Lisanslı dijital müzik ve meslek birlikleri üzerine geçenlerde bir yazı yazdım.
Müzik meslek birlikleri ayağa kalktı, açıklamalar gönderdiler, itiraz ettiler. Müyorbir Başkanı Ahmet Koç diyor ki; Turkcell, Fizy’yi aldıktan sonra “tüm meslek birlikleriyle anlaştık” diyerek emrivaki yaptı. İnternet korsanlığı üzerinden marka yaratarak servet sahibi olanlar bizden özür dilemelidir. MSG Başkanı Garo Mafyan diyor ki; Turkcell’in sözleşme talebi Müyap tarafından bize iletilmiş ve bu sözlü talebi kabul etmemiz istenmiştir. Çok ağır koşullar oldu bittiye getirilmek istendi. Benim derdim Turkcell, Aveamuzik ya da TTNet değil... Ben bir fotoğraf çektim ve bununla ilgili bir tespit yaptım. Müzik piyasasında her gün yeni bir meslek birliği çıkıyor. Ben dört biliyordum, Müyabir ve Müzikbir’le altı taneymiş meğer... Bu dağınıklıkta korsanla nasıl mücadele edilir? GSM şirketlerinin dijital müziğe yaptıkları yatırım internette korsanı bitirmenin tek yoludur. Meslek birlikleri bunu bilmiyor mu? Bal gibi de biliyor. Ancak hepsi üye sayılarını öne sürerek GSM şirketlerinden daha fazla pay almaya çalışıyor. Buna hakları olabilir. Ama diğer taraftan Turkcell, Aveamuzik ve TTNet ne yapsın? Kendi aralarında bile anlaşamayan bir sektörün temsilcileriyle tek tek masaya oturmaya çalışıyorlar. Bu işte sekter tutum sergileyen meslek birlikleri, lisanslı dijital müzik piyasasının oluşumunu geciktirdiklerinin, korsanın ömrünü uzat-tıklarının farkındalar mı? Ben bunu söylüyorum, bana kızıyorlar... Bana kızıp zaman kaybedeceğinize, süreci hızlandıracak formüller bulun. Not: Bu konuyla ilgili Müyap Başkanı Bülent Forta’dan tek bir bilgi almış değilim. Diğer meslek örgütleri bu yazıların arkasında Forta’nın olduğunu düşünüyor. Anlayamadıkları ve hiçbir zaman anlayamayacakları şudur: Forta’yla arkadaşlığımız birbirimizi manipüle etmeye çalışmayacağımız kadar sağlamdır.
Özcan’ın filmi olmuş
Türk sinemasında son dönemde eski Yeşilçam filmleri tadında örnekler çıkmaya başladı. “Eyyvah Eyvah 2”, Ertem Eğilmez filmleri tadında sıcak bir komediydi, büyük başarı sağladı. Özcan Deniz’in filmi “Ya Sonra?” da Yeşilçam’ın eski romantik-komedileri tadında. Yani Özcan’ın formülü doğru... Aşk var, hüzün var, komedi var, eğlence var filmde. Ve en önemlisi, bunların hepsini iyi harmanlamış. “Ya Sonra?” çok büyük hikâye anlatan bir film değil, yedi yıllık evli bir çiftin ayrılık öyküsünü konu alıyor. Ama bu küçük hikâyeyi iyi çekmiş Özcan Deniz. Filme adını veren Ajda Pekkan’ın unutulmaz şarkısı “Ya Sonra”yı Deniz Çakır şaşırtıcı derecede güzel seslendirmiş. Sezen Aksu’nun “Seni Kimler Aldı”sı da damardan giriyor. Ama diğer yandan da Özcan’ın tekneyi bastığı sahnede seyirci gülmekten kırılıyor. Espriler gırla gidiyor. Yine Özcan’ın Karadeniz düğününü bastığı sahne Yeşilçam komedilerinin yıllar sonra yeniden çekilmiş en iyi sahnelerinden biri... İtiraf edeyim, ben bu kadarını beklemiyordum Özcan’dan... Gittim, eğlendim, duygulandım, güldüm, geldim... Bir de neden kadını kaybettikten sonra erkeğin aklının başına geldiğini sorup durdum kendime...