Aysun Kayacı’nın günahı neydi?

Erol Evgin dün Habertürk’te Balçiçek İlter’e verdiği röportajda aynen şunları söyledi:“Galiba eğitimli ülkeler için iyi bir çözüm demokrasi... Bize fazla geliyor...

Haberin Devamı

Okuma yazma bilmeyen, oy pusulasına parmak basan bir kardeşimizle, ablamızla, annemizle 3 üniversite bitirmiş birinin birer oy hakkı olması adaletli mi geliyor size sorarım... Hiç hakça değil...
O parmak basan ablamız muhtarını seçsin, biraz daha iyi eğitim alanı belediye başkanını...”
Aynen bunları söyledi Erol Evgin...
Kendisi mimar olduğu için anladığım kadarıyla ya cumhurbaşkanını seçenlerin arasında olmak istiyor ya da başbakanı...
Öyleyse Aysun Kayacı’nın günahı neydi?..
“Dağdaki çobanla benim oyum bir mi” dediği için yıllarca eleştirilen, üzerine gidilen Aysun Kayacı’nın suçu neydi?
‘Sarışın manken’ kontenjanından görüp herkes yüklendikçe yüklenmişti Aysun’a uzun süre...
Peki yıllar sonra Erol Evgin’in söylediği ne?
Aysun Türkiye’den taşınalı, kendine yeni bir hayat, mutlu bir aile kuralı çok oldu ama açtığı yoldan gidenler hâlâ var demek ki...
Not 1: 70 yaşındaki Erol Evgin’in demokrasiyi hâlâ seçkinler sınıfının yönetimi olarak görmesi üzücü...
Not 2: Bu tartışmadan en çok Aysun’un rahatsız olacağını biliyorum...
Bugün beni arayıp “Yine mi gündeme geldim” diye sitem edeceğinden eminim...
Medyaya o kadar haber olmak istemiyor ki artık...

Haberin Devamı

İki taraf da hatalı değil...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cihangir’de Koreli esnafın dükkanın basılmasıyla ilgili, “Burada iki taraf da hatalıdır...
Ramazan günü sokaklara taşan bu tarz bir etkinliğe kalkışmak ne kadar yanlışsa buna kaba güç kullanarak müdahale etmek de o kadar yanlıştır” dedi...
Hayır Sayın Cumhurbaşkanı, inanın iki taraf da hatalı değil...
Burada hatalı olan tek bir taraf var... İnsanların dükkanını basan, dükkanı yakmakla tehdit edenlerdir hatalı olan...
Çünkü Cihangir, insanların birbirlerinin yaşam tarzına saygılı olduğu, kimsenin kimseyi rahatsız etmediği bir yerdir...
Aynı masalarda iftarın da açıldığı, rakının da içildiği bir semttir...
Yıllardır Ramazan aylarında meyhanelerin, kafelerin masaları dışarıdadır Cihangir’de...
Bugün de öyle...
Kimi rakısını, birasını içer, kimi orucunu tutar...
Kimi doğum günü kutlar, etkinlik düzenler, kimi teravih namazına gider...
Kimse de kimseye, “Vay sen neden böyle yapıyorsun” demez...
Doğrusu da bu değil mi?
Bu değil mi istediğimiz, özlediğimiz, herkesin birbirine saygılı olduğu Türkiye...

Haberin Devamı

Yok aslında birbirinizden farkınız...

CHP’li Büyükçekmece Belediyesi, ilçenin sahile yakın tek yeşillik alanı olan Albatros Parkı’nın ipini çekme kararı aldı...
Çok iyi bildiğim yerdir Albatros Parkı...
Çocukluğumuzda yaz tatillerine gittiğimiz, yemyeşil, denize çok yakın, ağaçlarının altında saklambaç oynadığımız bir yerdi...
Oradan yazlık kiralar ve tüm yazı geçirirdik...
Uzun süredir gözlerini oraya dikmişlerdi, sonunda Albatros’a otel, rezidans ve alışveriş merkezi yapılması için Belediye Meclisi’nden karar çıkartmayı başardılar...
Albatros’a dokunmayın, bir yeri de rant kapısına çevirmeyin, olduğu gibi korumayı başarın şu şehirde diyorum...
Oraya, AVM olmasa, rezidans olmasa ne olur?
Koskoca Büyükçekmece’de AVM, rezidans yapacak yer mi kalmadı?
CHP’li üyeler içinde bile itiraz edenler var bu karara ama dinleyen kim...
Ha CHP’li, ha AKP’li, ha MHP’li, yok aslında birbirinizden farkınız...
Kimsenin yeşili korumak, güzelleştirmek, yönettiği ilçeyi yaşanır kılmak gibi bir derdi yok...
Varsa yoksa yatırım, beton...
Zenginlik ve şaşaanın her koşulda en iyi şey olduğunu düşünüyorlar...
Büyükçekmece’yi çok iyi bilen ve yıllardır başkanlık yapan Hasan Akgün bile Albatros’un idam fermanını onaylıyorsa yıkılsın dağlar...

