Acun Ilıcalı’nın Angelina Jolie’yle Kelebek için yaptığı röportajda bir şey dikkatimi çekti...
Angelina durup dururken; “Brad’le ben Türkiye’de bisiklet turu yapılabilecek birçok rota olduğunu öğrendik” diyor... Şaşırtıcı... Çünkü Google’a “bisiklet turist” yazın, tecavüz ve kayıp haberlerinden başka bir şey bulamazsınız. Bisikletle dünyayı gezen Danimarkalı kadın turist Yozgat’ta tecavüze uğradı... Çanakkale’de bisiklet turuna çıkan iki Alman turistten iki gündür haber alınamıyor... Bisikletle geziye çıkan iki İsviçreli turist, Van’da tecavüze uğradı... Bisiklet üzerinde kadın gördüğünde kimyası bozulan ciddi bir öküz potansiyeli var bu ülkede. Angelina’yla Brad’in Türkiye’de bisiklet turuna çıktığını düşünemiyorum bile... Oysa dediği doğru kadının, dünyanın en güzel parkurları güney-batı sahillerinde. Bodrum-Marmaris-Pamukkale-Fethiye-Finike-Manavgat bisiklete binmek için muhteşem yerler. Benim birader Cem her sene yazın bir hafta bisikletiyle bu rotaları gezer, 5-6 kilo verip geri döner. Dünyanın en önemli yarışlarından Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu da buralarda yapılıyor. Bu yıl nisan sonunda 47’incisi düzenlenecek. Muhtemelen Angelina’nın bilgisi de buradan kaynaklanıyor. Ama bisiklet üzerinde turist gördü mü aklına tecavüzden başka bir şey gelmeyen bir grup hayvan yüzünden, bisiklet sporu tecavüzle birlikte anılır oldu...
Turist: Sudan bir macera
Benim için Venedik ve Angelina Jolie’nin yan yana gelmesi demek Tomb Raider demektir. 13-14 yıl önce bu tür bilgisayar oyunları yeni yaygınlaşırken Tomb Raider 2’de Lara Croft’un Venedik’te geçen bir macerası vardı... Kolay geçtiğim bir level olarak hatırlıyorum. Daha sonraki yıllarda da Angelina Jolie, Lara Croft’u beyazperdede oynadı. Bu hafta vizyona giren Turist’i, her şeyden önce bende Angelina-Lara-Venedik nostaljisi yarattığı için merak ediyordum. Sudan bir macerayla karşılaştım. Hollywood’un çok klişe formülü bu filmde de var: İki star yüzü yan yana getirelim, aksiyon malzemesi verecek mekan olarak da turistik bir yeri seçelim, biraz da maceralı bir senaryo bulalım tamam... İşte sana Turist. Bu film Venedik yerine başka bir yerde çekilse ne değişir... Yönetmen kanallarda çekeceği bir iki tekneyle kovalamaca sahnesinden olur o kadar. Kaldı ki Venedik’in bile hakkını verememiş film... San Marco meydanında suların yükseldiği bir an, Rialto Köprüsü’nde kalabalığa karıştıkları bir sahne, Murano’ya uzanan bir kovalamaca yok filmde. Ben Venedik’i severim, Angelina’ya aşığım (yaşlanmış mı, zayıflamış mı ne, bu filmde çökmüş gördüm kendisini) ama buna rağmen içine çekmedi Turist beni... Not: Perşembe gecesi Kanyon’da 23.00’te başlayan 30-40 kişilik özel gösterime gelenler arasında Azra Akın, Mahsun Kırmızıgül, Yavuz Bingöl, Acun Ilıcalı, Naz Elmas da vardı. Genel eğilim Turist’in ortalama bir macera olduğu yönündeydi.
Hafta sonu ne izlenir
Diyelim ki bu hafta sonu sinemada sadece bir film izleyecek zamanınız ya da bütçeniz var... Hangisini tercih ederdiniz?.. Turist’i mi? Yanda yazdım filmi... Yoksa Narnia’yı mı? Ben yanıtı vereyim: Av Mevsimi’ni... Hâlâ izlemediyseniz geçen hafta gösterime giren Av Mevsimi’ni ilk sıraya koymalısınız, peşine de çocuğunuz varsa 3D seçeneğiyle Narnia Günlükleri’ni, yoksa Turist’i...
Sevdiğim şeyler
Sucunun eve yeni getirdiği damacanadan kocaman bir bardak su içmek... Yağmurlu ya da güneşli hava fark etmez şehirler arası ağaçlıklı bir yolda tek başıma araba kullanmak... Derin bir nefes alıp suyun dibinde durabildiğince hareketsiz durmak... Elimi mercimek ya da fasulye çuvalının içine sokmak. (Amelie’de seviyor bunu ama ben ondan önce de seviyordum)