Paylaş
Aslında Fadıl Akgündüz’ü değil, hâlâ Fadıl Akgündüz’ün hayali projelerine inanıp paralarını kaptıranları tutuklamak lazım...
Çünkü bizde kolay yoldan mal sahibi olma kafası olduktan sonra Fadıl Akgündüz daha çok olmayan projeler yapıp satar...
Eminim yine biraz yatıp çıkacak, birkaç sene sonra belki bu sefer Mars’ta devremülk projesi gibi bir cin fikirle yine milletten para toplayacaktır...
Bakın tıkır tıkır işleyen, sürekli büyüyen bir Deniz Taksi sistemi vardı İstanbul’da, ne oldu ona?
Söyleyeyim... Fadıl Akgündüz 2011 yılında özelleştirmeden 1,5 milyon dolara Deniz Taksi’nin işletmelerini aldı...
O güne kadar sürekli Deniz Taksi kullanan, İstanbul’da su yolunun gelişmesi için Deniz Taksi hakkında onlarca yazı yazan ben bir daha binmedim Deniz Taksi’ye...
Ne olur ne olmaz, batar falan diyerek...
Fadıl Akgündüz işletmeyi aldıktan sonra ilk iş deniz taksilerin adını değiştirdi, Capsea yaptı...
O ana kadar sürekli büyüyen Deniz Taksi yatırımları bir anda durdu...
Tuzla’da üretilip denize indirilen deniz taksilerin sayısı 15 olmuş, bir yıl içinde 35’e çıkması planlanıyordu.
Fadıl Akgündüz almadan önceki genel müdürle tanışıp dinlediğim için biliyorum...
İstanbul ulaşımı için bu kadar güzel bir yatırım Fadıl Akgündüz’ün elinde 4 yıl içinde ne oldu biliyor musunuz?
Battı, bitti... Ne Deniz Taksi kaldı ne uydurma adıyla Capsea...
Dün müşteri gibi 800’lü numarasını aradım, gündüz 12.00’ye deniz taksi istedim...
“17.00’de gönderebiliriz” dediler... 5 saat sonraya...
“Kaç deniz taksiniz var ki” dedim... “4” yanıtını verdiler...
Oysa benim sektörden öğrendiğim faal sadece 1 deniz taksi kalmış İstanbul’da...
Gerisi Haliç’te çürümeye terk edilmiş...
Şu anda hâlâ Fadıl Akgündüz’ün şirketinde mi, yoksa bir yerlere devretti mi öğrenemedim...
Peki harika başlayan Deniz Taksi yatırımının bir fiyaskoya dönüşmesinde tek suçlu Fadıl Akgündüz mü?
O ihaleyi ona veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hiç mi suçu yok?
Akgündüz’den devremülk aldığını sanıp kazıklanan vatandaşla, Deniz Taksi’yi emin ellere teslim ettiğini sanan Büyükşehir’in ne farkı kaldı?
İhaleye girmek için ticari güvenirliğin, yeterlilik belgen yok deyip Fadıl Akgündüz o ihaleye alınmamalıydı bile...
Hadi şimdi arayın da bulun bakalım Deniz Taksi’yi İstanbul’da...
Türk seyircisinin filmi Star Wars değil Düğün Dernek’tir
Ne dedim geçen hafta, “Bu Tüpçü Fikret filmde yaptığı gibi gişede de küçük tüpü Jedi’ın kafasına yerleştirir” dedim...
Aynısı çıktı...
Haberleriyle, beklentisiyle, reklamlarıyla tüm dünyada ortalığı yıkan Star Wars’un hafta sonu seyircisi 334.911 oldu...
Düğün Dernek: Sünnet ise aynı hafta sonu 621.485 kişi tarafından izlendi, toplam gişesi 4.464.242 oldu...
Yani Tüpçü Fikret, Star Wars’u neredeyse ikiye katladı...
Bu da gösteriyor ki, Türk seyircisinin filmi Star Wars değil, Düğün Dernek’tir, Recep İvedik’tir...
Abdullah Oğuz: Nurgül’ü de Hande’yi de mahkemeye veren benim...
Önceki gün Serenay Sarıkaya’nın 7 yıl önce yaptığı ajans sözleşmesiyle ilgili bir yazı yazmıştım...
Bunun ‘kölelik sözleşmesi’ olduğunu belirtip yıllar önce Abdullah Oğuz-Nurgül Yeşilçay arasında yaşanan davadan örnek vermiştim...
Abdullah Oğuz aradı, “Nurgül beni değil, ben onu mahkemeye vermiştim. Hande Ataizi’ni de vermiştim.
Çünkü oyuncuların ajanslarla yaptıkları sözleşmeleri kafalarına göre değiştirme hakkı olmadığına hâlâ inanıyorum...
Bizim o dönemde yaptığımız oyuncu-ajans çalışmaları, bugün kurumsal anlamda oturan ajans sisteminin temeli oldu...
Serenay konusunda ajansına da sorsan eminim onların da haklılık payı vardır...
Anlaşmalar 2 yıl da olabilir, 12 yıl da olabilir...
Oyuncular attıkları imzaya dikkat edecekler” dedi...
Bu konu uzun tartışmalar yapacak kadar derin bir mevzu aslında...
1 ay sömestr tatili
Milli Eğitim Bakanlığı, sömestr tatilini bir aya çıkarmak için çalışmalara başladı...
Sömestr tatili 31 Aralık-1 Şubat arasında olacak, ocak ayı boyunca okullar kapanacak...
Bunun karşılığında yaz tatili ise 3 aydan 2,5 aya inecek, 15 Haziran’da başlayıp 1 Eylül’de bitecek...
Karda kışta çocukların zor okula gittiği, kapalı olan köy okullarının bulunduğu göz önüne alınırsa kağıt üzerinde hiç fena durmuyor öneri...
Bir yandan da yakıttan tasarruf sağlamayı amaçlıyormuş bakanlık...
Bu uygulamanın kış turizmini hareketlendireceği savına katılmıyorum bir tek...
Karda kışta kaç çocuk dağ tatiline çıkacak, kaç çocuk memleketine gidecek de kış turizmi hareketlenecek?
Çocuklar bunları yapamayacağı için uzun sömestrde evlerine kapanacak, diğer yandan yaz turizmi olumsuz etkilenecek...
Tabii neden 31 Aralık-1 Şubat yerine sömestr 15 Ocak-15 Şubat olmuyor gibi sorular sormak da mümkün...
Acaba batıyla-doğuyu farklı eğitim takvimleri mi gerekiyor tartışması yapmak da...
O yüzden bu kararı hemen değil, eğitim uzmanlarıyla uzun uzun tartışıp almak gerekiyor...
Zira yapboza dönen eğitim sistemimizde bir de tatil kaosu yaratmayalım...
Paylaş