Paylaş
Yok Sinem’le Çeşme’de çekilen fotoğraflarından rahatsız olmuş, “Denizde bile rahat yok” diyormuş.
Yok sinema kapattığı için taraftarın Sinem’e yazdığı şarkıya tepki göstermiş...
Pek ihtimal vermiyorum ama eğer bu gibi ‘özel hayat’ gerekçeleri etkili olmuşsa Arda, Atletico’ya gitmekle yanlış yaptı.
Çünkü bu paparazzi işinin kaynağı Avrupa’nın güneyi...
İtalyanlar’la birlikte İspanyol basını bu işlere bizden çok daha meraklı ve bizden çok daha fazla kural tanımaz.
Magazin dergileri ‘futbolcu ve sevgilileri’ haberlerinden, fotoğraflarından geçilmiyor.
Yani Arda, “Maç sonrası Sinem’le atlar Marbella’ya gider yüzüp, dinlenirim. İbiza’ya geçer eğlenirim” diye düşünüyorsa fena halde yanılıyor.
İspanyol basını peşini bırakmaz!
Sinem’in “Küçük Sırlar” dizisi bitiyor.
Yeni sezon için herhangi bir yapımcıyla anlaşma yapmış da değil...
Yani Madrid’de Arda’yla birlikte evini düzenleyip yeni bir hayata geçmeyi planlıyor.
Arkadaşları gelip gidecek, onları ağırlayacak, seyahat edecek...
En azından ilk sezon için böyle...
Yani Arda’yla Sinem sürekli İspanyol basınının gözü önünde olacak.
“Kafamızı dinleyeceğiz, rahat olacağız” diye düşünüyorlarsa Türk medyasını çok ararlar, benden söylemesi.
Dilimizi ısıralım, hele bir de Arda için işler kötü giderse, orada bizim gibi Arda’yı her koşulda sevecek birileri de yok.
“Arda’yla Sinem İbiza’da” fotoğraflarının altına çok şey yazarlar!
Yetmedi mi Rasim Ozan
Ne zaman bir Rasim Ozan Kütahyalı görüntüsüne rastlasam, bağırıp çağıran bir adam görüyorum...
Artık mutasyona uğradığını düşünmeye başladım...
Belki artık konuşması böyle oldu, belki sokakta görsem “N’aber, nasılsın” diye bana da bağırmaya başlayacak. Zaten böyle bağırıp çağırarak şöhreti yakaladı... Kavga ettikçe reyting aldığını gördü.
Reyting aldıkça daha çok kavga etti...
Bu bağırıp çağırması sayesinde bugün üç-beş kanalda birden program yapıyor. Star TV’ye kadar yükseldi...
Taraf’tan Takvim’e transfer oldu...
Haftada bir gün Sa-bah’ta yazıyor. Peki yetmedi mi Rasim Ozan?
Daha ne diye bağırıp çağırıyorsun?
Benden bir dost tavsiyesi... Bağıran biri TV’ciler için önce ilgi çekicidir ama kısa süre sonra köşe bucak kaçılacak bir adama dönüşür...
Tahminim 25 Ağustos!
Asmalı’da Cihangir’de masalar yerine konacak mı, konmayacak mı?
Merak etmeyin konacak!
Benim tahminim 25-26 Ağustos’ta, bayramdan hemen önce bu iş çözülecek.
Bu arada ramazan geçmiş olacak, sokaklarda içki içilmesini istemeyenlerin gönlünü almış olacak Belediye...
Ramazanın bitimine üç-beş gün kala masaları yerine koyarak da, “Olayın ramazanla ilgisi yok” deme hakkını elde edecek.
Böyle bir ülkede 40 ayrı dengeyi düşünmeden iş yapmak zordur!
Fark edin
Tamam pek çok motor sürücüsü kuralları hiçe sayıyor...
Ters yola giriyor, emniyet şeridini ihlal ediyor, trafikte slalom yapıyor...
Motor sürücülerinin eğitilmesi gerek de, araç sürücülerinin
değil mi?..
Araç sürücüleri de trafikte motora karşı nasıl davranacağını bilmiyor.
Üzerine direksiyon kırar, sıkıştırır, çok yanaşır...
İşte bu konuya dikkat çekmek isteyen Motosiklet Endüstri Derneği (MOTED), “Motosikletleri Fark Edin” adıyla bir kampanya başlattı.
Çıkartmalar hazırlandı.
Trafikte motorcuların sürücüleri, sürücülerin motorcuları anlaması için iyi bir ilk adım.
Muslukçu mantığı!
TRT açıklama yaptı, “Tosun Paşa’daki hamam sahnesini sansürlemedik. Bir sonraki program zamanında girsin diye 25 dakika kısalttık filmi” diyorlar. Haklıymış gibi, bir de ısrarlılar!
“Böyle kısaltmalar televizyonculukta olur, her kanal yapar” diyorlar.
Özrü kabahatinden büyük!
Pardon da bizim buralarda da, 90 dakikalık filmi kesmeden 24 saatlik yayın akışına oturtamayana, sağlıklı bir günlük akış yapamayana televizyoncu demiyorlar.
Olsa olsa muslukçu mantığıdır bu! “Boru uzun geldi kısalttım” hesabı...
Paylaş