Paylaş
Yüzbinler sokaktaydı...
Cemevi’ndeki törende değildim ama Şişli’den itibaren yürüyüşü içeriden gözledim...
Bu kadar kalabalığa rağmen cenaze defnedilene kadar tek bir olay çıkmadı.
Ne kimse sağa sola saldırdı, ne polise taş atan vardı, ne etrafa zarar veren...
Büyük bir sağduyuyla yürüdü 1 milyon kişiyi aşan dev kalabalık.
Peki ya sonrası?
Cenaze defnedildikten sonra Gezi Parkı’na çiçek konmak istendi ve polis de buna izin vermediği için arbede çıktı...
Yine biber gazı, yine Toma’lar, yine gaz fişekleri...
Peki cenazeden sonra Taksim’e çıkma kararı alınmasaydı?
İstanbul’da yaşayan her 10 kişiden 1’i cenazeye gelmiş.
Bugüne kadar görülmemiş bir kalabalık toplanmış...
Kimsenin burnu kanamadan sadece iktidara değil, bütün dünyaya en güzel mesajlar verilmiş.
Cenaze defnedilmiş...
Sonrasında kalabalık sessizce dağılsa, Berkin Elvan’a herkes görevini tam anlamıyla yapmış olacak...
Ancak illa Taksim...
İlla Gezi Parkı...
Hoş, polis meydanı boşaltsa Gezi Parkı’nda da bir şey olacağı yok...
Kalabalık çiçek bırakıp dağılacak...
Ama Gezi namus meselesine döndüğü için, girerlerse yeniden nasıl boşaltırım korkusu var emniyette ve valilikte...
Dolayısıyla bu itiş-kakış sürüyor...
Ben Gezi Parkı’nın halkın olduğunu düşünüyorum, polislerin koşulsuz parktan ve meydandan çekilmesinden yanayım.
Söylediğim şu: Sadece Berkin Elvan’ın cenazesinde Gezi Parkı diye tutturmanın bir alemi yoktu...
Taksim hep yasak
Bu ülke insanı 30 yıldır Taksim’e çıkmaya çalışıyor...
Ben kendimi bildim bileli Taksim hep kapalı, hep yasak...
AK Parti iktidarında sadece iki yıl için 1 Mayıs gösterilerine açıldı, tam ülkenin Taksim travması bitti diye seviniyorduk ki...
30 yıldır değişmeyen argümanlarla yeniden gösterilere kapandı Taksim...
Sonra üzerine Gezi olayları eklenince, 30 yıldır hiç olmadığı kadar ablukaya alındı meydan...
Son bir yıldır sivillerden çok resmi ve sivil polis var meydanda...
AKM karakol durumunda...
Arkadaki otoparktan daha yeni çekildi polisler...
Etrafta çevik kuvvet otobüsleri, Toma’lar, kaskları, biber gazları hazır bekleyen polisler...
Gezi Parkı’nın etrafına baraj kuran görevliler...
30 yıldır hiç olmadığı kadar kapalı Taksim Meydanı...
Yani hayatımızda değişen bir şey yok...
O ya da bu nedenle.
Taksim hep yasak hep yasak...
2013’te 90 milyar uygulama indirildi
Türk otomobili yapmaya uğraşacağımıza kafayı mobil uygulamaya yorsak vallahi daha iyi...
2007’de iPhone ve Appstore’un hayatımıza girmesiyle uygulamalar indirmeye başladık akıllı telefonlardan.
7 yıl içinde...
Akıllı telefonlara harcanan paralar bir yana...
Sadece mobil oyunlara, uygulamalara harcanan para 2013’te 68 milyar dolar olmuş dünyada...
2016’da 143 milyar olması
bekleniyor...
Peki bizden, neden dünya çapında oyun yazılımcıları ya da aplikasyon yaratan birileri çıkmaz?
Mesela tavla oynamayı seven bir millet olarak biliniriz değil mi?
Daha akıllı telefonlara doğru dürüst tavla aplikasyonu yapan birileri bile yok...
Neden mesela Angry Birds gibi bir oyun yazılımını yapan birileri olmasın...
Bütün dünya Türkler’in yarattığı bir aplikasyonu kullanmasın...
Beni inanın Türk otomobili üretmekten çok daha fazla heyecanlandırıyor bu...
Bakın bir rakam daha vereyim:
2013 yılında dünyada 90 milyar uygulama indirildi.
2016 yılına kadar 250 bin uygulama indirilmesi bekleniyor.
2013 itibariyle dünyada 2.3 milyon uygulama geliştirici var. Asya ülkeleri 760 bin kişiyle başı çekiyor. Elbette bu 2.3 milyon içinde Türkler de var...
Ancak bizim yaptıklarımız daha çok primitif uygulamalar.
Turkcell bunu geliştirmek için “Geleceği Yazanlar” diye yeni bir projeye başladı.
Kafasında bir uygulama projesi olan, evinde, okulda, amatör ya da yarı profesyonel olarak mobil işine kafayı takmış herkese açık bir proje bu.
Bir mobil yazılım seferberliği diyebiliriz. Mobil yazılım geliştirme alanında olan ve olmak isteyen herkes katılabiliyor.
Dersler, etkinlikler, sertifikalı eğitimler var projenin içinde.
Olmaz olmaz demeyin...
Biz büyük-küçük fark etmez, “ekran seven” bir milletiz.
Bir bakmışız bu proje yeni Angry Birds’ü yazacak bir Türk gencinin önünü açıvermiş...
Paylaş