Paylaş
İlk duyduğumdan beri olacak iş değil diyorum.
Toplam 7 kişiler. Eğer söylendiği gibi hesabı ödeyen Hakan Baş’ın cebinden 6 bin lira çıktıysa, adam başı 850 lira hesap gelmiş olması lazım.
Gittikleri Arnavutköy’deki Eftalya’yı da biliyorum, tüm lezzetine rağmen adam başı 850 lira hesap gelecek bir yer değil.
Öyleyse ya bizim ‘3 Adam’ balıkçıdaki ıstakozların, böceklerin hepsini bitirip şampanyalar patlattı ya da uydurma bir haber bu.
Ne yazık ki ikincisi çıktı. O gece gelen hesabın dökümünü buldum.
Söylendiği gibi 6 bin lira değil, 2 bin 900 lira ödemişler.
Adam başı 400 lira civarına denk gelir ki, bu da Eftalya standartlarında bir hesaptır.
4 deniz levreği, bir çinekop, mezeler, bir büyük rakı, 20 şişe bira var hesapta.
Buradan da anlıyoruz ki ‘3 Adam’ hâlâ biracı...
Masada iki kadeh cini kim içmiş diye düşündüm ama sonradan düşülmüş hesaptan cinler, demek ki yanlış girilmiş.
Çinekopu yiyeni eleştiriyorum, o kadar “Çinekop yemeyin” kampanyası yapılıyor, “Bırakın büyüsün lüfer olsun” diyoruz, bizim ünlülerin haberi yok...
10 tabak zeytinyağlı dolmayı ise Eser’in yediğinden şüpheleniyorum.
Bitmeyen üçüncü yıldız tartışması
Takımların 5 şampiyonluk karşılığı bir yıldız takması Türkiye’de 2000-2001 sezonunda uygulanmaya başlandı.
Uygulama başladığı yıl Galatasaray’ın 14, Fenerbahçe’nin 13, Beşiktaş’ın 9, Trabzonspor’un 6 şampiyonluğu vardı.
Dolayısıyla Galatasaray ve Fenerbahçe 2’şer, Beşiktaş ve Trabzonspor 1’er yıldız taktılar göğsüne.
Ancak o yıl Futbol Federasyonu, Beşiktaş’ın 1959’da başlayan Türkiye Profesyonel Ligi’nden önce, “Federasyon Kupası Şampiyonası” adı altında yapılan müsabakalarda kazandığı iki şampiyonluğu da dahil etti hesaplamaya.
Böylece Beşiktaş’ın şampiyonluk sayısı 11’e, yıldız sayısı 2’ye yükseltildi.
Şimdi Beşiktaş 15’inci şampiyonluğunu kazanmaya ve 3’üncü yıldızı takmaya hazırlanıyor.
Beşiktaş’ın 1956-59 yılları arasında kazandığı iki ‘harici şampiyonluk’ yine gündemde...
İyi de 1959 öncesi Beşiktaş’ın 2 varsa Galatasaray’ın da 1 şampiyonluğu var, o niye hâlâ hesaplara dahil edilmiyor?
Beşiktaş ne zaman yıldız takmaya hazırlansa, bu bitmeyen tartışma her zaman önüne konacaktır...
Bir AVM’ye dakikada 100 kişi girebilir mi?
Bir alışveriş merkezinin kapısından dakikada 100 kişi girebilir mi?
Büyük bir iddia...
Dakikada 100 kişi girerse...
60 dakikada 6 bin kişi demektir bu.
10 saatte de 60 bin kişi.
Bir AVM’nin günde 12 saat açık olduğunu düşünürsek, günde 72 bin kişinin ziyaret etmesi anlamına geliyor bu.
72 bin çarpı 365, yılda 26 milyon ziyaretçi demek.
İşte Anadolu yakasında yeni açılacak olan Emaar Square, 2018 yılında bunu hedefliyor:
Dakikada 100 kişi, yılda toplam 25 milyon ziyaretçi.
Emaar Square, Dubai’nin en büyük alışveriş merkezi konumunda. Dubai’de yapılan lüks alışverişin yüzde 40’ının da satıldığı yer.
İstanbul’da da bunu hedefliyorlar. Bugün İstanbul’da AVM’lerdeki turist sayısı yüzde 2-3’lerdeyken onlar yüzde 10’ları konuşuyorlar.
Açılışı yarın yapılacak olan Emaar Square’i önceki gün gezdim.
Otel, ofis, rezidans ve AVM’den oluşan devasa bir kompleks olmuş, İstanbul’un en büyük AVM’lerinden biri de burada olacak işte.
Rezidanslara Arapların ilgisinin büyük olduğunu öğrendim, “Neden Araplar gelip buradan ev alıyorlar” diye sordum Emaar Square’in Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Direktörü Arzu Uludağ’a.
“İstanbul Arap dünyası için inanılmaz bir şehir, buraya bayılıyorlar. Emaar’ı da Dubai dışında Mısır ve Suudi Arabistan’dan da biliyorlar. Bu yüzden buraya büyük ilgi gösteriyorlar” dedi.
Sadece Arap değil, Rus ve Batılı turisti de hedefleyip, burayı İstanbul’da ziyaret edilecek 10 cazibe merkezinden biri yapmayı amaçlıyorlar.
Akvaryumları, yeme içme alanları, LaFayatte’ten Hermes’e, Cartier’e uzanan lüks markalarıyla olmayacak şey değil.
Yarın 400 mağazasından 250’si açılışını yapacak, eylüle kadar da tüm mağazalar açılışını yapmış olacak.
Bu devasa yatırımı gezerken İstanbul ve Türkiye’nin tüm zorluklara rağmen cazibe merkezi olarak nasıl yükseldiğini bir kere daha gördüm.
İstanbul’un en kısa sokağı: Adile Naşit
İstanbul’un en kısa sokaklarından biri nerede biliyor musunuz; Çukurcuma’da...
Yan yana sadece üç binanın olduğu, apartman kapı numaralarının 1’den başlayıp 5’te bittiği, toplasan 25-30 metrelik hafif rampa kısacık bir sokaktır burası.
Benim her gün önünden geçerken tebessüm ettiğim bir sokaktır.
Çünkü bu sokağın bir başka güzelliği daha var. Adı Adile Naşit.
Sempatikliği, oyunculuğu, kahkahası dışında kısa boyuyla da bilinen rahmetli oyuncunun adını İstanbul’un en kısa sokaklarından birine vermeyi kim akıl etmişse, vallahi bravo...
Eskiden yoktu, bu sokakta bulunan iki küçük kafe, duvarlardan birine bir de siyah beyaz Adile Naşit portresi çizdi geçenlerde...
Sokak zaten güzeldi, daha da güzel oldu.
Yolunuz düşerse Çukurcuma’ya, İstanbul’un en kısa sokağının önünden geçin, Adile Naşit’i rahmetle anarak...
SON 24 SAATTE BUNLAR OLDU
Paylaş