Irak savaşı öncesinde, ‘Tezkere Meclis’ten geçmezse Amerika’yla ilişkiler bozulur, Türkiye için felaket olur’ diyenlerin bugün ne düşündüğü merak konusuydu.
Sadece bizde değil, İngiltere’de de savaş yanlılarının bugün gelinen noktada ne düşündüğü merak ediliyordu. Geçtiğimiz hafta Independent gazetesi, benzer bir konuyu yapmış yazarların savaş yanlısı yazılarıyla bugünkü görüşlerini yan yana yayınlamıştı.
Son günlerde bizde de çok konuşulmasına rağmen neden kimse bu konuyla ilgilenmiyor diyordum ki, 5N 1K’yı izledim geçen gün...
Yalım Eralp, Cengiz Çandar gibi isimlere bugün fikirlerinin değişip değişmediğini sordular. Çok yerinde bir programdı. Cüneyt Özdemir ve Soner Yalçın’a tebrikler...
İyi zamanlama
Dün Taraftaria daha yayınlanmamıştı ki, ‘Lucescu’yu bu dönemde ekrana çıkarmak bile büyük başarı’ diye yazmıştım. Pazartesi akşamı program yayınlandı, salı sabahı bütün spor sayfalarının manşetinde Lucescu’nun programdaki açıklamaları vardı.
İhsan Topaloğlu muhteşem bir zamanlamayla Lucescu’yu ekrana taşıdı. Ligin bitmesine dört hafta var, hafta sonu derbi maç oynanacak, teşvik primleri konuşuluyor... Ve Lucescu ekranda tüm bu sorulara yanıt veriyor, ‘Şampiyon olursak giderim’ diyor. Pazartesi akşamından geriye kalan en iyi işti Lucescu röportajı...
Ünlüler, bayan millilere karşı
NTV, her yıl 23 Nisan’da organize ettiği minikler-ünlüler maçını gelenekselleştirdi. Bu yıl da çok ilginç bir turnuvaya tanık olacağız. Bir yanda Deniz Gökçe, Kadir Çöpdemir, Kenan Işık gibi ‘ağır topların’, Ceyhun Yılmaz, Feridun Düzağaç gibi ‘hafif sıklet’lerle buluştuğu bir takım, karşısında ise Bayan Milli Futbol Takımı.
Bu takımın tenik direktörü de kimmiş biliyor musunuz? Çocuklar Duymasın’ın Havuç’u Furkan Kızılay’ın babası...
Turnuvanın diğer maçı da teknik direktörlüğünü Metin Tekin’in yaptığı Danone takımıyla, Afganistan’dan gelen çocuklardan oluşan takım arasında oynanacak. Finalde ise minikler, Ünlüler Karması-Bayan Milli Futbol Takımı maçının galibiyle karşılaşacak.
Turnuvanın bir başka sürprizi ise maçları Cenk ve Erdem Beyler’in anlatacak olması... NTV’de cuma günü canlı yayınlanacak maçları izlerken gülmekten kırılacağız herhalde...
Ucuz numara
Bazıları iyi bir şov dese de, sıradan televizyon programlarını eleştirdiği iddia edilse de İbrahim Sadri’nin yaptığını ucuz bir numara olarak görüyorum ben...
Eşref Saati’nde yaşanan her şeyin oyun, konukların da oyuncu olduğunu defalarca yazdık. Ancak seyircinin çoğunun bundan haberi yok. Yaşananlar gerçek zannediliyor. Son bölümde de stüdyoda birileri alev alıyor, bir anda ortalık karışıyor, kameralar yerlere düşüyor. Sonra İbrahim Sadri çıkıp ‘Arkadaştan haber alabildik mi, nasılmış’ diyor. Yani ortalığı öyle bir alevlendirmişler ki, ne olup bittiğini anlayabilmek için bile programa mecburen bakıyorsunuz...
Programın sonunda da İbrahim Sadri çıkıp ‘Siz siz olun televizyonda gördüğünüz her şeye inanmayın’ diyor. Bunun da adı bu tarz programları eleştirmek oluyor.
Eleştirdiğiniz programların reyting alacak bütün unsurlarını kullanacaksınız sonra da kalkıp ‘Bunları izlemeyin’ diye ders vereceksiniz. Dedim ya çok ucuz numara!.
Altı şiddetinde
Pazartesi 4.5 şiddetindeki Marmara depreminden sonra Şener Üşümezsoy, Kanal 7 ekranındaydı. Bunun büyük depremin habercisi olduğunu, yakın zamanda 6’nın üzerinde deprem olacağını söyledi.
Açıklamaları izleyenler üzerinde panik yaratacak nitelikteydi. ‘Depremle yaşamayı öğrenelim’ diyoruz. Bunun içine ‘sağduyulu olmak’ girmiyor mu acaba?