Çocuk yurtları kötü demeyin, yarın akşam konsere gelin

Düşes Ferguson’un kamerasıyla bir kez daha gündeme gelen çocuk yurtları, sadece devletin değil sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla da düzelebilir ancak...

Bu konuda yıllardır canla başla çalışan bir dernek var; MİKA-DER (Minik Kalpler Derneği).

Çeşitli illerde konserler düzenliyorlar ve gelirin tamamını çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının iyileştirilmesine harcıyorlar.

Bugüne kadar organize edilen konserlerle Adapazarı’ndan Sivas’a, Kocaeli’nden Mardin’e 11 yuvayı daha yaşanır bir hale getirdiler.

Minik kalpleri mutlu ettiler.

Bu sosyal kampanyanın sanat camiasında gönüllü savaşçıları var:

Ajda Pekkan

Nükhet Duru

Ferhat Göçer

Edip Akbayram

Behzat Gerçeker (ENBE Orkestrası)

Özcan Deniz


Anadolu Ateşi...

Orkestraları ya da kendileri için tek kuruş para almadan konsere çıkıyorlar bu sanatçılar.

Organizasyondan kazanılacak her kuruşun bir çocuğu mutlu edeceğini bildikleri için...

Yarın gece bu konserlerden biri 21.15’te Lütfi Kırdar’da gerçekleşecek...

Yazın Bodrum’da verdikleri konserle olay yaratan Edip Akbayram ve Ferhat Göçer bu kez minik kalpler için sahneye çıkacaklar.

Geceden elde edilecek gelir de Trabzon’daki üç çocuk yuvası için harcanacak.

Yurtlardaki zor koşulları gizli kameralarla görüp ekran karşısında isyan etmekle olmuyor bu işler.

Taşın altına elinizi koyun.

Bir bilet alın yarın geceye, hem iyi bir müzik ziyafeti çekin kendinize hem de minik kalpleri yalnız bırakmayın...

Ben bırakmayacağım...

Ya Kundera ihbarcıysa

Milan Kundera’nın, 1950 Çekoslovakya’sında komünist rejime karşı casusluk yapan birini ihbar ettiği, adamın da 22 yıl hapis yattığı iddia ediliyor.

Aralarında Orhan Pamuk, Salman Rüşdi, Gabriel Garcia Marquez, Carlos Fuentes, Philip Roth gibi isimlerin bulunduğu 11 önemli yazar da buna tepki gösterdi.

Medyanın, Kundera’yı karalama kampanyası yürüttüğünü söyleyerek...

Olayın geçtiği tarihte Kundera 21 yaşındaydı, Salman Rüşdi henüz 3, Orhan Pamuk’un doğmasına ise daha 2 yıl vardı.

Yani diğer yazarlar Marquez, Fuentes, Roth gibi dönemin tanığı değiller.

Hoş, ihbar gibi bir konuda dönemin tanığı olsan ne değişecekse...

Bana kalırsa bu durum iki şeyi ortaya çıkardı;

1- Yazarları karalamak kolay değildir, çünkü yazarlar kulübünde büyük bir mesleki dayanışma vardır.

2- 40 yıl geçse de geçmişi insanın peşini bırakmaz.

"Ya gerçekten ihbar ettiyse" ihtimali yazarların aklından geçti mi bilmiyorum, ama Allah bu dayanışma ruhunu diğer mesleklere de nasip etsin diyorum.

Birileri mi ölmeli

Zincirlikuyu Karayolları’nın arkasından Akmerkez’in Ulus kapısına bağlanan yolun hatalı olduğunu yazınca bölgede oturanlardan mail yağmuru başladı.

Meğer ne kadar dertliymişler bu yoldan.

"Her gün fren sesinden, çarpışma sesinden yüreğimiz ağzımıza geliyor" diyenler mi istersiniz...

"Korkunç manzaralarla karşılaşmamak için pencerelere çıkamıyoruz artık" diyenler mi?

Bölgede oturanlar şikayet için imza toplamış ama nafile...

Burası geceleri, Etiler’de kontrole yakalanmak istemeyen alkollü sürücülerin trafik denetiminden kaçış yolu da aynı zamanda...

Bu yüzden hız limiti sürekli aşılıyor, bir de yoldaki mühendislik hatasını ekleyin, buyrun size her gün kaza...

Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın kızının da bu yolda kaza yaptığı söyleniyor...

Bölgede oturanlar hiç değilse ses duvarı konulsun yola diyorlar.

Bence yapılması gereken, şehrin bu en tehlikeli yolunu baştan inşa etmek.

O olmayacağı için kameralı EDS sistemi ve denetimlerin artırılmasına da razıyız...
Yazarın Tüm Yazıları