Drogba’yı Chelsea’de izlemek

Yurtdışında izlediğim en kötü Galatasaray’dı...
Sneijder, Selçuk, Burak, Drogba, hiçbiri sahada yoktu...
Sabaha kadar sürse maç, Galatasaray’ın hiçbir şansı yoktu. Ama olsun, hiç önemli değil...
Bu maçın çok başka bir önemi vardı; Drogba’yı Chelsea karşısında izlemek...
Ne demek bu?
Bir futbol severin dünya gözüyle yapabileceği en güzel şeylerden biri demek...
Çünkü bu maç aslında Drogba’nın jübile maçıydı.
Kariyerinin en iyi yıllarını geçirdiği ve büyük başarılar elde ettiği Chelsea karşısına Galatasaray formasıyla çıktı Drogba...
Galatasaray’daki performansının düşük olması, Drogba’nın yaşayan en büyük futbol efsanelerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmez...
Stamford Bridge’de buna gözlerimizle tanık olduk.
Sahaya adım attığında olay oldu, Chelsea ve Galatasaray taraftarı birlikte “Didier Drogba” diye ortalığı yıktı...
Herkes ayaktaydı...
Maç öncesi sahada takımları açıklayan sunucu Drogba deyince bir kez daha herkes ayakta alkışladı...
Drogba’yı sahanın ortasına davet etti sunucu...
Tribünlere “Efsane Drogba” pankartı açılmıştı.
Bir futbolcu için bundan daha büyük gurur olabilir mi?
Stamford Bridge’nin duvarlarını Chelsea’nin efsane futbolcularının dev posterleri süslüyor.
Drogba’nın Şampiyonlar Ligi kupası elinde fotoğrafı da duvarda.
Maça girmeden önce bizim maç kadrosundan Ateş İnce ve Burcu Esmersoy’la önüne geçip poz verdik...
Maçta ise Drogba topu her ayağına aldığında alkışlandı.
Hele sarı kart gördüğünde Galatasaraylı taraftarlardan daha çok Chelsea taraftarı hakemi yuhaladı...
Tribünler, rakip takımın oyuncusuna sarı kart gösterdi diye hakemi yuhalıyor...
Böylesi bir olaya ilk kez tanık oldum.
Bu sahneleriyle unutulmaz bir maçtı...
Keşke Galatasaray biraz mücadele edebilseydi...
Keşke Drogba daha iyi oynayabilseydi...
Keşke bir de ikinci yarıda o golü atabilseydi...
O zaman daha da unutulmaz bir maç olacaktı...
Olsun...
Chelsea’ye yenildik ama Londra’ya gittiğimiz için hiç pişman değiliz...
Futbolun efsane oyuncularından Drogba’nın jübilesine şahit olduğumuz için...

Bu da Sarıgül’ün reklamı

AK Parti’nin son vuruşu dediğim seçim reklamı, aynı anlattığım şekilde, söylediğim gibi bütün kanallarda aynı anda yayınlandı...
Yazıyı yazdığım gün reklam ajansı da dahil pek çok taraftan reklamın içeriğini nereden öğrendiğimi sordular...
Çünkü bilinsin istemiyorlardı...
Çünkü onlar da seçim kampanyasında partilerin Türk bayrağını ve İstiklal Marşı’nı kullanmanın yasak olduğunu biliyorlardı.
Reklam salı akşamı yayınlandıktan sonra YSK tarafından yasaklandı zaten.
Peki CHP cephesinde durum ne...
Mustafa Sarıgül’ün son reklamının içeriğini de öğrendim...
Akşam saati İstanbul’da iş dönüşü üzerine kurulu bir konsept...
İnsanlar işlerinden çıktıktan sonra kravatlarını çıkarıyor, ceketlerini atıyor, herkes ellerine kovaları aldıktan sonra duvarları, binaları baştan aşağı boyamaya başlıyor.
İstanbul baştan aşağı boyanıyor, vatandaşların katılımıyla tepeden tırnağa yenileniyor...
O sırada kamera kuş bakışı yükseliyor, yükseliyor...
Sonunda İstanbul haritasının üzerinde Mustafa Sarıgül’ün silüetinin belirdiğini görüyoruz...
AK Parti’nin yasaklanan reklamıyla ilgisi yok tabii...
O genel seçim havasında hazırlanmış bir reklamdı, Sarıgül’ünki ise yerel seçim temalı...
Reklam bu hafta sonundan itibaren yayınlanmaya başlayacak.

Gezi sonrası müzik

Gezi Parkı olaylarının en çok etkilediği alanlardan biri müzik ve eğlence sektörüydü...
Albüm satışları bıçak gibi kesildi...
Konserler yapılamaz oldu...
Sanatçıların ekstraları bitti...
Etkisi hâlâ sürüyor...
Ancak bir yıla yakın zamandır bundan etkilenmeyen gruplar ve şarkıcılar da var?
Kim mi bunlar? Tabii ki muhalif müzik yapanlar...
Gezi Parkı olayları sonrasında son bir yılda pop ya da fantezi müzik yapanların satışları düşerken, duruşları ve müzikleri muhalif olanların satışları arttı...
Duman, Birsen Tezel, Grup Yorum, Ahmet Kaya şarkıları, Selçuk Balcı gibi sanatçıların satışları buna en iyi örnek.
Fazıl Say’ın yeni çıkan albümü “İlk Şarkılar”, D&R’ın en çok satanlar listesinde ilk 3 sırada...
Yani durum neymiş?
Muhalif sanatçıların albümleri satıyormuş...
Sade suya tirit şarkılar yapanların satışı düşüyormuş...
Gezi Parkı olaylarının müzik sektörüne en büyük etkisi budur.

İşte Yummy Mummy anneler...

Çocuğu olmuş ama hâlâ çok güzel ve alımlı görünen, cazibesini korumaya devam eden kadınları tanımlamak için İngilizler “yummy mummy” diyor...
2000’lerin başında ortaya çıkmış bir kavram bu...
Victoria Beckham, Liz Hurley gibi ünlü kadınlar için kullanılıyor ilk olarak...
Daha sonra ünlü ya da ünsüz fark etmez, yummy mummy tabiri bütün seksi anneler için kullanılıyor.
Yummy Mummy adıyla açılmış bir mağaza var, çocuklu annelere hitap ediyor...
Ben de bizde kimler olabilir ‘yummy mummy’ anneler diye düşündüm...
Aşağıdaki liste çıktı...

1- Tuba Büyüküstün
2- Güzide Duran
3- Bergüzar Korel
4- Deniz Akkaya
5- Emina Sandal
6- Meryem Uzerli
7- Tuba Ünsal
8- Belçim Bilgin
9- Pınar Altuğ
10- Arzu Yanardağ
11- Ceyda Düvenci
12- Çağla Şıkel
13- Sema Şimşek
14- Irmak Ünal
15- Ebru Şallı
16- Gamze Özçelik
17- Nurgül Yeşilçay