Haberin Devamı

Digiturk’e 1,3 milyar dolar az mı, çok mu?

Digiturk’ün yüzde 57’si için daha önce Suudi Arabistanlı Oger Grubu, 530 milyon dolar teklif etmişti...
Doğan grubu ise aynı orandaki hisse için 742 milyon dolar önermişti...
Bu da Digiturk’ün toplam piyasa değerinin 1.4 milyar dolar civarı hesaplanmasına neden olmuştu...
Digiturk’ün davetlisi olarak gittiğimiz Nice’teki İspanya-Türkiye maçında, platformun Katarlı beIN Media’ya satış rakamını da ilk kez öğrenmiş olduk: 1.3 milyar dolar...
3 yıllık TMSF yönetimi döneminde şirket değer kaybetti mi, kaybetmedi mi, diğer taliplerin de gireceği açık bir ihale yapılsa rakam daha yukarı çıkar mıydı çıkmaz mıydı ayrı bir tartışma konusu...
Ama ortaya çıkan tablo şu: 1.3 milyar dolar, Türk medyasına bugüne kadar giren en büyük yabancı sermaye...
Daha önce aynı grup El Cezire’yle Türkiye’ye girmeye çalışmış ancak operasyon gerçekleşmemişti...
Şimdi en büyük uzmanlık alanı olan spor alanında (Paris Saint-Germain kulübünün ve pek çok ülkede 30’a yakın kanalın sahibi), Digiturk’le boy gösterecekler...
Avrupa Ligleri, Şampiyonlar Ligi gibi ihalaleri diğer kanallarıyla birlikte bundan sonra Digiturk için de almaya çalışacaklar...
Tabii ilk ve en büyük sınavlarını 30 Kasım’a kadar yapılacak olan Süper Lig ihalesinde verecekler...
Süper Lig’in 2016-2017 sezonu yine Digiturk’te olacak ve bu sezon için yine KDV dahil 400 milyon dolar ödeyecekler...
Sonraki sezonlar için 30 Kasım’a kadar yapılacak ihalede ise en çok merak edilen rakamın ne olacağı?
Digiturk’un Genel Müdürü Ümit Önal, “Sürdürülebilir yayıncılık için bu rakamın çok yüksek olduğunu” söylüyor...
Bir yandan da sezonluk rakamın 600 milyon dolarlara çıkabileceği kulaktan kulağa fısıldanıyor...
Görünen o ki Avrupa Futbol Şampiyonası ardından bu yaz en çok konuşacağımız konulardan biri bu olacak...
Bu arada Ümit Önal’a şunu da sordum: “Digiturk’ün son yıllarda seyirci memnuniyetsizliğini en fazla tetikleyen etken, platformlardan çıkarılan muhalif kanallar oldu... Katarlı Digiturk’te muhalif kanallar olacak mı” dedim...
“Bazı kanalların sadece Digiturk’ten değil, D-Smart, Tivibu ve Turksat’tan mahkeme kararıyla çıkartıldığını, suç teşkil ettiği kabul edilen kanalları taşıyamayacaklarını” söyledi...
“Bunun dışında, görüntü kalitesini sağlayan her muhalif kanala kapılarının açık olacağını” belirtti.
İlk büyük hedeflerinin de seyirci memnuniyeti ve markaya sempatiyi yeniden yükseltmek olacağını söyledi...
Yıllardır tanıdığım Ümit Önal, medyayı iyi bilen ve deneyimli bir isim.
Katarlıların 60 gün içinde ödeyecekleri 1.3 milyar dolar dışında ciddi bir yatırım yapmaları gerektiğini de en iyi o biliyor...

Yazarın Tüm Yazıları