Paylaş
Bir kaza haberi var mı yok mu diye kulakları diktim, aportta bekliyorum.
Allah muhafaza bir kaza haberi gelse yüreğim hoplayacak.
Hele bir karavan çarpıştı deseler şuracıkta bayılacağım...
Neden Bilecik yoluna taktın kayfayı demeyin, nasıl takmam...
Baksanıza ne demiş Volkan Konak, Saba Tümer’e canlı yayında: “İnşallah Bilecik yolunda kaza geçirir ölürüm, parçamı bulamazlar, o zaman kıymetli olurum...”
Bunu da bana söylemiş, geçen gün yazdığım yazı yüzünden...
Sonra da devam etmiş:
“Cengiz’ciğime buradan söylüyorum, yakında onun için öleceğim. Belki kanserden, belki kazadan olur ama öleceğim...”
Üstüme iyilik sağlık...
Yahu delirdin mi Volkan? Ben neden senin ölmeni isteyeyim?
Daha televizyonlar Volkan Konak’ın V’sini bilmezken, daha reklamcıların kafasının ucundan adın bile geçmezken bizde kıymetin vardı. O yüzden Allah gecinden versin, ölmene hiç gerek yok.
Gözüm kulağım Bilecik yolunda, İstanbul’a sağ salim dönmeni bekliyorum.
Not 1: Volkan Konak karavan hastasıdır, her gittiği yere kendi kullandığı karavanıyla gider. Bilecik yolu nereden çıktı derseniz, Eskişehir’e konsere gitmiş, onun için söylüyor...
Not 2: Kazım Koyuncu için neler yaptığını biliyorum, o yüzden Hopa’ya telefon açmama hiç gerek yok.
Arjantin dağ başı mı?
İki gündür Hande Ataizi’nin Arjantin’de mahsur kaldığı haberlerini okuyorum.
Telefonu ve çantası çalındığı için günlerdir ailesi ulaşamıyormuş kendisine.
Parası bitmiş, telefonu olmadığı için dostlarıyla mail yoluyla haberleşiyormuş.
Bu nasıl bir abartıdır ya!
Duyan da Arjantin’i dağ başı sanacak...
Gözlerimle gördüm, orada telefon kulübesi var!
Otel odalarında telefon da bulunuyor!
Üç kuruşa satılan cep telefonları var!
Yani Hande’nin mail’e mahkum kalmaması için 10 tane alternatif var.
Yine de durumuna üzüldüm, bugün ilk işim kendisine bir cep telefonu göndermek olacak...
Dilek Sabancı’nın yüzüğü
Zihinsel engellilerin spor yapabilmesi için Türkiye Özel Sporcular Derneği bünyesinde yıllardır dişini tırnağına takıp çalışıyor Dilek Sabancı...
Önceki gün buluştuk, yeni çalışmalarını anlattı bana.
Bu hafta sonu Silivri’de oynanacak futbol turnuvası için 15 ülkeden tamamı zihinsel engellilerden kurulu 16 takım geldi Türkiye’ye...
Türkiye Özel Sporcular Derneği, 10-18 Mayıs’ta da İstinye Park’ta Spor Bayramı Festivali’nin ilkini düzenleyecek.
Dilek Sabancı 2002’de 4 bin 500 sporcuyla yola çıkmış, bugün 14 bin zihinsel engelli aktif spor yapıyor.
En büyük hayali de günün birinde engellilerin yarıştığı Özel Olimpiyatlar’ı Türkiye’de yapabilmek.
2007’de Çin’de yapılan, 2011’de Yunanistan’ın ev sahipliği yapacağı olimpiyatların, Türkiye’nin yıllardır almaya çalıştığı olimpiyat oyunlarının da önünü açacağına inanıyor.
“Bu işleri yaparken en çok nerede zorlanıyorsunuz” diye sordum...
“Sponsor bulmakta” yanıtını verdi.
Gittiği pek çok büyük markadan “Siz Sabancı’sınız siz daha iyisini yaparsınız” yanıtını almaktan yorulmuş artık Dilek Sabancı.
Soyadınız Sabancı olunca, şirketlerden sponsorluk için para almak daha da zorlaşıyor.
Ancak bu iş sadece Sabancı ailesinin ve bir-iki şirketin omuzlarına yüklenmeyecek kadar önemli...
Sadece şirketlerin sponsor olması da yetmiyor, futbolun üç büyükleri, hükümet ve medya da zihinsel engelli gençlerin spor yapabilmesi için elini taşın altına koymalı.
Sohbet sırasında Dilek Sabancı’nın parmağındaki yüzüğüne takıldı gözüm.
Hülya Avşar’ın hediyesiymiş.
Benden önce Hülya Avşar’ın programının çekimine gitmiş Dilek Sabancı.
Avşar’ın parmağındaki yüzüğe “Ne güzel” diye iltifat edince, Avşar çıkarıp hediye etmiş yüzüğü.
Şimdi bu yüzüğü zihinsel engelliler çalışmalarına şans getireceğine inanıp takıyor Dilek Sabancı...
Paylaş