Bu suçsa cezama razıyım Hıncal Abi

Talat Bulut ve taciz iddiası meselesinin kapanmaması konusunda başı çektiğimi, yargıya intikal etmiş bir konuyu ısrarla yazıp televizyonda konuştuğum için de suç işlediğimi söylüyor.
Bulut’un rol aldığı dizinin yapımcısı Fatih Aksoy’un üzerinde baskı kurduğumu ve Bulut’un diziden gönderilmesi için uğraştığımı söylüyor.
Doğru, bu meselede başı çekiyorum Hıncal Abi.
Çünkü sen dahil kimse bu konuyu benim kadar araştırmadı, kimse benim kadar konuyu bilmiyor.
Tacize uğradığını iddia eden 19 yaşındaki genç kadın, reklam yapmakla suçlanan nişanlısı, Talat Bulut, set çalışanları, yapımcı, yönetmen yardımcısı, dizide rol alan kadın oyuncular da dahil olmak üzere konuya uzak yakın kim varsa herkesle birebir konuştum.
Yetmedi, Talat Bulut’la iki kez canlı yayında bu meseleyi tartıştım.
Bir gazeteci olarak daha ne yapabilirim?
Benim meselem Talat Bulut’un diziden gönderilmesi falan değil, setlerde kulağımıza gelen taciz meselelerinin hasıraltı edilmesi...
Hıncal Abi, “Cengiz’in programına davet ettiği bir kız ‘Cengiz beni soyunma odasında öptü’ diye bir yalan atarsa ne yapacağız” diye soruyor.
Ben aynı ihtimalin Talat Bulut için de geçerli olduğunu hep düşünerek bu konuyu yazdım, ekranda öyle konuştum.
Ama canlı yayında bana kızı öptüğünü söyleyen Talat Bulut’un ta kendisi!
“Dudağından değil, yanağından öptüm” diyor. “Hep öperim” diyor. Ne hakla?
Ama benim “65 yaşında bir adam senin kızını böyle öpüp dursa ne yaparsın” soruma yanıt veremiyor, mırın kırın ediyor.
Ayrıca yaşanan olay bir ast-üst ilişkisinde oluyor. 19 yaşında bir genç kız, işyerinde kendinden çok daha güçlü pozisyonda olan bir adam tarafından öpülüyor.
Benimle birlikte 30 kişi çalışıyor, ben neden kimseyi öpmüyorum?
Bir kişi de çıkıp “Cengiz beni zorla öptü” derse, beni patronlarıma şikayet etme hakkın sonuna kadar var Hıncal Abi... Fatih Aksoy “Dava açılırsa diziden göndereceğim” dedi. Mahsun Kırmızıgül onu bile beklemedi, filminin başrol oyuncusu olmasına rağmen “Mucize 2”nin kadrosundan çıkardı Talat Bulut’u.
56 yapımcı ve yönetmen, Talat Bulut’la çalışmayacaklarını açıkladı.
Mesele Talat Bulut meselesi değil Hıncal Abi...
Mesele; elinde gücü olan oyuncuların, patronların, yapımcıların, nüfuz sahibi erkeklerin kadınlara zorla istemedikleri bir şeyi yaptırmalarına itiraz etmek.
Yanaktan öpmek de buna dahil! Bu suçsa eğer, ben cezama razıyım.

Fotoğraf merakı öldürür

Burası Cihangir’de beş katlı bir binanın terası.
Fotoğrafı perşembe akşamı Sur Balık’tan ben çektim.
Arkada Topkapı Sarayı gözüküyor.
İki kadın terasa çıkmış, sağ tarafta batan güneşi fon yaparak sosyal medyaya yükleyecekleri fotoğraf çekiyorlar.
Daha üç gün önce Kelebekler Vadisi’nde 7 aylık hamile kadın selfie çekerken 300 metre yüksekten düşerek karnındaki bebeğiyle birlikte hayatını kaybetti.
Bu yılın başında video çekmeye çalışan adam, Şanlıurfa Kalesi’nden düşüp öldü.
Babasının nereden düştüğünü görmek isteyen kızı da iki
ay sonra Şanlıurfa Kalesi’nden aynı yerden düşüp ağır yaralandı.
Sadece bizde değil Hindistan’dan Romanya’ya, İspanya’dan Amerika’ya dünyanın her yerinden böyle haberler geliyor.
Dünyada bir yılda selfie çekerken ölenlerin sayısı, köpekbalığı saldırısından ölenlerin sayısını geçmiş durumda.
Buna rağmen akıllanmıyoruz.
Like uğruna hayatımızı içe sayıyoruz.
İki kadının bu fotoğraflarını çekerken, “Allah korusun ben de bir sefie faciasını kaydedeceğim belki de şimdi” dedim.
Çıktıkları duvarın kenarında dengelerini kaybetseler beş katlı binadan aşağı düşecekler, kurtulma şansları yok.
Allah akıl fikir versin, ne like merakıymış be kardeşim...

Aşk tam da budur işte!

Serenay Sarıkaya, sevgilisi Kerem Bürsin’in “Dünyanın en yakışıklı 100 erkeği” listesine girmesine “Gurur verici” demiş. Kerem de Serenay’ın “Dünyanın en güzel kadını” olduğunu söylemiş.
“Yok artık” diyor bazıları... “Amma da abartmışlar” diye laf sokuyor...
Aşk tam da bu değil mi arkadaşlar?
Sevdiğin kadını dünyanın en güzeli olarak görmek...
Sevdiğin adamla gurur duymak, beğenmek...
Bunun neyine şaşırıyorsunuz?
Şaşıranlar hayatında gerçek aşkı bulamamış olanlardır.

Kanal D’nin yeni genel müdürü Murat Saygı anlatıyor

◊ 7 yıl aradan sonra büyük kanal yönetmeye başlayan Murat Saygı’nın bıraktığı TV sektörüyle bulduğu arasındaki fark ne?
◊ Stüdyo programlarına mı ağırlık verecek?
◊ Diziler 800 binden, gündüz kuşağı günlük 20 bin liradan fazla olamaz kuralı koyduğu doğru mu?
◊ “Sadece oyuncular ve menajerler kazanıyor” diyerek, televizyonda yeni bir dönemin başladığına mı işaret etti?
◊ Yeni Kanal D’de neler olacak?
◊ Televizyon sektörünün merakla okuyacağı açıklamalar yarın Pazar Kelebek’te...