35 yıldır birbirimizin gözlerine bakarak şarkılar söylüyoruz...

Arkadaşlarıyla birlikte verdiği dört gecelik konser serisinin üçüncüsüne gittim.
ılk ikisine bilerek gitmedim. Çünkü böyle ‘ilk kez’ hep birlikte çalacak bir ekibin ilk iki gecesinde eksikler sahnede görülür. Üçüncü ve dördüncü geceleri ise kusursuz olur...
35 yıl öncesini bilmem, Sezen Aksu’nun benim gözlerime bakarak ilk kez şarkı söylemesi 24 yıl öncedir.
17-18 yaşlarında lise öğrencisiydik daha, iki yıl sonra yakılacak şan Tiyatrosu’na gittik.
Parasızız ama illa izleyeceğiz sahnede Sezen’i...
Oradan buradan para toplayıp dört bilet alabildik konsere (Diğer üçünün kim olduğunu söyleyeyim de foyamız iyice çıksın ortaya; biri Ömer Özgüner NTV’nin Yayın Yönetmeni, öteki Selim Akçin bizim Magazin Müdürü, diğeri de şimdi Pasaj Müzik’in sahibi olan Murat Doğan).
Paramız anca yetmiş en arka sıradayız. Bizim arkamızda başka da kimseler yok.
Sezen’in her şarkısına haykırarak eşlik ediyoruz en arka sıradan...
Sahnede beyazlar içinde bir kadın var, uzaktan ufacık görebiliyoruz...
Ama uzakta olsak hissediyoruz, şarkılarını bizim gözlerimize bakarak söylüyor.
Açıkhava’daki konserde ise en ön sıradaydım ama fark ettim ki arkada ya da önde olmak değişmiyor. Gerçekten bu kadın seyircisiyle göz göze şarkılar söylüyor.
Fahir Atakoğlu, Erkan Oğur, Aykut-Seden Gürel, Orhan Topçuoğlu, Fatih Ahıskalı, Özer Arkun’lu kadrosuyla bir daha bulunamayacak bir konserdi.
Benim gittiğim gece çekim yoktu. MOST Production bir DVD kaydı aldı mı, bu konserlerden merak ediyorum.
Almadıysa yazık oldu...

Sezen’in bacakları

Bu Ajda Pekkan’la Sezen Aksu işin sırrını çözdüler, kimseyle paylaşmıyorlar.
Ajda’nın bacakları çok konuşuldu. Ama Sezen’inkilere ne demeli?
O gece sahneye iki ayrı kıyafetle çıktı. ıkisi de derin yırtmaçlı, bacaklar ortada...
Seyirci de konser boyunca laf atıp durdu zaten bacaklarına...
O kadar düzgün, o kadar kusursuz gözüküyordu.
Özel bir çorap mı var, ozonla şok tedavi mi yaptılar yoksa başka bir operasyon mu var? Konser boyunca seyircinin en çok konuştuğu konuydu.
Malum Sezen’le Ajda iyi arkadaşlar. Hangisi önce keşfetti, kim kime söyledi bilmiyorum. Ama bacaklar konusunda ortada sadece ikisinin bildiği büyük bir sır olduğu açık.
Eğer bu sırrı hemen açıklamazlarsa bütün orta yaş kadınlarının ahını alacaklar benden söylemesi...

Yaşasın fırlamalık!

Dünyanın en saçma kararıyla, rakı reklamlarında beyaz peynir, kavun, balık gibi ‘özendirici’ sayılan unsurların kullanılması yasaklandı ya...
Kim demiş.
Yeni Rakı, bu yasağa inat harika bir reklam kampanyasına başladı.
Yasak olduğu için balık, kavun, peynir görseli kullanmamışlar reklamlarında.
Onun yerine boş balık tabağına “Denizde yaşayan solungaçlı canlı”, boş kavun tabağına “Güzel kokulu, sulu, turuncu meyve”, boş peynir tabağına ise “Süt ürünlerinden en katı ve beyaz olanı” yazmışlar.
Altında da bir slogan; “Rakı artık onların adını ağzına alamıyor ama siz onların tadını alabilirsiniz”...
Saçma bir yasakla böyle dalgasını geçen, diğer taraftan da anlatmak istediğini anlatan harika bir reklam kampanyası.
Öyleyse biz de bu kampanyaya bir sloganla kadeh kaldıralım;
Yaşasın yaratıcılık!
Yaşasın fırlamalık!

Yeni bir internet reklamı mı

Fulya isimli aldatılan bir kızın, sevgilisine ait eşyaları satışa çıkardığı videosu internette en çok konuşulan konu...
Fulya, “En yakın arkadaşımla beni aldattı” diyerek veryansın ediyor...
Geceliğini yeni sevgiliye hediye ediyor, fotoğraf makinesini, milli takımın imzaladığı futbol topunu satışa çıkarıyor.
ıtiraf etmek gerekirse videoda Fulya’nın performansı 10 numara...
Aldatılan kadının kızgınlığını çok iyi vermiş.
Düzgün konuşmasının arasına serpiştirdiği küfürlerle işi komik hale getirmiş.
Ortaya bu kadar iyi bir iş çıkınca acaba yeni bir reklam kampanyası mı bu, diye bir soru takıldı kafama...
Yok değilse, kadının intikamı gerçekten korkunç oluyor.