiği yalısı da bu aftan yararlanacaktı.
Neyse ki tasarının görüşüldüğü komisyonda duruma Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki müdahale etti, Boğaz ve tarihi yarımadanın imar barışından çıkarılmasını sağladı...
Ebru Gündeş’in ikiz yalısındaki kaçak inşaatı kurtarma hayalleri de suya düştü...
Ben meseleyi Ebru Gündeş üzerinden anlattım ama bütün İstanbul’u ilgilendiren çok daha önemli bir olay bu... Eğer imar barışına Boğaz ön görünümü dahil edilseydi, önümüzdeki yıllarda nasıl olsa af gelir denerek Boğaz’daki kaçak yapılaşma teşvik edilmiş olacaktı...
Bu tür imar barışlarında Boğaz ve tarihi yarımada hiçbir şekilde akıllardan geçmemeli, oraları gözümüz gibi korumalıyız...
Başka İstanbul yok, başka Boğaziçi yok...
Çirkin erkek dili...
Ne yazık ki cinsiyetçi yaklaşım, çirkin erkek dili her yerde var...
Eğitimli, eğitimsiz, statülü statüsüz fark etmiyor, pek çok erkeğin kafasında bu çirkin dil yer etmiş vaziyette...
Hukuk eğitimi alan ve avukat olacak genç bir takipçisi Metin Hara’nın Adriana Lima’lı fotoğrafının altına yorum yazmış...
“O ‘vurduğun’ Adriana Lima yalnız kardeşim” diyor...
Çirkin bir sokak ağzı kullanıyor...
Metin Hara bu dile, bu bakış açısına çok güzel bir yanıt verdi, altına imzamı attığım için aynen yayınlıyorum...
“Değerli avukat adayı dostum” diye başladığı yanıtında şöyle diyor:
“Yarın öbür gün bu ülkede ‘vurduğun’ diye tabir ettiğin insanlardan (kadınlardan) milyonlarca olduğunu göreceksin.
Bu kadınların birçoğu ciddi anlamda fiziksel veya psikolojik şiddete, tacize/tecavüz gibi insanlık suçlarına maruz kalan mağdurlar...
Ama unutma ki insana değer veren hukuk sistemlerinde sözlü şiddetin, cinsel metalaştırmanın, nezaket sınırını aşmanın, cinsiyetçi yaklaşımın da aynı şekilde bir suç olduğunu benden daha iyi bildiğini düşünüyorum.
Çünkü bu yaklaşım dilde başlıyor, espri oluyor, sonra bir kadının yaşamını karartan eyleme dönüşüyor.
Avukatlık mesleğini yaparken insani değerlerini de unutmayacağından eminim.
Mizah her zaman değerli ama bir kadına zarar vermek uğruna değil...
Sevgiler, sınavlarında başarılar...”
Dostluk ittifakı...
Çağrının sahibi Ebru Yaşar...
Dün Akşam Life’taki köşesinde sanatçı arkadaşlarına dedi ki, “Dostluk ittifakına var mısınız...”
“Bu seçim sürecinde gelin Türkiye için demokrasi çatısı altında birleşelim” dedi...
“O partinin sanatçısı, bu partiye yakın sanatçı ayrımını bırakalım” dedi..
“Birbirimize açtığımız davaları geri çekerek buna başlayabiliriz” diye ekledi.
Ebru Yaşar’ın dava açtığı kimse yokmuş ama ilk adımı da kendi attı ve kırdığı bütün dostlarından özür diledi...
“Varsa eğer hakkımı helal ediyorum” diyerek...
Toplumdaki kutuplaşmadan ne yazık ki sanat dünyası da payını almış durumda...
Seçimlere
50 gün var ve bu süreçte sanat camiasındaki kutuplaşma artabilir..
Bu yüzden Ebru Yaşar’ın “dostluk ittifakı” çağrısı önemli.
Aynısı bizim medyaya da lazım...
Paylaş