Paylaş
Sponsorlar, şirketler, ülkeler kendi adlarına her dakika parti düzenliyor.
Bugüne dek Türkiye’nin kendi adına düzenlediği partisi yoktu.
Türk pavyonunda yalandan bir kokteyl olurdu.
Bu yıl ilk kez İKSV ve Efes Pilsen işbirliğiyle Türk sineması adına bir parti düzenlendi Cannes’da.
İstanbul Film Festivali’nde 25 yıl önce başlayan Efes Pilsen-İKSV işbirliği son 8 yıldır festivaldeki Köprüde Buluşmalar bölümüyle zirveye çıkmıştı.
Bu yıl Cannes’da bir şeyler yapalım diye düşününce bu fikir oluşmuş.
Önceki gün bu kokteyl ülke pavyonlarının olduğu bölümün hemen yanındaki geniş bir alanda yapıldı.
Yaklaşık 500 kişilik bir davetli grubu geldi ki, bu daha önce Türk pavyonunda yapılan kokteyllerle kıyas kabul edecek bir rakam değil...
Dünyanın farklı ülkelerinden dağıtımcılar, gazeteciler, yapımcılar, sinemacılar vardı kokteylde...
Belçim Bilgin, Semih Kaplanoğlu, Türkiye’den gazeteciler, film eleştirmenleri, yapımcılar konuklar arasındaydı.
Partinin en büyük şansı günlerdir süren kötü havanın 2-3 saatliğine ara vermesiydi.
Biz Cannes’da Efes Pilsen’in partisindeyken Türkiye’de alkolle ilgili son düzenlemeler komisyonda kabul ediliyordu.
Herkes Efes’cilere “Ne yapacaksınız” diye soruyor tabii...
Benim izlenimim şu, daha büyük ve global oynayacaklar.
Bu yıl IKSV ile yaptıkları ilk Cannes partisinden çok memnundular, “Bunu devam ettireceğiz, hatta seneye Cannes’da başka sürprizlerimiz bile olabilir” dediler.
Nicole Kidman sansürcü mü?
Ari Folman’ın “The Congress” filmi yarışma dışı bölümde gösterildi. Ben gösterime yetişemedim, izleyenler filmin sert bir sistem eleştirisi olduğunu söyledi.
Hatta filmin içinde Nicole Kidman ve Tom Cruise’a laf atan bir bölüm bile varmış. Cannes’ın ağzı torba değil ki büzesin...
Folman’ın filminin sırf bu yüzden yarışma bölümüne alınmadığı dedikodusu yapılıyor. Malum, Spielberg’ün başkanlığı yaptığı yarışma jürisinde Nicole Kidman da var.
Paris Hilton neden sinirlendi
Sofia Coppola’nın Los Angeles’ta yaşanan gerçek bir olaydan çektiği The Bling Ring filmi Paris Hilton’un sinirlerinin bozulmasına neden oldu.
Film bir grup gencin Hollywood’taki starların evini soymasını anlatıyor. Evleri soyulanlar arasında Rachel Bilson, Orlando Bloom ve Paris Hilton da var.
Bu olayı Cannes’da ilk kez izleyince evinin soyulduğu günü hatırlayıp canı sıkılmış Paris Hilton’un...
Semih Kaplanoğlu hangi filmden yarıda çıktı?
Bu yıl Cannes’da filmimiz yok. Türk sineması adına Cannes’daki en önemli şey Semih Kaplanoğu’nun kısa film jürisinde yer alması. 5 kişilik jürinin tek erkek üyesi Kaplanoğlu.
Filmleri dün izlemeye başladılar ama Cannes’a erken gelip yarışma bölümündeki filmleri de izlemiş Semih Kaplanoğlu.
Carla Bruni’nin kız kardeşi Valeria Bruni Tedeschi’nin yönetip oynadığı “A Castle in Italy” filminden o kadar sıkılmış ki, yarıda bırakıp çıkmış.
Cansu Dere ve Saadet Işıl Aksoy neden geç geldi?
İstanbul’dan Cannes’a giderken THY uçağında Loreal’in Tayland yüzüyle tanıştık. Güzel bir kızdı, Loreal’in partisi için Cannes’a gittiğini söyledi.
Bizden de Saadet Işıl Aksoy ve Cansu Dere Loreal’in yüzü.
Her ikisi de bugün geliyorlar Cannes’a.
Bu kadar geç gelmelerinin sebebi Loreal’in her ülke yüzünü farklı davetlere çağırması. Benin anlamadığım Hülya Avşar Chopard’a gelirken Türk basınında ortalık yıkılıyor da, Cansu ve Saadet Loreal’a gelirken neden aynı şey olmuyor? Neyse, Toronto’dan sonra yakın gelecekte Saadet Işıl Aksoy’un filmiyle Cannes’da da kırmızı halıya çıkacağına da inanıyorum ben.
Yine mi Tarkan?
Cannes gecelerinde o parti senin bu parti benim akarken Carlton’un barına da yolumuz düştü.
Davetiyesiz girilebilecek ve geç saate kadar eğlenebilecek en güzel yerlerden burası.
İçerisi tıklım tıklım...
Derken Tarkan “Yakalarsam muck muck” demeye başladı.
Eskiden olsa şaşırırdık, gururla anlatırdık, artık alıştık her yerde Tarkan çalmasına birbirimize dönüp sadece “Yine mi Tarkan” dedik...
Bulgari partisi
Bu yıl Elizabeth Taylor ve Richard Burton’ın 1963 yapımı efsane filmi Kleopatra’nın 60. yılı... Filmin yapım şirketi ve Bulgari filmi yenileyerek Cannes’da gösterdi ve ardından bir parti verdi.
O filmde Elizabeth Taylor’ın kullandığı paha biçilmez Bulgari takılar, el aynaları, kıyafetler sergilendi partide.
Belçim Bilgin’le gidecektik partiye ancak onun yemeği uzun sürünce tek başıma katıldım.
Cannes’ı en iyi gören yerlerden birinde Marriot’un çatısındaki partiye Cleopatra konsepti hakimdi.
Bu arada Bulgari’nin eylül ayında İstanbul’da ilk mağazasını açacağını da öğrendim. Zorlu Center’da açılacakmış mağaza...
Sessiz’in uzun metrajı geliyor
İki yıl önce tam burada Yılmaz’la fotoğraf çektirmiştik dedim. “Bilmez miyim” dedi Belçim Bilgin... Sorunca söyledi... Akil insanlar arasında olmaktan ilk başta çok memnun değilmiş ama çalışmalar sürdükçe iyi ki yer almışım bu işte demeye başlamış Yılmaz Erdoğan...
Cannes’da sürekli görüşme yaptı Belçim. Hem Kelebeğin Rüyası’nın başka ülkelere satışı hem de kendi projeleriyle ilgili.
Yapımcılar, yönetmenlerle görüştü. Geçen yıl Cannes’da “Sessiz” filmiyle en iyi kısa film ödülünü kazanmışlardı.
O filmin yönetmeni Rezan Yeşilbaş ve Belçim Bilgin’le sohbet ederken Sessiz filminin uzun metrajlısını çekeceklerini öğrendim.
Sessiz’in uzun versiyonunda yine Belçim rol olacak... Rezan “Ben her filmimde küçük de olsa rol almasını istiyorum Blçim’in, o benim uğurum oldu” dedi.
Paylaş