Bunu sevmedim Kıvanç...

AVM’de, metroda, popüler bir mekanda hepimizin hayatı biraz daha zorlaştı...

Her yerde biraz daha fazla bekliyoruz, konforumuz biraz kaçtı ama buna hepimiz uymak zorundayız...
Kıvanç Tatlıtuğ eşiyle birlikte Beyoğlu Soho House çıkışında arabasını kapının önüne istemiş...
Güvenlik, araçların otelin önüne kadar girmesinin terör nedeniyle artık yasak olduğunu söylemiş...
Kıvanç ve eşi 20 adım yürüse güvenliğin bıraktığı yerde araçlarına binebilecekler...
Tabii o arada fotoğrafları falan çekilecek, bunu istemiyorlar...
Bu yüzden güvenlikle tartışıp, bariyerleri kaldırtmış ve aracını otelin önüne kadar getirtmiş...
Bunu yapan güvenliği bir defa Soho yönetimi hemen uyarmalı...
Çünkü Soho’nun bu kaprisi yapacak pek çok ünlü müşterisi var, Kıvanç’a sağladığınız imtiyazı yarın onlar da isteyecek...
Ya bariyerleri tamamen kaldırın ya kuralı herkese uygulayın...
Kıvanç’a gelince...
20 adım yürümek yerine böyle yapması doğru bir davranış değil...
Terör önlemlerine önce ünlüler, siyasetçiler, belediye başkanları, bürokratlar, işadamları uyacak ki toplumun her kesimi uyum göstersin...

En büyük takık kimler?

Önceki günkü yazımda simetri hastası Müjdat Gezen’e asimetrik bir televizyon önermiştim...

Müjdat Abi aradı...
“Vallahi içine doğdu herhalde... İnanmazsın iki gün önce televizyon aldım eve...
Duvara monte etmeye çalışıyorlar...
Şurası bir santim yukarıda diyorum... Şurası üç milim aşağıda diyorum...
Doğru da çıkıyor...
Çocuklar ellerinde su terazisi kan ter içinde kaldı...
İki gün sonra senin yazını okuyunca kahkahalar attım” dedi...
Bu simetri hastalığı yüzünden gençliğinde doktora gitmiş Müjdat Gezen...
“Ne zaman kurtulurum” demiş...
Doktor, “50’nde kurtulursun” yanıtını vermiş...
“Neden 50’de?”
“50’sinden sonra hastalıkların kendisi gelir de o yüzden” demiş doktor...
“Ama ben 70’i devirdim hâlâ geçmedi” dedi Müjdat Abi...
Peki bilinen en büyük simetri hastaları kimlermiş?
Müjdat Abi onu da söyledi...
Rahmetli Gazanfer Özcan gittiği evde
perdeleri düzeltecek, rahmetli Nejat Uygur da terlikleri yan yana aynı hizaya koyacak kadar takıkmış...

Fikret Orman’a çılgın teklif!

Beşiktaş’ın Vodafone Arena’dan kuşları kovmak için kurduğu sistem ‘viuuv viuuv’ diye metalik ses çıkarmaya tüm hızıyla devam ediyor...
Sistemi kuran firmanın 6 hafta sonra duyulmayacak sözü yalan oldu...
8 hafta oldu hâlâ çıldırtıcı ses devam ediyor...
Geçen gün stadın yanından geçerken 5 yaşındaki kızım, “Bu ses ne baba” diye sordu...
“Stadın üzerindeki brandaya gelmesinler diye bu sesi çıkarıp kuşları kovuyorlar” dedim...
“Çok kötüler... Kuşlar evinden uzağa mı kaçıyorlar o zaman” dedi...
“Aynen öyle oluyor” deyince üzüldü...
“Peki biz kuşlara bunu yapan insanların evinde ayı bağırtsak korkup kaçsalar iyi mi olur” dedi...
Kafaya bak sen...
Bu çılgın teklifini Fikret Orman’a ileteceğim dedim...
5 yaşındaki çocukların kafası böyle kestirme çözümler bulmakta çok başarılı... Ne diyorsunuz Fikret Bey bu öneriye? Ya da bıraksak ayıları falan, brandanın üzerine misina germek, ağ koymak gibi daha doğal çözümler bulsanız da hem insanlara hem kuşlara yaptığınız şu eziyeti bitirseniz artık...

İşte Salı Pazarı inşaatı

Geçen hafta “Bu şehirde gürültü yasağı yok mu Sayın Vali” diyerek Tophane Salı Pazarı’nda gece gündüz süren inşaatı yazmıştım...
Kimsenin umursadığı yok, gürültü tam gaz devam ediyor...
İşte inşaatın Cihangir’den görünen fotoğrafı da bu...
Ön tarafta gördüğünüz yapımı süren Mimar Sinan Üniversitesi’nin Resim ve Heykel Müzesi binası...
Arkada deniz tarafında ise dev kruvaziyerlerin yanaşması için yapılan Salı Pazarı Rıhtım İnşaatı devam ediyor...
Yapılacak 1250 metrelik rıhtım için denize 1464 adet çelik boru kazık çakılıyor...
50 bin metreküpten fazla beton dökülecek sahile...
Kaçıncı boruda olduklarını bilmiyoruz...
Gece 02.00’lere kadar büyük bir gürültüyle çaktıklarına göre zamana karşı yarışıyorlar...
Cihangir, Tophane, karşıda Salacak, diğer tarafta Eminönü sakinlerinin kafasına kafasına çakmışlar kime ne?
Onbinlerce insan geceleri uykusuz kalmış kimin umurunda...
Baksanıza Valilik ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olayı görmezden gelmeye devam ediyorlar...

Bu şarkıları yapanlar Türkiye’den kopamaz

Volkan Konak, Türkiye’yi terk ediyor...
Sıla, Yunanistan’a kaçtı...
Ünlülerle ilgili peş peşe böyle haberler çıkmaya başladı...
Oysa Sıla’nın ülkeyi bırakıp bir yere kaçtığı falan yok...
Volkan Konak da sadece çocuklarının eğitimi için Amerika’ya yerleşeceğini söyledi...
Eminim her ikisi de Türkiye’de konserler vermeye, albümler çıkarmaya devam edecektir...
Çünkü böyle güçlü müzisyenleri ülkelerinden hiçbir güç koparamaz...

Pizza East de gidiyor...

Yabancı yeme-içme markalarının İstanbul’da tutunması giderek zor bir hale geliyor...
Geçen yıl dünyanın en ünlü şeflerinden Massimo Bottura, Zorlu’da açtığı restoranı kapatıp sessiz sedasız İstanbul’dan gitmişti... Geçen gün Instagram hesabında Mark Zuckerberg’le çekilmiş fotoğrafını gördüm...
“Böyle bir şefi kaçırdık” diye üzüldüm...
Bugün itibariyle yabancı bir marka daha çekiliyor İstanbul’un yeme-içme hayatından...
Akaretler’de geçen yıl açılan Londra merkezli Pizza East bugün kapanıyor...
Ancak bir yıl dayanabildiler...