Paylaş
Dublin- “İrlanda nedir? Birçokları için batı Atlantik’in uzak bir köşesindeki yeşil ve sisli bir ada. Bir azizler ve âlimler, sarhoşlar ve günahkârlar, din adamları ve sıradan insanlar, dindarlık ve makineleşmiş politikacılar milleti. İsa ile Sezar’ın el ele tutuştuğu ve o sayede kiliselerin dolduğu, evlerin göçmenleri taşıyacak gemiler için boşaldığı, arkalarında kendilerini geniş ailelerinin diyasporasıyla avuttukları üzgün annelerini bıraktığı, köylü halkın üç güven kaynağının gizem, mucize ve dini otoritenin bulunduğu bir toprak.”
Bundan 14 yıl önce ilk kez geldiğim Dublin’de satın aldığım İrlanda’nın o dönem en büyük gazetecisi sayılan, aynı zamanda tarihçi ve yazar Tim Pat Coogan’ın ‘The IRA’ adlı kitabı böyle başlıyordu. O tarihte daha ‘Hayırlı Cuma Anlaşması’ imzalanmamıştı. Kuzey İrlanda sorunu çözülmemişti. 4.5 milyonluk İrlanda nüfusuna (Kuzey İrlanda nüfusu ise 1.7 milyon) ek olarak ABD’de yaşayan İrlanda kökenlilerin sayısı 43 milyondu.
Bu ‘gizemli’ İrlanda’ya hafta sonunda ayak basar basmaz, ev sahibimiz İrlanda Dışişleri Bakanlığı öyle istediği için, ilk iş olarak Boyne Savaşı’nın yapıldığı alana götürüldük. 1690 yılındaki savaşta taht mücadelesi yapanlardan Katolik Kral II. James, damadı olan Protestan Kral William of Orange karşısında İrlanda ve Britanya adalarının tarihindeki en büyük savaşta yenik düşünce, İrlanda da İngiliz hâkimiyeti altına düşmüş. Dolayısıyla Katolikler de Protestanların.
İrlanda ve İngiltere (daha doğrusu Büyük Britanya ya da Birleşik Krallık) tarihleri birbirlerinin içine geçmiş durumdalar ve bu iç içe geçmiş tarihi arka plan anlaşılmadığı takdirde Kuzey İrlanda sorunu ve sorunun çözümünün de anlaşılamayacağını düşünüyor İrlanda yetkilileri.
Temmuz ayında İngiltere-Kuzey İrlanda-İskoçya (Londra-Belfast-Edinburgh) gezisinde bir araya gelmiş olan kadro tek bir fire vermeden, dört ay sonra bu kez İrlanda’da. İrlanda’dayız.
Kuzey İrlanda ve Güney Afrika çözümünde yer alanların oluşturduğu ve benim de Prof. Mithat Sancar, Prof. Sevtap Yokuş ve Yılmaz Ensaroğlu ile birlikte ‘Uzmanlar Kurulu’nda yer aldığım Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI), çatışma çözümü için uluslararası deneyimlerin karşılaştırmalı çalışmalarını sürdürüyor.
Kuzey İrlanda barış süreci çalışmamızın ‘İrlanda ayağı’ için buradayız. Bu çalışmayı 2012 yılı içinde Güney Afrika ve İspanya-Bask Bölgesi ziyaretleri izleyecek.
Temmuz ayındaki, katılanların her biri için unutulmaz nitelikteki olan Birleşik Krallık turunun güçlü etkisi, Ak Parti ve BDP’den üçer, CHP’den iki milletvekilinin, onların yanı sıra Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu, Bejan Matur, Ayhan Bilgen ve yeni katılım olarak Hilal Kaplan’ın da yer almasıyla ‘çözüm arayışı için dersler’ diye nitelenebilecek çalışmayı İrlanda’ya taşımış durumda.
Neyin çözüm arayışı?
Elbette ki, Kürt sorununun.
Dublin dersleri
Dört ay önce, Londra-Belfast-Edinburgh hattında yaklaşık bir hafta boyunca hiçbir toplantıda Kürt sorununu konuşmamıştık. Kuzey İrlanda sorununun çözüm rotasının, barış sürecinin derslerini not almıştık. Aynı şeyi şimdi İrlanda’da da yapıyoruz.
