Dünya televizyonları yüksek netlik ve çözünürlük sağlayan "high definition" (HDTV) teknolojiye geçiyor.
DVD kalitesinden 10 kat daha keskin ve 4 kat daha net görüntü demek bu.
İlk uygulamalardan sonra buna en büyük itiraz ekran yüzlerinden gelmiş.
Çünkü bu teknoloji ekrandaki herkesin foyasını ortaya çıkaracak.
Sunucuların yüzündeki en küçük ayrıntıyı, sivilceyi, kırışıklığı bile gösterecek.
Yakın bir zamanda ekranda o kadar yüksek net görüntü izleyeceğiz ki, bu klasik makyaj anlayışının da tarih olması demek.
Bugün televizyonlarda kullanılan pat’lar, fondötenler ve pudraların bu teknoloji sonrasında kırışıkları kapatmasının imkansız olduğu söyleniyor.
İngiltere’de HDTV uygulamasına ilk geçecek kanal Sky ve bu yıl sonuna kadar 2.1 milyon HDTV satılması bekleniyor.
Şimdiden bu teknolojiye bir isim bile bulunmuş;
Wrinklevision (kırışık tv gibi bir şey) diyorlar.
Bizde ince görünmek için hala görüntüyle oynayan, kameraya kadın çorapı giydiren, botokstan yüzü davula dönen, kırışıklıkları gidermek için suratına makyaj değil, üç kat badana boya yapan ekran yüzü o kadar çok ki... İşte onların bütün foyasını ortaya dökecek bu HDTV teknolojisi...
Teknoloji Türkiye’ye gelene kadar emekliye ayrılsalar hiç fena olmaz!
Barmaidin fendi barmenleri yendi
Hafta sonu Barmenler Derneği’nin kokteyl yarışmasına katıldım.
Kokteyl hazırladım dememi beklemiyorsunuz herhalde, jüri olarak oradaydım.
Üç-dört gazeteci ve bir o kadar yeme-içme uzmanından oluşan 9 kişilik jüri olarak 9 barmenin hazırladığı kokteylleri değerlendirdik.
İlginç bir deneyim olacağını düşünmüştüm ama hiç bu kadar eğlenceli olacağını tahmin etmemiştim.
Birbirinden yetenekli barmenlerin hazırladığı kokteyller üç kategoride değerlendiriliyor.
Kokusu-aroması, görünümü ve tadı...
Bir de genel olarak puan veriliyor.
Ben ki öyle çok fazla kokteyl sevmem.
Buna rağmen çilekli, ananaslı, nane aromalı kokteyllerin her biri muhteşemdi.
Kokteylleri hazırlarken barmenlere bakmak yasak.
Dolayısıyla kimin hazırladığını bilmeden puanlar veriliyor.
Sonuçta ne mi oldu, 9 barmen içindeki tek barmaid olan Elif Tosun’un hazırladığı kokteyl en çok oyu alarak Yunanistan’da yapılacak dünya yarışmasında Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı.
Barmenliğin hep kadınlara daha çok yakıştığını düşünürüm.
Kadın elinden içki almak pek çok bar tutkununun tercih edeceği bir şeydir.
Ama buna rağmen erkeklerin bar arkasında daha becerikli olduğuna inanılır.
Belki erkek mesleği olarak görüldüğündendir...
Ama işte kokteyl yarışmasında genç bir barmaid, teamülleri tersine çevirerek Yunanistan’a gitmeyi başardı.
Açıkçası ben de en çok Elif’in hazırladığı kokteyli sevmiştim.
He-tox ve Deniz Akkaya
Dünkü yazım üzerine sabah N101’de Cem Ceminay dinleyicilerine "he-tox nedir" diye soruyordu.
Bilenlere de hediye dağıtıyordu.
Çoğu dinleyici ilk defa duydukları bu kavrama değişik anlamlar yüklerken, dün sabah bu köşeyi erken okuyanlar Cem Ceminay’dan hediyeleri götürdü.
Kadın okurlar da he-tox’a büyük ilgi gösterdi.
Bir süredir hayatlarında erkeklere yer vermeyen, kız-kıza takılan okurlar "Biz de erkeklerden arınıyoruz" diye mesajlar attılar.
Tabii sevgili bulamayıp he-tox ayaklarına yatanlar da var ki, o numarayı yutmayız.
Bu arada Deniz Akkaya da aradı tabii...
"He-tox güzel de bana önermen güzel değil. Zaten ben bir süredir ilişki yaşamıyorum. Benden önce bu modayı Türkiye’yi getirecek o kadar çok kadın var ki" dedi...
Malum he-tox’u ’sex and the city’ tarzı hayattan yorulan kadınlar tercih ediyor ve hayatlarına 5-6 ay boyunca erkek sokmuyorlar.
Deniz Akkaya, çok fazla ilişki yaşayan kadın olarak anılmaktan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi, bu arada yeni projelerini de anlattı ki şimdilik bende kalacağına söz verdim.
Cem Ceminay’la başladım onunla bitireyim.
İki-üç hafta önce yeni radyosunda programına konuk oldum.
Uzun süredir görmüyordum 15 kilo vermiş, eski Cem Ceminay olmuş.
N101’in aynı zamanda yayın yönetmenliğini de üstlenen Cem Ceminay, Memduh ve Prenses’le yeni radyosunda da her sabah sıkışık trafiği eğlenceli hale getirmeye devam ediyor.
BBC Dünya Kupası’nı 300 kişiyle izleyecek
Türkiye Dünya Kupası’na katılsaydı da, TRT maçları 300 kişiyle izleyeceğini açıklasaydı ne olurdu?
Kıyamet kopardı!
Koparmakta da haklı olurduk çünkü biliyoruz ki, TRT değil 300, üç bin kişiyle Dünya Kupası’nı izlese BBC’nin yaptığı yayıncılığın yarısını yapamaz.
BBC, Dünya Kupası’nı 300 kişiyle izleyeceğini açıkladı.
Bu rekor bir rakam.
Türkiye’de pek çok televizyon kanalının bu kadar çalışanı bile yok.
Dünya Kupası’nı bu yıl bizde yayınlayacak Kanal 1’in kadrosu bunun üçte birine ulaşmadı daha...
BBC’nin Almanya’ya göndereceği kadroda ünlü televizyoncular, gazeteciler ve yorumcular yer alıyor.
Kanal 1 ne yapacak merak ediyorum.
Bizim medyaya, hatta Kanal 1’e bile Dünya Kupası’nın perde arkasını BBC’den takip etmelerini öneririm, iyi malzeme çıkarırlar.