Paylaş
13 Ağustos’ta 5 yaşına basıyor Pera ama gördüm ki baba-kız baş başa uzun seyahatler için 5 yaş hâlâ ufak bir yaşmış...
Hele bir de kardeşi olunca bir anda anneye daha düşkün hale gelen bir 5 yaşla bunu yapmak çok daha zormuş...
Gece kalkıp ağlayacak mı?
Anneyi isteyecek mi...
“Eve gitmek istiyorum” diye tutturursa ne olacak...
Tüm bunları düşününce baş başa Disneyland’e gitmeyi gözüm yemedi...
Daha kısa ve daha yakın bir demo yapmalıyım diye düşündüm, ilk tatilimizi yurtiçinde yapmalıyız diye karar verdim...
Aradım, taradım ilk kez baş başa tatile çıkan bir baba-kız için en uygun neresi olur diye baktım...
Kararımı Maxx Royal Kemer Resort’ten yana kullandım...
İşte bu okuyacağınız, tatilde üç gün boyunca yaşadıklarımızdır...
Açık büfe yok, o bile yeter...
2014 yazında açılan Maxx Royal Kemer Resort, gerçekten söylendiği kadar varmış...
Açılalı daha üç, hatta 2,5 sezon olmasına rağmen şöhrete ulaşmasının haklı bir nedeni var...
Hizmet de, eğlence de, sunum da, yemekler de üst düzey...
En önemlisi, o insanı delirten açık büfe karmaşası yok...
Bütün yemekler 5 restoranda alakart menülerle...
Masaya oturup siparişinizi veriyorsunuz...
Her gün baş başa yemek yedik Pera’yla...
Böyle dünya çapında otellerin olduğu Türkiye’de turizmin kriz yaşaması gerçekten büyük talihsizlik...
Buna rağmen doluluk iyiydi otelde... Ama yetmez...
Böyle bir otele doluluktan rezervasyon yapılamaması lazım...
Herkesin olduğu gibi Maxx Royal’cilerin gözü kulağı da Erdoğan’ın iki gün sonra Putin’le yapacağı görüşmede...
Bu görüşmeden sonra Rusya’dan gelecek turist sayısında ciddi bir artış bekliyorlar...
Bira keyfimi mahveden keçiler
Akşamüzeri saat 18.00’de “Pera sen akşam yemeğine kadar bir saat yatak odasında çizgi film izle, ben yan odada yazı yazıyorum” dedim...
Yalan...
Tek derdim ayaklarımı uzatıp, bir soğuk yorgunluk birası içmek...
Biradan ilk yudumu almamla Pera’nın “Babaa” çığlığı aynı ana denk geldi...
Odada bir şey oldu herhalde dedim...
Koştum... Yatak odasının önünde dağ keçileri duruyor...
Çocuk haklı, gerçekten çığlık atılacak kadar şaşırtıcı bir manzara...
Kemer’de bir yamaca yaslanan Maxx Royal’de bunun olağan bir durum olduğunu daha önce öğrenmiş, gün boyu dağ keçilerini görmek için uğraşmıştık...
Akşam serinliğinde tesisin içine girip müşterilerle böyle haşır neşir olurlarmış...
Bahçeye çıktık, önce keçileri besledik...
Sonra da bu selfie’yi çektik...
Seni seviyorum Irrina...
Hem evli hem de çocuğuyla yola çıkmış bir adam tatilde aşk yaşar mı?
Yaşar!
Hiç ayıplamayın, hem de aşkların en büyüğünü yaşar...
O kadın çocuk kulübünde bir görevliyse ve çocuğunuz da o kadını çok sevdiyse, bir baba olarak o kadına taparsınız!
Gündüz Maxxiland adlı çocuk kulübünde tanıştık Irrina’yla...
Ailelerin çocuklarını bıraktığı, sabah 9’dan gece 2’ye kadar envai çeşit aktivitenin olduğu bir yer burası...
Irrina, Pera’nın koluna şaşırtıcı derecede güzel bir kelebek dövmesi yaptı, yüz boyasıyla tabii ki... Pera da kendisine “Büyük dövmesi” yaptığı için Irrina’ya bayıldı...
Keçiler benim bira zevkimi mahvedince, Maxxiland’in programını buldum hemen...
Akşam yemeği, Minion’larla eğlence, çocuk diskosu, ne ararsan var...
“Pera, Irrina’yla akşam yemeği yemek ister misin?” dedim...
“Tamam” dedi, atladı...
Nasıl mutluyum anlatamam... Hemen tuttum kolundan...
Bir yandan koştur koştur Maxxiland’e gidiyoruz, bir yandan da “Allah’ım ne olur Irrina’nın çalışma saati bitmiş olmasın” diye dua ediyorum...
Yaşasın, Irrina karşımda...
Pera koşarak gitti sarıldı... Tacize girmese ben sarılmakla kalmayıp öpücüklere boğacağım...
Nasıl boğmam, iki saat kafayı dinlemek demek bu...
Söyleyin bana dostlar, ben Irrina’yı nasıl sevmeyeyim...
Not: Şimdi aklı şeytanlığa çalışan erkekler, ooo Irrina falan diyecek ama size bir sır vereyim mi...
5 yaşında bir çocukla tatile gitmiş bir erkek, karşısına Irrina değil Adriana Lima çıksa parmağını kıpırdatacak durumda olamaz...
Ya çocuk kaza geçirirse...
Çocukla yalnız çıkılan bir tatilde başınıza gelebilecek en kötü şey nedir?
Çocuğun kaza geçirmesi...
Onu da yaşadık...
Pera gitti ayağını çarptı, yan tarafını çizdi ve hafif açıldı derisi...
Biraz kanadı...
Otelin sağlık ekibi geldi...
Ortada abartılacak bir durum yok ama çocuk işte...
Sağlık ekibini görünce Pera başladı ağlamaya...
Sabahtan beri, “Vaay ne güzel yermiş...
Çikolata çeşmeleri de varmış” diye dolandığı otele başladı saydırmaya...
“Cihangir’e gidelim... Zaten ben burayı hiç sevmedim... Anneme gidelim, burası kötü” diye ağlıyor...
Sağlıkçılar bile dokunmadı, ben dezenfekte yaptım geçti... Doktor, “Bugün havuza girmesin sadece” dedi...
Yarım saat sonra Pera:
“Ben demin Cihangir’e gidelim dedim ya, o yalandı... Sakın inanma ha... Burası çok güzel bir yer, lütfen kalmaya devam edelim”...
Paylaş