Paylaş
Böyle bir davete gidilmez mi, Soho’ya gittim...
Şarabımı alıp beyazperdenin karşısına geçtim...
Peşin peşin söyleyeyim çok keyifli bir iki saat geçirdim, iyi ki çağırmışsın Gani...
“Bizans Oyunları, Geym of Bizans”, Gani Müjde’nin en iyi bildiği, en keyif aldığı ve yıllar sonra yeniden yaptığı tarihi komedi türünden bir film...
Bizanslılarla Güney Amerika’dan göç edip Bağcılar’a yerleşen Mayalar’ın didişmesi üzerine kurulu...
Her ne kadar adı Mayalar olsa da, Türkleşmiş bir grupla Bizans’ın oyunları çatışıyor filmde...
Karşılıklı aşklar, kavgalarla sürüyor macera...
Dozunda cinsellik, dozunda bel altı espriler, yanlış anlaşılmalar, küfürlü mizahı da pas geçmeden eli yüzü düzgün bir iş çıkarmış Gani...
Yarattığı tarihi atmosfer eski tarihi komedi filmlerinden çok çok daha ileri bir seviyede...
Oyuncuların performansı çok iyi...
Gonca Vuslateri, kahkahalarıyla ortalığı çınlatan kaçık Kraliçe Kilitorya rolüne cuk oturmuş...
Murat Dalkılıç’tan beklenmeyecek bir performans var...
Vurkaçoğlu Ünal Yeter ve Havadis Nazmi Kırık’a bayıldım...
Hiç boş bir film değil bu Bizans Oyunları.
Şalvar Davası’nın dere kenarı sahnelerine, Bollywood filmlerine göndermeler yapan, erkeklerin dans ettiği müzikal sahnelere bayıldım...
Eli yüzü düzgün iyi bir tarihi komedi çıkarmış Gani Müjde...
Film bu hafta sonu vizyona giriyor, eğlenmek ve yıllar sonra bir Bizans komedisine gülmek için gidilir...
Memati diyerek haksızlık yapmışız
Gürkan Uygun’a yıllarca Memati diyerek ne büyük ‘haksızlık’ yapmışız meğer...
Müthiş bir oyuncu bu adam...
İzlediğim bu kaçıncı filmi, hepsinde harikalar yaratıyor...
Ama Bizans Oyunları’nda Gazi Magosa rolünde komedi oyunculuğunda zirve yapmış Gürkan Uygun...
Belli ki çok eğlenmiş, çok sevmiş rolünü...
Hem komediyi hem de ağır dramları böyle başarıyla oynayan oyuncu Türkiye’de çok azdır...
Sırf Gürkan Uygun’u izlemek için bile gidilir Bizans Oyunları’na...
İllüzyon...
Bizans Oyunları’nın güzel kızı rolündeki Tuvana Türkay, film boyunca dekoltesinden gözüken göğüsleriyle dikkat çekiyor...
Ama o da ne?
Şelale altında çıplak yıkandıkları sahnede görüyoruz ki, bir illüzyonla karşı karşıyayız...
Ayıp olacağı için elbette özel gösterimde kendisine soramadım bunu ama dün Milliyet Cadde’ye verdiği röportajda öğrendim...
“Bir yastığı dolduracak kadar elyafları göğüslerimin altına yerleştirerek oynadım... O yüzden göğüslerim silikonlu zannedildi... Şelale sahnesinde gerçek ortaya çıkıyor ama” demiş röportajda...
Bu arada karşılıklı sevgilileri oynayan Tolgahan Sayışman ve Tuvana Türkay filmde çok yakışmış birbirine...
Tolgahan’ın Tuvana’yı zincirlerden kurtardığı sahneye koptum...
10 yıllık THY’ci...
Türk Hava Yolları Basın Müşaviri Ali Genç, bizim çok eski arkadaşımızdır... THY’de görev yapmadığı, basında çalıştığı yıllardan... Bu 10 yıl içinde Ali sayesinde THY’yi çok daha iyi tanıdım ben...
Her zaman bilgilendirici, her zaman basınla THY arasında dengeli ilişkileri kurmak için yapıcı oldu...
Deneyimli bir medyacı olduğu için basının dilini, 10 yıllık THY’ci olduğu için THY’nin dilini çok iyi bilir ve bu ilişkiyi çok doğru dengelerdi... 10 yıl boyunca bu görevi başarıyla sürdürdü Ali Genç...
Arkadaşım olduğu için değil bugün medyada hangi çizgide olursa olsun kime sorarsanız sorun aynı cevabı alırsınız...
Bir tek kişi Ali Genç’le ilgili olumsuz konuşmaz...
Medyada gerginliğin fazlasıyla yaşandığı bir dönemde böyle bir temsil kabiliyeti büyük bir başarıdır...
Bu 10 yıl içinde THY’yi eleştirdiğim için Ali’yle ters düştüğümüz dönemler de oldu... Ama sonunda hep dostluğumuz galip geldi...
Şimdi Ali, THY ile yollarını ayırdı... Yolun açık olsun sevgili dostumuz...
Hopi’nin ismi nereden çıktı?
Ben Boyner grubunun yenilikçi, sürekli yeni iş modelleri üzerine çalışan kafasını seviyorum...
Çarşı’yı ilk kurduklarında da böyleydiler...
Türkiye’nin ilk taksitli kartı Advantage’ı yarattıklarında da...
Şimdi de Hopi diye bir şeyi soktular hayatımıza.
Geçen akşam Hopi Genel Müdürü Onur Erbay’la oturup lafladık...
Bir ara Cem Boyner de uğradı masamıza...
Grubun bir aile gibi olduğu belli... “Naber aslan parçası” diye sarılıyor genel müdürüne Cem Bey... “Nasılsın güzel kızım” diye hatır soruyor Hopi Kurumsal İletişim Müdürü Duygu Çavdar’a...
Hopi akıllı telefonlar için yaratılmış bir uygulama, şimdilik 40’tan fazla mağazadan avantajlı alışveriş sunuyor...
Kullanıcıyı tanıyor, zevklerine göre önerilerde bulunup, indirimli alışverişin yolunu açıyor. Karşılığında ‘paracık’ biriktiriyor, o paracıklarla yine alışveriş yaptırıyor...
Yani hem tüketicinin hem mağazanın işine yarayan bir sistem.
İşte Boyner’in bu kafasını seviyorum, yeni bir iş modelini getirip başarıyla uyguluyorlar... Nisan ayından bugüne kadar 2,7 milyon kişi indirmiş Hopi uygulamasını...
Bunların yarısından fazlası aktif kullanıcı...
2016 yılında bu rakamın 5 milyon olmasını hedefliyorlar...
Şimdi sinemaları, restoranları ve kafeleri de Hopi şemsiyesi altına toplayacaklar...
“Bakın alışveriş değil ama bunu gerçekleştirdiğiniz anda beni de Hopi’ci yaparsanız” dedim...
O yemekte Hopi’yle ilgili şunları da öğrendim:
* Tolga Çevik’le yapılan kampanyadan çok memnunlar, Hopi kampanyası ve Tolga’nın çok örtüştüğünü düşünüyorlar...
* İsmi TBWA ajansı bulmuş, kısa, akılda kalıcı ve pozitif bir kelime istemişler Hopi gelmiş... İngilizce ‘hope’ (umut) kelimesinden hareketle bu isim bulunmuş...
* Reklamın “paracıklar paracıklar” diyen cıngılı geldiğinde ise “Bu iş oldu” demişler...
* 4,5 yaşımdaki kızım bile paracıklar paracıklar diyorsa gerçekten bu iş olmuş demektir...
Paylaş