Paylaş
Levent’teki Yapı Kredi binası önünde gözlerden uzak kalan heykeli çok daha fazla kişiyle buluşacak olması güzeldi...
Geçen gün Galatasaray’dan geçiyorum...
Ama o da ne?
Yapı Kredi binasında Akdeniz heykelini ara ki bulasın...
Binanın 3’üncü katına yerleştirilmiş.
Tamam binanın cephesi cam ama orada heykel olduğunu bilmeyen birinin kafasını kaldırıp Akdeniz’i görmesi imkansız...
Bilenler için de bir şey değişmiyor...
Aşağıdan heykelin yarısı gözükmüyor çünkü...
Oysa ben, binanın içinde ama yol hizasında, herkesin önünden geçerken görebileceği şekilde yerleştirileceğini hayal etmiştim.
Olmadı, hiç olmadı.
İlhan Koman’ın eseri Akdeniz bugüne kadarki en kötü yerine yerleştirildi...
Futbolda yeni sezon...
Yıllar sonra ilk kez bu futbol sezonu bana keyif vermeye başladı...
Maçlar çekişmeli ve güzel olduğu için mi...
Yoksa Galatasaray iyi futbol oynadığı için mi bana öyle geliyor...
Çözemedim henüz...
Aman dilimizi ısıralım...
Yıllar sonra Türk medyası ortak bir karara imza attı...
Geçen hafta kaza yapan otobüs firmalarının adının yayınlanması konusunda Hıncal Uluç’un çabalarına bravo demiştim.
Şimdi de alkışın büyüğünün Faruk Bildirici’ye gitmesi lazım diyorum...
Oturdu uğraştı, başta Anadolu Ajansı olmak üzere yayın kuruluşlarının çoğuyla görüştü...
Sonunda ortak bir metin oluşturulmasını sağladı.
Ve son yıllarda Türk medyasında görmeye alışık olmadığımız bir ilk gerçekleşti:
Medya bir konuda ters düşmedi, farklı düşünmedi ve birlikte hareket edip ortak bir karar aldı...
Ümitli olmamız için hâlâ geçerli bir sebebimiz var...
Arpa suyu diyeti...
Bir süredir çok zayıfladığı konuşulan, çok kilo verdiği haberleri çıkan İrem Derici hastaneye kaldırıldı.
Bu yüzden doktor raporuyla 20 Eylül Ankara Atılım Üniversitesi, 23 Eylül Yenikapı, 24 Eylül İstanbul Çekmeköy konserlerini iptal etti. Gerçekten sağlıksız besleniyordu İrem...
Son dönemde yediği içtiği hiçbir şey yoktu, sadece günde bir-iki şişe bira içiyordu...
Başka yediği bir şey yoktu.
Sonunda vücut iflas etti.
Umarım arpa suyuyla hayatın geçmeyeceğini öğrenmiştir İrem, geçmiş olsun diyorum kendisine...
Köklü eğitim sistemi!
En az değişmesi gerekirken bizde en çok değişen şey eğitim sistemidir. Ben kendimi bildim bileli eğitim sistemi değişir... Geriye gitmeye gerek yok, sadece 2000’lere bakalım.
TEOG’dan önce neler vardı:
2000-2004 Liselere Giriş Sınavı (LGS)
2004-2008 Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OGS)
2009-2013 Seviye Belirleme Sınavları
2014-2018 TEOG
Belli ki bizde eğitim sisteminin ömrü 4 yıl...
4 yılda bir getirilen sistem beğenilmiyor, yerine yenisi getiriliyor...
Bizim kız bu yıl daha 1. sınıfa başladı.
Bakalım o büyüyüp 8. sınıfa gelene kadar kaç defa değişecek.
Çocuklara okul seçerken,
köklü okul mu falan diye
kıstaslara bakıyoruz ya ne
gerek var...
Eğitim sistemi köklü olmadıktan sonra okul köklü olmuş kaç yazar...
Paylaş