Canlı yayında test

Geçen hafta sonunda üçüncü turda Arjantinli Juan Ignacio Chela, Avustralyalı raket Lleyton Hewitt’e tükürdü.

Tenis kortlarında alışık olmadığımız, sportmenliğe yakışmayan bu hareket herkesi şaşırttı. Sonra bu işin yakın takipçisi olduk, nasıl sonuçlandığını öğrendik... Çarşamba günü arkadaşlarla birlikte bir başka maçı izlerken ‘Hadi yorumcuları test edelim’ dedi içimizden biri.

Çok güzel bir uygulaması var Eurosport’un. Canlı yayın sırasında maçlarla ilgili sorunuzu ‘yorum@avrupaspor.com’ adresine mail olarak atıyorsunuz, yorumcular da bunları canlı yayında yanıtlıyor.

İşte yorumcuları test etmek için bu yöntemi kullandık. ‘Rakibine tüküren Hewitt’e ceza verildi mi?’ diye yazıp, gönderdik. Beş dakika sonra yanıtı televizyonda yorumculardan dinledik: ‘Hewitt’e henüz ceza verilmedi. Cezalar turnuva sonrasında uygulanıyor’.

Oysa biz biliyorduk ki, Chela rakibine tükürdüğü için maçtan iki gün sonra 2 bin dolar para cezasına çarptırılmıştı.

Bu haber Eurosport’un web sitesinde de hálá duruyor.

Belli ki yorumcuların bundan haberi yoktu ve ‘Cezalar turnuva sonrasında uygulanır’ diye bir yanıt buldular kendilerince.

Eurosport yorumcuları canlı yayın testimizden sınıfı geçemediler ama anında cevap verdikleri bu interaktif yöntem nedeniyle alkışı hak ettiler.

1 rating 10 milyar

9 rating alan dizi artık ekranda başarılı sayılıyor. Rating bazlı anlaşmalar yapan bazı diziler, 9 ratinge kadar sabit bir para alıyor, 9’un üzerindeki her bir rating için artı 10 milyar kazanıyor yapımcılar.

Taksimetre mantığı gibi.

Diyelim 120 milyara bölüm başına anlaşan yapımcı, 10 rating aldığı zaman 130, 11 ratingde 140 milyar kazanıyor.

Yapımcılar da aynı şekilde oyuncular ve senaristlerle rating orantılı benzer anlaşmalar yapıyorlar.

Hal böyle olunca herkes için her yol mübah olmuyor mu?

Yapımcılar, senaristler 1 rating fazla almak için her türlü yolu deniyorlar.

Haftayı kurtaracak geçici çözümler de, çoğu zaman dizinin ömründen çalan formüller oluyor.

Bu rating bazlı anlaşmalar dizilere yarar değil zarar getiriyor.

Sapık aşık

Şu Berksan’ın Çilek şarkısı uzun süredir kafama takılıyor.

Tam bir psikopat aşığı anlatıyor.

O aşık ki; telefonda dinleyip susuyor yani telefon sapığı.

Gölge gibi kızın peşinde koşuyor yani çok tehlikeli.

İçip içip ağlıyor; alkolik... Yollara sevdiğim yazıyor.

Bu kadarla bitse yine iyi. İşi daha da ileriye götürüp kızın camına taş atıp kaçıyor.

Bir de kırılan cam sesi efekti koymuşlar ki şarkıya, iyice gerçekçi olmuş.

Böyle bir sapık aşığı kim ister ki?..

İşte o ‘sapık aşık’ bu akşam Ceyhun Yılmaz Show’a konuk olacak.

(CINE5, 22.45)

İsim benzerliği!

Performans için, yıllar önce BRT’de yayınlanıyordu diye yazmıştım.

Konsept aynı, programın ismi aynı olunca başka ne düşünür ki insan...

Ama öyle değilmiş, bu Performans’ın BRT’deki Performans’la ilgisi yokmuş.

Bu kadar benzerlik de fazla değil mi? Başka bir isim bulamadı mı yapımcılar?

Ama programın aynı tadı verdiğini söylemeliyim. Geçen hafta Özcan Deniz’in performansı harikaydı, bu gece de Haluk Levent’i izleyeceğiz.

(TRT1, 23.10)