Paylaş
Hitler’in isteği üzerine, daha sonra Dachau temerküz kampı komutanlığına getirilecek olan Theodor Eicke ve SS subayı Michel Lippert, 2 Temmuz’da Röhm’ü ziyaret ettiler. Hücresine girdiklerinde, namlusuna sürülmüş tek kurşunluk bir Browning’i Röhm’e uzattılar ve “bununla kendini öldürmen için sana 10 dakika süre tanıyoruz” dediler, “ya kendin yap, ya da o işi biz yapacağız.”
Ernst Röhm, bir süre duraladıktan sonra, “Eğer öldürüleceksem, bunu Adolf’un kendisi yapsın” karşılığını verdi, Hitler’i kastederek. Eicke ile Lippert, on dakika sonra hücreye geri döndüklerinde, Röhm’ün meydan okur bir biçimde göğsünü açmış bir halde beklediğini gördüler. Lippert, üç el ateş ederek Röhm’ü öldürdü…”
Röhm’ün öldürülmesi, “Uzun Bıçaklar Gecesi” diye bilinen ve Nazilerin “Operation Kolibri”, Türkçesi ile “Sinekkuşu Operasyonu” adını vermiş oldukları iç temizliğin zirve noktasıydı.
“Uzun Bıçaklar Gecesi” tam 80 yıl once, 1934’te olmuştu. Böyle bir yaz zamanı. Haziran sonu-Temmuz başlarında. Hitler, kendisine ilerde tehdit oluşturacağını düşündüğü Nazi Partisi’nin bazı unsurlarını ortadan kaldırmaya karar vermişti. Nazi Partisi’nin sol kanadı diye tanımlanan (adının Nasyonal Sosyalist olduğunu unutmayalım) kanadının başındaki Gregor Strasser’den başlayarak, Hitler’in 1923’teki “Münih Birahane Darbesi”ni bastırmış olan Nazi karşıtı muhafazakârlar arasında yer alan eski şansölye Kurt von Schleicher ve Gustav Ritter von Kahr, aynı gece gerçekleştirilen bir dizi suikastta öldürülmüşlerdi.
Ama temizlenenlerin en büyük bölümü, “kahverengi gömlekliler” olarak da bilinen ve Hitler’in iktidar yürüyüşünde büyük rol oynamış olan SA liderleriydi. Başta, SA’nın başındaki Ernst Röhm… SA, yani Sturmabteilung. Hitler’in vurucu milisleri.
Hitler, SA ve lideri Ernst Röhm’ün “özerk” davranışlarından çekinmeye başlamıştı. Alman ordusu da, SA’dan haz etmiyordu. Hitler, Reichswehr’in yani Alman silahlı kuvvetlerin yüksek komuta heyetini tatmin etmeyi, “iktidarını sağlamlaştırmak” için gereklilik olarak görüyordu. SA’yı temizlemek, Hitler’e iktidarının başında Alman ordusunun desteğini de beraberinde getirecekti.
Tarihe “Nacht der langen Messer” yani “Uzun Bıçaklar Gecesi” adıyla geçmiş olan ve Hitler’in ve Nazilerin iktidarında çok önemli bir kilometre taşı sayılan dramatik olayda, öldürülenlerin sayısı 85 olarak açıklanmıştı. Ama, sonuçta toplam ölü sayısı 100’leri buldu ve 1000’den fazla muhalif de tutuklandı. SA’lara karşı temizliğin büyük bölümünü SS’ler (Schutzstaffel) ve Gestapo (Geheime Staatspolizei) yerine getirmişti.
SA’lara karşı, “özel tim” niteliğindeki SS’ler ve devletin “gizli istihbarat örgütü” Gestapo.
“Nacht der langen Messer”in, yani “Uzun Bıçaklar Gecesi” deyiminin, Alman dilinde, söz konusu olayın öncesinde de “intikam” ve “öç almak” amaçlı eylemleri tanımlamak için kullanıldığı belirtilir.
“Uzun Bıçaklar Gecesi”nde olan bitenler için Nazilerin kullandığı ve Almanların alıştırıldığı tanım, “Röhm-Putsch” imiş. Yani, “Röhm Darbesi”. Naziler, “Uzun Bıçaklar Gecesi”nde yaşananların, kendilerine karşı bir darbeyi önlemek için zorunlu olduğunu savunmuşlar.
Hitler, dönemin cumhurbaşkanı Mareşal Paul von Hindenburg tarafından şansölye yani Almanya başbakanı olarak atandığı 30 Ocak 1933 tarihinden sonraki birkaç ayı, Alman Parlamentosu Reichstag’taki rakip siyasi partilerden kurtulma çalışmalarıyla geçirmiş. 1933 ortasından itibaren ülke onun yönetimi ve kontrolü altında tek parti devletine dönüşmüş.
Bununla birlikte, mutlak iktidara sahip olmamış. Ordunun tartışılmaz komutası onun elinde değilmiş. Zira, Mareşal Hindenburg hayattayken büyük saygınlığa sahip bir asker konumunda imiş. İktidara gelmesinde büyük pay sahibi olan SA’lar ise bir hayli “özerk” davranıyorlarmış. Üstelik, askerler ile SA’lar arasında da bayağı bir husumet ve çekişme de varmış.
Öte yandan, Röhm’ün rejimi devirmeye yönelik hiçbir darbe girişimi söz konusu olmasa da, bu, Hitler’in SA yönetimini bu şekilde suçlamasına engel teşkil etmemiş. Röhm ve ekibinin ani bir baskınla tutuklandığı gece, Hitler, partisinin genel merkezinde toplanan kalabalığa seslenirken, SA’yı “dünya tarihindeki en büyük ihanet” ile suçlamış.
O gece öldürülmüş olanların bir kısmı için, “casusluk” suçlaması yapılmış. Örneğin, eski şansölye Kurt von Schleicher’e… Schleicher, Fransız Büyükelçisi’nin çok yakın dostuymuş. Çok sık görüşürlermiş. Schleicher, “casusluk” iddiasına muhatap kılınarak öldürülmüş ama dostu Fransız Büyükelçisi, persona non grata yani “istenmeyen adam” bile ilân edilmemiş.
Wikipedia, “Uzun Bıçaklar Gecesi” ile ilgili çok sayıda bilgi veren çok uzun maddesinin sonunda, “Uzun Bıçaklar Gecesi, Hitler için bir zafer ve Alman hükümeti için bir dönüm noktası oldu. Hitler’i, 13 Temmuz’da Reichstag’daki konuşmasında kendi ifadesiyle ‘Alman halkının yüce lideri’ konumuna getirdi. Daha sonra, Nisan 1942’de Hitler bu sıfatı resmen üstlenecek, yani kendisini yasa karşısında sadece de facto olarak değil de jure olarak da dokunulmaz kılacaktı.” diye yazıyor.
“Uzun Bıçaklar Gecesi” maddesi şöyle noktalanıyor:
“Uzun Bıçaklar Gecesi”, aynı zamanda, kamuoyuna güçlü bir mesaj vermiş oldu. Buna göre, Nazi rejimi bir tehdit olarak algıladığı takdirde en önde gelen Almanlar bile tutuklanmaktan ve hatta kısa yoldan infaz edilmekten bağışık değillerdir…”
Benim aklıma, “Uzun Bıçaklar Gecesi” niçin takıldı? Niçin, kısa yoldan Wikipedia’ya baktım ki?
Öylesine işte…
Paylaş