Paylaş
Çıktı
Ahmet Hakan
CNN Türk’teki programından sonra kilometrelerce takip edilip evinin önünde dört kişinin saldırısına uğradı...
Ahmet Hakan son yılların yıldızı en çok parlayan gazetecisi...
Yazdıkları en çok okunan, söylediği ses getiren, korkusuzca yazan bir isim...
İstediğiniz kadar saldırın, istediğiniz kadar sindirmeye çalışın...
Siz saldırdıkça daha çok büyücek, daha çok okunacak...
Siz saldırdıkça insanlar Ahmet Hakan’a ve özgürlüklere daha çok sahip çıkacak...
İndi
İktidar medyası
Ahmet Hakan’a saldırının gerçekleştiği gecenin akşamında iktidar yanlısı yorumcuları izliyoruz televizyonda... Hepsinin ağzında önce, yalandan bir geçmiş olsun dileği...
Hepsinin ağzında sahte bir kınıyoruz lafı...
Sonra ama’yla başlayan cümlelerle gerçek düşündüklerini sıralamaya başlıyorlar...
Ama Ahmet Hakan da böyleydi...
Ama Doğan Grubu da şöyleydi... Hay Ahmet Hakan kadar, Doğan Grubu kadar taş düşsün başınıza...
Bırakın şu ama’lı başlayan cümleleri birader...
Delikanlı gibi çıkıp bu korkunç şiddet olayını ama’sız ele alacak bir yorumcunuz da mı kalmadı...
Çıktı
Deniz Çoban
Kasımpaşa-Çaykur Rizespor maçından sonra canlı yayına çıkarak “Hatalı karar verdim herkesten özür diliyorum” deme cesaretini gösteren hakem Deniz Çoban, “Bu hafta kendimle ilgili karar vereceğim” demişti...
Verdi, beklendiği gibi hakemlikten istifa etti, düdüğünü astı...
Gözyaşları içinde açıkladı bu kararını...
Deniyor ki, “Yok spor yorumculuğu için bunu yaptı”, “Yok spor medyasına göz kırpıyor...” Yahu bırakın niyet okumayı da insanların samimiyetine, vicdanlarına, gözyaşlarına birazcık inanın...
Başımıza ne geldiyse bu niyet okumalardan gelmedi mi...
İndi
Ömer Üründül
Valla artık TRT spor servisinin yıllardır bitmeyen Ömer Üründül aşkına girecek değilim...
Bu aşkın nedenini merak edenler bulur eski yazılarımdan okur...
Yıl olmuş 2015, spor medyası pek çok genç yetenekli yorumcu çıkarmış...
Söylediklerine kulak verilen eski futbolcular, hocalar bu işlere soyunmuş ama hala TRT spor servisinin aklına ilk gelen yorumcu Ömer Üründül...
Beşiktaş-Sporting Lizbon maçında Ömer Üründül’ün yorumları için sosyal medyada yazılanlar yenir yutulur cinsten değil.
Tamam sesi kısıp maç izlemeyi öğrendik ama ben Ömer Üründül adına üzülüyorum...
Çıktı
Filenin Sultanları...
Filenin Sultanları, Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda fırtına gibi esmeye devam ediyor...
Hollanda ve Belçika’nın ev sahipliğinde düzenlenen turnuvada son olarak Almanya’yı 3-2 yenerek yarı finale yükseldiler... Filenin Sultanları yarı final maçında bugün ev sahibi Hollanda ile Rotterdam’da oynayacak...
Hollanda’yı da geçerlerse yarın final maçımız var... Hollanda-Türkiye maçı bugün 16.30’da TRT’den canlı yayınlanacak...
İndi
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Bu sezonun flaş işi olacağı şimdiden belli. 10 reytinge şimdiden dayandı, salı günleri bileği bükülmez gözüküyor...
Öyleyse neden indi?
Çok fazla Kurtlar Vadisi’nin imitasyonu olmaya başladığı için...
Kurtlar Vadisi’nin ölenleri burada yeniden hayat buluyor... Çakır, Abdülhey, Testere Necmi falan derken şimdi de Aslan Bey’le Selçuk Yöntem’in kadroya dahil olacağı söyleniyor.
Gerçi Selçuk Yöntem bunu kesin bir dille dün yalanladı... Diziyi yaratanlar zaten Kurtlar Vadisi’nin eski ortakları...
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz için yeni bir dizi demek yerine Kurtlar Vadisi’nin yeniden çevrimi demek daha doğru galiba...
Çıktı
Marslı
NASA’nın Mars’ta tuzlu su bulunduğunu açıklamasıyla, Matt Damon’ın oynayıp Ridley Scott’ın yönettiği The Martian’ın (Marslı) filminin vizyon tarihinin aynı hafta olması tesadüf
olabilir mi?
NASA büyük heyecan yaratan açıklamasını bu hafta içinde yaptı...
Matt Damon’ın filmi Marslı bugün tüm dünyayla aynı anda bizde de vizyona giriyor...
Elbette tesadüf değil...
Ama “başka bir gezegende yaşam mümkün mü” sorusu hiç bu kadar ciddi sorulmamıştı...
Kızıl gezegen Mars bu hafta tüm insanlığı heyecanlandırdı. Matt Damon’ı da The Martian’ı da göreceğiz...
İndi
Altın Portakal...
Antalya Film Festivali’nin adından Altın Portakal’ın çıkartılmasını desteklemiştim. Ödül olarak kalacak ama resmi isimde yer almayacak Altın Portakal...
Ancak o da ne?
Bu iyinin yanına hemen kötü bir şey geldi... Belgesel ve kısa film bölümü yarışmadan çıkartıldı...
Ulusal Uzun Metraj Bölümü’ne alınacak belgeseller...
Tabii bu kararın altında yatan tek bir neden var, geçen yılki sansür tartışmaları.
Belgesel filmlerinin tartışma yarattığı için festival dışına atılması kabul edilir bir karar değil...
Tek tek belgeselleri sansürlemek yerine kökten sansür formülü bulundu.
Çıktı
Nurgül Yeşilçay
Burcu Çetinkaya…
Muhafazakar bir hayatı tercih eden rallici Burcu Çetinkaya’nın evlenip Şanlıurfa’da evlenmesi üzerine Nurgül Yeşilçay, “Sen özel okullarda oku, rallici ol. Sonra türbana gir... Sonra Urfa’da bir aşiretle evlen. Bunu rahmetli Meral Okay bile dizi yapamazdı...”
Burcu Çetinkaya bu açıklamaya büyük bir olgunlukla yaklaştı, “Kimseye kızmadım, kızmıyorum. Vakti gelince anlar elbet” dedi...
Bu olgun tavrın güzelliği kadar Nurgül Yeşilçay’ın yaklaşımı da güzeldi:
“Asla Burcu’nun tercihini yargılamıyorum. Sadece çok ilginç geldi bana. Yanlış anlaşıldığım için üzgünüm. Kırdığım insanlardan da özür dilerim” dedi.
Olgunluğu ve saygıyı unuttuğumuz bir dönemde iki kadının birbirine saygılı, anlayışlı, kavgasız, gürültüsüz yaklaşmasını sevdim...
Paylaş