Açık havada alkol meselesi

 Açık havada alkol içilmesi çok tartışılmış bir meseledir bizde. Geçmişte İstanbul’da parklarda alkol içmek yasaklanınca Kız Kulesi’ne karşı kadehler kaldırılıp protestolar bile yapılmıştı.

Haberin Devamı


İsteyenin istediği yerde alkol tüketmesini özgürlük olarak gören bir kesim var.
Ama dünyanın modern şehirlerinin pek çoğunda böyle bir özgürlük yok.
Bakın bizim mahalleden örnek vereyim;
Roma Parkı’na inen Cihangir Merdivenleri bizim hemen evin önüdür. Şimdi havalar düzelmeye başladı ya, her akşam gençler ellerinde biralarla o merdivenlere oturuyor.
Yükse sesle konuşurlar, şarkılar marşlar söylerler, kimi zaman kavga ederler.
Yaz geceleri sabahlara kadar böyle...
Komşular polisi arayıp şikayet ediyorlar ama o güzel manzaradan gençlerin mahrum kalmasına da benim gönlüm el vermiyor.
Polisi arayıp şikayet etmem için belki yaşımın biraz daha geçmesi lazım.
Ama şikayet edenleri de çok iyi anlıyorum, çekilir gibi bir durum değil çünkü.
Dolayısıyla bu işin de bir şekilde düzenlenmesi lazım...
Şimdi açık havada alkol almayı özgürlüklere darbe olarak değerlendiren arkadaşlara sesleniyorum;
Biz sizin evinizin önüne 10 arkadaş gelip sabahlara kadar şarkılar söylesek, bira içip taşkınlık yapsak ne yaparsınız?
Hemen polisi ararsınız değil mi?
Parklar, açık hava alanları, mesire yerleri, toplumun her kesiminin, çoluk çocuğun ortak kullanım alanlarıdır.
Kimsenin tekelinde değildir ve olamaz...
Antalya’da tartışılan açık havadaki alkol yasağını da böyle ele almak lazım.
Tabii işin bir başka noktası daha var: Açık havada alkol yasağı koyarken, o bölgede insanların oturup alkol tüketecekleri alternatif mekanlar yaratmanız lazım.
Mesela Yıldız Parkı’nda yanınızda alkol götürüp piknik yapamazsınız, yasak.
Tamam, kabul...
Peki Yıldız Parkı’nda kafeye oturup ağaçların gölgesinde bir bira içmek isteyenler ne yapacak?
Onu da yapamıyorsunuz, çünkü Yıldız Parkı’nda alkol satan yer yok.
Oldu mu şimdi?
İşte bakın bu özgürlüklere müdahaledir...

Haberin Devamı

Müjdat Gezen’in hoşgörüsü lazım

Müjdat Gezen, sanat merkezini kundaklayan saldırgan evli ve 4 çocuklu olduğu için tazminat talebinden vazgeçti.
Okulunu yakmaya çalışanı büyüklük göstererek affetti.
Bununla da yetinmedi, sanat merkezine çay içmeye davet etti.
Saldırıyı gerçekleştiren de kabul etti.
Ben bu hoşgörüyü, karşılıklı yumuşamayı, saldırganın hatasını anlamasını, Müjdat Gezen’in hoşgörüsünü sevdim.
Hâlâ bunun altında hinlik arayanlar var.
Hayır kampanyasının bir senaryosu olarak değerlendiriyorlar bu saldırıyı.
Müjdat Gezen’in ‘elemanı’ ilan ediyorlar saldırganı.
Hayır senaryosu tutmayınca şikayetten vazgeçtiğini söylüyorlar.
“Kendi okulunu kendi yaktı” diyorlar açıkçası.
İşte onlar var ya onlar; Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapanlar onlardır.

Haberin Devamı

Hepsi bu hafta oldu

KENAN-MERYEM
Kenan İmirzalıoğlu ile Meryem Uzerli “Cingöz Recai” filmi için iyi bir çift olur. Tamam da benim anlamadığım, Fatih Sultan Mehmet rolü için sakalını uzatmaya başlayan Kenan, Cingöz Recai için nasıl sinekkaydı olacak?

NİRAN ÜNSAL
Niran Ünsal’la iki çocuğunun babası İbrahim Gugu’yu 8 yıldır evli zannediyorduk biz. Meğer değillermiş. Hafta içinde resmi nikâh yaptılar. Yıldırım nikâhı diye haber oldu bu. 8 yıllık bir yıldırım nikâhına da tanık olduk böylece...

AYŞE HATUN ÖNAL
Ayşe Hatun Önal alkollü şekilde araç kullandığı için önce ehliyetini kaybetti, sonra kendisine bir şoför tuttu.
İkincisini önce yapsa ehliyetinden de olmayacaktı, polislerle tartıştığı tatsız görüntüleri de yayınlanmayacaktı. Belki artık öğrenmiştir direksiyon başına alkollü geçilmeyeceğini.

TOLGA KAREL
Olayların adamı Tolga Karel, 1 yıl aradan sonra Türkiye’ye geldi, havaalanında gözaltına alındı. Geçmişte trafikte tartıştığı önemsiz bir meseleden ifade verdi ama yine de ülke topraklarına böyle adım atması talihsiz bir durum oldu.

KEREM BÜRSİN
Kerem Bürsin’i neden illa şeker hastası yapmaya çalışıyorsunuz? Adam yok dedikçe, “Şeker hastası mısınız?” diye soruyorlar. Bu gidişle şeker değil ama sinir hastası yapacaksınız Kerem Bürsin’i...

NESLİHAN ATAGÜL
Neslihan Atagül’ün alt dudağının içine eşi Kadir Doğulu’nun adının baş harfini dövme yaptırmasını sevdim. Ben eşin adının yazılmasını sevmem ama yaptıracaksan böyle yaptır. En azından görünmüyor...

ALİŞAN
Alişan gerçekten sevdiği için mi evleniyor, Cumhurbaşkanı’na evlenmek için verdiği süre dolmak üzere olduğu için mi? Ya evlenip 3 çocuk için de süre verirse?

Yazarın Tüm Yazıları