Demek ki Mali’nin parası varmış...

Bir kadının 5 yıllık evlilik karşılığında büyük servete konmasının doğru olmadığını söylediler.
Erbil’den bu kadar para isteme demeye getirdiler.
Bunu neyin üzerine söylediler.
Tuğba Erbil; 3 milyon tazminat, 30 bin lira nafaka istediği için...
Peki Mehmet Ali Erbil kaç lira ödemeyi kabul etti de, tek celsede boşandılar;
Ayda 10 bin lira nafaka...
4 milyon lira değerindeki Astoria’daki evi oğlunun üzerine yapacak.
Yeni bir ev alana kadar 7 bin lira kira...
2 milyon değerinde yeni bir ev...
Taşınma masrafı olarak 80 bin lira...
Yani üç aşağı beş yukarı kadın yazarların bu kadar para istenir mi dediği parayı Mehmet Ali Erbil, Tuğba Erbil’e verdi...
Tabii Mehmet Ali’nin basınla arası iyi, dost sohbetinde anlattığı ‘çok para istiyor’ sözleri köşelere taşındı hemen.
Ama gördük ki istenen çok değilmiş...
Sonuçta ödenen de çok olmadı...
Elbette hepimiz için bu rakamlar çok uçuk, anormal paralar ama o durum bizim gibi faniler için geçerli...
Bir TV starı için değil.
Bunu kadın yazarların bilmemesine şaşıyorum.
Mehmet Ali Erbil’in 5 yılda kazandığı parayı tahmin etmeden Tuğba Erbil’in istediği paraya çok demek için bu boşanma sürecinde ciddi şekilde taraf tutmak gerekiyor.
Not: Mehmet Ali’nin çapkınlığı, evliliklerini yürütemesi bir kenara da, ayrıldığı eşlerine karşı hakkaniyetli tutumunu takdir ediyorum.
Hem çocuklarına hem eski eşlerine karşı hep bir sorumluluk duygusu taşıdı üzerinde.
Bu boşanma sürecinde de işi çingene pazarlığına dökmemesi bunu bir kez daha gösterdi.

Üç reklam...

Reklamdaki Atatürk...

Reklamlarda Atatürk’ün oynatılmasıyla ilgili Engin Ardıç’a katılmıyorum... Ardıç hiç merak etmesin bisküvi reklamında ya da boru reklamında Atatürk’ü oynatmaya cesaret edecek bir firma çıkmaz.
Öyle bir reklam filmi yayınlayacak şirketin nasıl tepki alacağını, nasıl satışlarının yerlere düşeceğini herkes bilir çünkü...
Kaldı ki Atatürk’ün en çok yakıştığı reklam kampanyalarından biri olmuş Anadolu Sigorta...
Hem reklamda Atatürk’e çok benzetmişler, hem depremle gündemi yakalamışlar, hem ihtiyar köylüyle Atatürk’ün ilişkisini çok dokunaklı kurmuşlar...
Gerçek Atatürk’ün Anadolu Sigorta önündeki fotoğrafının kullanıldığı “Böyle bir fotoğraf her kuruma nasip olmaz” sloganlı gazete ilanları ise kampanyayı çok iyi tamamlıyor...

Yerken seçime...

Doritos, Türkiye’de yeni cips tatları yaratın diye bir yarışma başlatmış, 8 bin 500’den fazla öneri gelmiş...
Çikolatalı cips var, naneli cips var aklınıza ne geliyorsa önerilmiş anlayacağınız...
Bu tatlar arasından üçü finale kalmış; Gavurdağlı cips, haydarili cips ve zeytinli kekikli cips...
Finale kalan üç tadın da meze kültüründen gelmesi ilginç değil mi?..
İngiltere’de bu yarışmanın sonucunda içinde jambon bulunan kahvaltılık bir tat birinciliği kazanmış.
Şu sıralar ‘haydi Türkiye yerken seçime’ sloganıyla reklamları dönen kampanya sonucunda birinci olan yarışmacı, şirketin o mamülle ilgili satışlarına yüzde 1 ortak olacak...
Farklı bir kampanya olarak dikkat çekiyor.

Şafak Sezer her yerde...

Şafak Sezer altın çağını yaşıyor.
Kolpaçino ve Kutsal Damacana İtmen’le bu sezon iki filmle vizyondaydı, Türk Malı dizisi iddialı başladı, bir yandan da devam eden Vodafone reklamları var.
Tüm bunların üzerine şimdi TRT ile “Hanımeli” adlı yeni bir dizi için anlaştı.
Vodafone reklamlarında da hemşireydi, tarihten bir pazarcıydı gibi sürekli değişen rolleri canlandırdığı için ortalık Şafak Sezer karakterlerinden geçilmiyor...
Şafak’ın bu kadar gündemde olması seyirciyi yoruyor ama Vodafone’a yarıyor, ben ne zaman Şafak’ı görsem aklıma Vodafone’un ‘kırmızısı’ gelir oldu.
Şafak’ın reklamlarını da, oyunculuğunu da beğeniyorum ama bana bile Hanımeli fazla gelecek galiba...
Not: Şafak Sezer’in TRT’ye çekeceği Hanımeli dizisinin ilginç bir özelliği var, bir dönemin hızlı çapkını Erdal Acar da bu diziyle yapımcılığa soyunuyor.
Şafak’la bu diziyi çektikten sonra bir de film yapacaklarmış yani sadece TV değil, sinema sektörüne de el atıyor Erdal Acar...