10 ay önce gördüğüm Robin Williams...

Tamam, beyazperdede hepimizin Peter Pan’ı, “Günaydın Vietnam” diyen radyo DJ’i, sıraların üzerine çıkıp “günü yakala” diyen öğretmeni, gözlerimizi yaşartan doktoru, komik dadısı, Balıkçı Kral’ıydı ama...
Türk izleyicisi için öncelikle uzaydan gelmiş Mork’tu. Bu yüzden bizim ilk ve en çok sevdiğimiz Hollywood oyuncusu oldu...
Bizim çocukluğumuzda “Mork Orsen’i arıyor, cevap ver Orsen” repliği dillere düştüğü...
Dünyalı sevgilisi Mindy’ye Kırmızı İbikli Horoz Tatlısı yaptığı için...
Kitapların sayfasını vızzzt diye çevirerek okuduğu...
Portakal suyunu parmağını bardağa batırarak içtiği için...
Türk halkının gönlünde bugüne kadar hiçbir Hollywood oyuncusunun kurmadığı kadar geniş bir taht kurmuştu. Daha 10-11 ay önce Fox Life için gittiğim Los Angeles’ta, Emmy Ödül Töreni’nde görmüştüm Robin Williams’ı. Sahnede gördüğümde tanımakta zorlanmıştım. Henüz 63 yaşında olmasına rağmen yaşlanmış, çökmüş ve kalın çerçeveli gözlükleriyle çok yorgun görünüyordu...
Hatta bunu da “Robin Williams fazlasıyla çökmüş gibi geldi bana” diye yazmıştım. Meğer son ödül töreniymiş o...
Son sahnelerinden biriymiş...
Dünya gözüyle görebildiğim bir büyük starmış. Sinemanın dev bir oyuncusu, çocukluğumuzun bir kahramanı daha gitti...

Gençlere iş yapan yok!
Dünkü Youtube festivalini yazdığım yazıda gördünüz, 13-19 yaşındaki kızların nasıl vlogger’ların peşinde koştuğunu...
Ben bizim pop müziğimiz çok yaşlı...
Bizdeki 13-19 yaşında gençleri sürükleyecek kimse yok...
Bu gençlere yönelik kimse bir şey yapmıyor deyip duruyorum ya...
Youtube festivalinde bu iddialarımın ne kadar doğru olduğuna bir kez daha şahit oldum. Müziği ve eğlenceyi tüketen gençler arkadaşlar,
hâlâ bunun farkında değil misiniz?

İkinci ‘Oğlum Bak Git’ vakası!
Halil Sezai’nin Gümüşlük’te sabaha karşı yolları süpüren bir temizlik işçisinden dayak yediği haberi çok konuşulmuştu...
Halil, olayı Twitter’dan yalanlamıştı...
Hatta ben de kişisel olarak bu haberleri abartılı bulduğumu yazmıştım. Ancak bizim Cenker Tezel, Bodrum’da söz konusu temizlik işçisini
buldu ve konuştu. Adı Ahmet Gül. Olayı şöyle anlatıyor: “Sonradan Halil Sezai olduğunu öğrendiğim kişi, bana köpeğini göstermeye başladı. ‘Kim bu adam, neden buraya geldi?’ falan dedi benim için. Köpeğini bana saldırtmaya çalıştı. Ben de uyardım. Sonradan küfür edince dayanamadım ve vurdum.” Ben bu olayı dinleyince tipik bir “Oğlum Bak Git” vakası diye düşünüp gülmeye başladım. Ne temizlik görevlisi Halil Sezai’yi tanıyor...
Ne de Halil Sezai, karşısındakinin temizlik görevlisi olduğunun farkında. Sabaha karşı yaşanmış bir gerginlik işte...
Bu olayı neden ısıttım peki yeniden? Farkındaysanız, ne manşete çıkarıp Halil’i yalanlama peşindeyiz...
Ne de başımız göğe erdi havasında...
Sadece oluyor böyle şeyler demek için yazdım...
Magazin medyasıyla sanatçılar zaman zaman karşı karşıya geliyor, zaman zaman kol kola giriyor...
Hayat akıp gidiyor...