BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, gizli şeker krizinden "Toplantı bitti mi?" diyerek uyanıyor.
Bu sözler onun "işkolik" yapısını açıkça gösteriyor.
Artık herkes biliyor ki, Başbakan gereğinden fazla çalışıyor.
Bu yoğun tempo, onun için artık bir hayat biçimi.
"Her şerde bir hayır vardır" denir ya...
O bu sayede bir soluklanma fırsatı yakaladı.
Hem de en çok ihtiyacı olduğu bir dönemde.
AK Parti’nin Büyük Kongresi 11 Kasım’da toplanıyor.
Kongrenin kulis haberleri şimdiden gazetelerde yer bulmaya başladı bile.
O haberlerde yönetimden ayrılacak ve girecek isimleri okuyunca...
Çoğunun yönlendirme olduğunu görüyorsunuz.
Büyük Kongre’de Başbakan Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı’na aday olmadığını açıklamasını bekleyenler bile var.
Onlar da bu beklentilerinin boş olduğunu görecekler.
* * *
Başbakan’ın futbol oynadığı yıllardan kalma bir alışkanlığı var.
Netice alan takımı bozmaz.
Etrafta iyi gitmediği söylenen pek çok şey ve özellikle de basının yazdıkları bu tutumunu daha bir pekiştirir.
Pek çok konuda hızlı karar verdiği söylenebilir.
Ama söz konusu olan, kadro değişikliğiyse, bu çok ama çok zordur.
O nedenle, Büyük Kongre’den de büyük bir değişiklik çıkmaz.
Bunun bir diğer sebebi de, elbette Cumhurbaşkanlığı seçimleridir.
Başbakan zorlu geçeceği belli olan bu yeni süreçte, taşları yerinden oynatmak istemez.
Partide olduğu gibi, Kabine’de de bu süreçte büyük değişiklikler olmayacaktır.
* * *
AK Parti’nin kuruluş hazırlıkları ve kararı da, böylesi zoraki bir dinlenme döneminde verilmişti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda da rüzgárın önündeki yaprak gibiydi.
Benzer bir tempoda gece gündüz demeden çalışıyordu.
O temponun getirdiği benzer sağlık sorunları, o günlerde de yaşanıyordu.
O zaman, görevden alınma ve peşinden gelen cezaevi süreci bir soluklanmaya vesile olmuştu.
O "dinlenme" dönemi sonrasında Başbakanlık geldi.
Bugünkü zoraki tatili de, aslına bakarsanız denk düştü.
Öncelikle partisinin gelecek hafta sonu yapılacak Büyük Kongresi’ne daha iyi eğilme fırsatı buldu.
Ama asıl önemlisi, Cumhurbaşkanlığı kararı...
Bu elbette sıradan bir karar değil.
Kendi şahsını da, ülkeyi de, partiyi de derinden etkileyecek bir karar.
Çevreme bakıyorum da, ne olması gerektiğine herkes ne kadar kolay karar veriyor!
Başbakan’ın zaman zaman tekrarladığı gibi, "Bekára, karı boşamak ne kadar kolay"...
* * *
Bu, onun en zor kararı olacak.
Zor bir dönemdeyiz; 2007 çok daha zor geçecek.
Çankaya Köşkü’ndeki kutlamada, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "Bugün törende üşüdük. Semra Hanım ile kararlaştırdık. Seneye bir daha gelmeyelim dedik" demiş.
Bu karar, Başbakan Erdoğan için de, hepimiz için de, keşke bu espride olduğu kadar kolay olsa...