20 yıl sonra Demet Akalın

Popüler kültürün 20 yıl sonrayı değil bugünü düşündüğünü hálá anlamayanların söylediği sözlerdir bunlar...

Popüler kültür şarkıcıyı da ürettiğini de hızlı tüketmek üzerine kuruludur.

Hep yeniyi, hep daha fazlasını ister.

Bu yüzden kimsenin 20 yıl sonra Demet Akalın şarkılarını dinlemek gibi bir ihtiyacı yoktur popüler kültürde.

Zaten 20 yıl sonra Demet iyi bir şey üretemiyorsa yerine Defne Akalın’ı ya da Deniz Akalın’ı bir şeyleri koyar popüler kültür.

Bu yüzden bırakın 20 yıl sonrayı Demet Akalın şarkılarıyla bugün eğlenelim.

Beş yıl aradan sonra müziğe yeniden dönmeye hazırlanan Yonca Lodi’ye de bir tavsiyem olacak; umarım bugünü ıskalayıp 20 yıl sonra dinlensin kaygısıyla şarkı yapmıyordur.

Aldığı parayı şimdi hak etti

Cem Yılmaz’ın en iyi Telekom reklamı oldu şaşı aile.

Bademcik ameliyatı olan ve ailesiyle görüntülü telefondan konuşan Cem Yılmaz izleyen herkesi bu kez güldürmeyi başardı.

Sahne gösterilerinden küçük esprilerin yer aldığı, abisi ve babasının oynadığı, hatta kendisinin hiç görünmediği Telekom reklamlarının yanında bu büyük iş kalır.

Zaten bu tarza geçmese Telekom sponsorluğında çıkan son DVD reklamıyla karışacaktı.

Sonuçta Telekom’dan aldığı parayı asıl şimdi hak etmeye başladı Cem Yılmaz.

Hem eğlenceli hem derdini anlatan hem de konuşturan bir reklam filmi çektiği için.

Yol ortasında park olur mu

Reklamdan devam edelim öyleyse; Turkcell’in son reklamında oğlunu arkaya bebek koltuğuna oturtmuş baba, emniyet kemerini bağlamış...

Her şey iyi güzel.

Hatta karısını aradığında arabasını sağa çekip park ediyor.

Ama yolun ortasında park olur mu?

Bir de yol kenarında bir cep bulup oraya park etseydi, reklamdaki baba trafik kurallarını eksiksiz yerine getirmiş olacaktı.

Şimdi sınıfta kaldı!

Yeşil rengin sırrı

Ercan Saatçi, eski açıkta Galatasaray taraftarının açtığı kartonlara takılmış.

"Sarı-kırmızı’yı anladık da yeşil de neyin nesi" diye soruyor dünkü Hürriyet’te...

Açıkça söylemiyor ama terör örgütünün renklerinin ne işi var tribünde demeye getiriyor.

Street Fighter adlı bilgisayar oyununun karakterlerini canlandırmıştı tribünler, oyuna hakim renkleri kullanarak.

Biraz kartonlar karışık dizildiği için ne olduğu çok fazla anlaşılmadı gerçekten.

Ancak sevgili Ercan’ın yaptığı tam bir pişmiş aşa su katma çabası...

Galatasaray’ın şampiyonluğunu tebrik etmek yerine, öküz altında buzağı arıyor.

Oysa kendisi de çok iyi biliyor ki Türkiye’de hiçbir takım taraftarı terör örgütünü desteklemeyi aklından geçirmez...

Üstelik, "Şehitler ölmez, kahrolsun PKK" sloganları statlarda atılırken.

Bu kadını keşfetmeye cesaretiniz var mı?

Almanya’da Reyhan Şahin adlı rap’çi son olarak ARD’de katıldığı bir televizyon programında yanında getirdiği topu sunucuya göstererek "Bunun içinde benim orgazm sıvım var" dedi.

Fatih Akın’ın son keşfi bu.

Ama Sibel Kekili, Reyhan Şahin’in yanında çok masum kalır.

"Lady Bitch Ray" olarak anılıyor bu rapçi hem şarkı sözlerinde hem katıldığı programlarda ağzı fazlasıyla bozuk...

Ancak altı hiç boş değil, cinsel pedagoji dalında eğitim almış.

Almanya’da doğmuş rap müzik yapıyor ve sözleri hareketleriyle fazlasıyla provakatör.

Bizim televizyonlar bu tür isimlere meraklıdır, Sibel Kekili’yi bile ekrana çıkarmak için peşinden az koşmadılar.

Chico adlı bir filmde oynadı son olarak Reyhan Şahin, filmin yapımcısı Fatih Akın...

Bakıyorum da Reyhan Şahin’i keşfetmek konusunda herkesin eli titriyor.

Alman televizyonuna orgazm sıvısıyla çıkan Türk televiyonlarında kanal kapatır diye korktukları içindir herhalde...