Paylaş
Lütfen yıllardır söyleye söyleye dilimizde tüy biten şu eğlence vergisini kaldırın artık...
Bugüne kadar hiçbir hükümetin Kültür ve Maliye Bakanı yapamadı bunu...
65. Hükümet yapsın bari...
Çünkü çok özel bir dönemden geçiyoruz.
İnsanlar kalabalık yerlere girmekten çekindiği için filmlerin gişeleri düşüyor.
Terör ve şehit haberleri yüzünden sürekli konserler erteleniyor.
Yurtdışından gelecek sanatçı ve topluluklar gelmemek için kırk dereden su getiriyor...
Kısacası Türkiye’nin eğlence hayatı hiçbir zaman olmadığı kadar durağanlaştı.
Müzik ve eğlence sektörü battı batıyor, şirketler kan ağlıyor.
65. Hükümet’e düşen de bu sektöre el uzatmak, zor günler geçirdiğimiz şu dönemde sektöre destek olmaktır.
Halen konserler ve sinemalardan yüzde 10 rüsum (eğlence vergisi) alınıyor...
Zaten KDV’yi, stopajı, gelir vergisini ödüyor organizatörler...
Bir de bunun üzerine yüzde 10 eğlence vergisi eklendiğinde kazanılan her 100 liranın 52 lirası vergiye gitmiş oluyor.
Davetiyelerden bile vergi alınıyor.
Bu durumda sanatçılar nasıl konser yapsın, insanlar nasıl yerli ve yabancı sanatçıları sahnede izleyebilsin...
Zaten seyirci sayısı düşüyor, bir de eğlence vergisi yüzünden bilet fiyatları yükseldiğinde konser yapmak neredeyse imkansız hale geliyor...
1993 yılında kaybettiğimiz eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci, tiyatro camiasıyla yakın ilişkileri olduğu için o dönem tiyatro biletleri üzerindeki eğlence vergisini kaldırmıştı.
Bugün hâlâ tiyatrocular tarafından şükranla anılıyor Kahveci...
Peki konserlerin, sinemanın ne günahı var?
Neden hâlâ müzik dinlediğimiz, film izlediğimiz için yüzde 10 eğlence vergisi ödüyoruz...
Sayın Naci Ağbal... Sayın Nabi Avcı...
Hızla çöken eğlence, kültür ve sanat hayatımıza biraz olsun can verebilmek için eğlence vergisini gündeminize alın lütfen.
Tamamen kaldırmıyorsanız bile 2020’ye kadar geçici olarak kaldırın.
Yüzde 3’e indirin.
Ama lütfen, bu konuyla ilgili bir şeyler yapın...
130 dansçı oyladı, karar ‘İstanbul’a gitmeyelim’ çıktı
Yabancı sanatçı ve topluluklar Türkiye’de yapacakları konser ve gösteri için kırk kere düşünüyor artık...
Bakın mart ayında 130 kişilik American Ballet Theatre’ın gösterisi vardı İstanbul’da, iptal oldu...
İstanbul’a gelip gelmemeyi uzun süre tartışmış grup kendi içinde.
Sonunda demokrasiyi çalıştırıp, oylama yapmaya karar vermişler.
Sabah yapılan ilk oylamada gitmeyelim kararı çıkmış.
Gidelim diyenler akşam ikinci bir oylama daha yaptırmayı başarmışlar.
O oylamadan da hayır kararı çıkmış...
Aynı gün hem sabah hem akşam yapılan iki oylamada da 130 dansçının yarıdan fazlası İstanbul’a gelmek istememiş.
Sonuçta gelmediler ve mart ayında sahneleyecekleri gösterileri iptal oldu...
Nejat İşler: En kolay Hürriyet gazetesi satılırdı...
Nejat İşler’in anılarını, ünlülerle ilişkilerini anlattığı “Gerçek Hesap Bu!” adlı kitabında çok lezzetli bölümler var...
Satış geliri, başkanı olduğu Gümüşlükspor’a aktarılacak olan kitabı okurken Nejat İşler’in çocukluk yıllarında sabah erken saatlerde gazete satıcılığı yaptığını da öğrendim.
Şöyle anlatıyor o yılları Nejat:
“Dedemin yardımıyla Defterdar sahilindeki gazeteci Mehmet Amca’yla tanıştım...
Sabah 05.00 gibi kalkıp karanlıkta yanına gider, benim gibi 7-8 çocukla gazete kalıbı ve pantolon kemerinden oluşan tezgahlarımızı sırtlanır, Mehmet Amca’nın sıcacık gazeteleri aramızda taksim etmesini beklerdik...
En çok Hürriyet gazetesi isterdik çünkü hem kolay satılır hem de manşetleri rahat bağırılırdı...”
Bahsettiği 30-35 yıl öncesi...
Nejat İşler’in çocukluğundan önce de öyleydi...
Bugün de öyle...
Hürriyet’in manşetleri ve gazeteciliği her döneme damga vurmaya devam ediyor.
Zorlu PSM, sanat adına milyonlarca lira zarar ediyor
Altın Kelebek Ödülleri’ni de yaptığımız Zorlu PSM’nin İstanbul’un en güzel salonu olduğunu açıldığı günden beri yazıyorum.Gerçekten dünya çapında bir salon burası...Sadece sahne ve kulisleriyle değil dünyanın en büyük müzikallerini ve gösterilerini getirdiği için de bu özgüyü hakediyor.Önceki gün Zorlu Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Murat Abbas’la öğle yemeğinde buluştum...Çok çarpıcı bilgiler verdi bana...Mesela 6 hafta İstanbul’da sahnelenen Phantom of The Opera’nın maliyeti 7.5 milyon dolar olmuş.84 bin bilet satmışlar ve sonunda 750 bin dolar zarar etmişler.Ama yılmıyorlar...Dünyanın en önemli müzikallerini getirmeye devam edecekler.Mesela 2019’da Aslan Kral’ı getirecekler.10 hafta sahnelenecek İstanbul’da, maliyeti 8.5 milyon dolar...“Bu müzikale 110 bin bilet satmayı başarsak bile 850 bin dolar zarar edeceğiz” diyor Murat Abbas...Sadece Lion King’i de değil...West Side Story, Sefiller ve Wicked müzikallerini de getirecekler...“Peki patron Ahmet Nazif Zorlu ne diyor bu işe, sonunda zarara isyan edip yeter artık demez mi” diye sordum...“Zorlu PSM’yi sonuna kadar desteklediğini ve önemsediğini” söyledi Murat...“Biz bu dünya çağında gösterileri getirirken bir yandan da sponsorluklar ve Zorlu PSM’de yapacağımız sürprizlerle zararımızı kapatmayı çalışıyoruz” dedi...İlginç projeler ve etkinlikler hazırlamışlar Zorlu PSM’de...Onları da yarın anlatacağım...
Bu gece Kırmızı Ödülleri’nde derbi maç yayını da var...
Hürriyet’in Kırmızı Ödülleri, Zorlu PSM’de sahiplerini bulacak bu akşam...
Murat Abbas’la sohbetimizde bu konu da açıldı, törenin Galatasaray-Fenerbahçe kupa finaliyle çakıştığını da konuştuk.
“Merak etmeyin, PSM’nin kulüp tarafına dev bir ekran kurup maçı canlı olarak yayınlayacağız. Ödül törenine gelenler derbi maçı da kaçırmayacaklar” dedi...
Aslında bu Zorlu PSM için bir anlamda prova da olacak...
Çünkü Avrupa Futbol Şampiyonası için de sürprizleri var.
Dedim ya yarın anlatacağım...
Paylaş