DPI’ın ‘Dublin çıkarması’nın katılanlar bakımından en önemli bölümünü, Kuzey İrlanda barışçıl çözümünde baş rolü oynamış olan Sinn Fein lideri Gerry Adams ile bugünkü görüşme oluşturacak. Gerry Adams, memleketi Belfast’ta Londra’daki Avam Kamarası’na seçilmiş olmakla birlikte, Britanya Parlamentosu’ndaki koltuğunu boş bıraktı; şimdi Dublin’de yaşıyor ve İrlanda Parlamentosu’nda Sinn Fein’in Genel Başkanı olarak yerini almış durumda.
İrlanda’daki ilk gün çalışmamız, ‘Şiddetle bölünmüş bir toplumda gazetecilik ve medya’ başlığı altında idi. Biri eski bir Dışişleri Sözcüsü olan kıdemli iki gazeteciden bu konuda brifing alındı ve toplantı hararetli bir soru-cevap bölümüyle sürdü.
İrlanda medyasının ‘Kuzey İrlanda barış süreci’ne başlangıçta olumsuz yaklaştığını ve ‘devlet’in de gerisinde kalmış olduğunu hayretle öğrendik. Medyanın devletin bile gerisinde kalan ve devletin manevra alanını kısıtlayan konumunun sadece bize, Türkiye’ye özgü olmadığını fark ettik.
Bununla birlikte, medyanın tavrını da değiştiren ‘game changer’ın yani ‘oyun yapısını değiştiren’ gelişmenin, ‘silahların susması’, bir başka deyişle ‘ateşkes’ olduğu, İrlanda tecrübesinin önemli bir dersi olarak ortaya çıktı.
IRA’nın ‘silahları susturması’yla önü açılan ve Sinn Fein’in taraf olarak devreye girdiği süreç, tedricen medyanın tutumunu da büyük ölçüde değiştirmiş. Konuşmacılardan Richard Moore, Ak Parti İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu’nun bir sorusuna verdiği cevapta, ‘Barış Süreci’nin olumlu sonuç elde etmesinden sonra ona karşı çıkan birçok köşe yazarının görüşlerini değiştirdiğini belirtti.
Türkiye’de Kürt sorununa çözüm çabalarının olumsuz bir ortam içinde bulunduğu, savaş baltalarının topraktan çıkarılmış bulunduğu bir dönemde, DPI’ın ‘İrlanda çalışması’, Dublin’deki hiçbir toplantıda doğrudan ‘Kürt sorunu’ndan söz edilmese ve ona atıf yapılmasa da ‘bizim sorunumuz’a çözüm arayışları açısından en anlamlı ve umut verici gelişmeyi yansıtıyor.
Ak Parti katılımının anlamı
En önemlisi, dört ay önceki siyasi parti temsilcisi milletvekillerinin, tek bir fire vermeden aynen devam etmesi ve korunması. Özellikle, iktidar partisi milletvekillerinin katılımı anlamlı ve değerli; zira, Türkiye’ye şu sıralarda egemen olmuş gözüken ‘yol’un dışındaki çözüm arayışlarına da ‘kapının aralık bırakıldığı’nın dair bir ‘mesaj’ olarak algılanması gerekiyor.
Nitekim, ‘İrlanda çalışması’na katılan üç Ak Parti milletvekilinden biri Bütçe Plan Komisyonu Başkanı, bir diğerinin Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nun Karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanı olarak toplantısı var. Üçüncüsü ise İrlanda’da bulunmak yerine yerine getireceği yükümlülükler söz konusu. Her üçünün, Dublin’deki çalışmalara katılmalarını Ak Parti Genel Merkezi’nin bilgisi altında ve politikası uyarınca olduğunu kaydetmekte yarar var.
‘İrlanda çalışması’, önceki gece DPI Uzmanlar Kurulu üyesi, eski BM Genel Sekreter Yardımcısı ve İngiltere’nin İrlanda kökenli Ankara Büyükelçisi Sir Kieran Prendergast’ın konuşmasıyla başladı. Sir Kieran, uzun uluslararası çatışma çözümü deneyiminden süzdüğü dersleri aktarırken, Türkiye’de şu andaki ortamı bildiğini belirterek, “Asla vazgeçmeyin, iyimserliğinizi yitirmeyin” dedi.
‘Asla vazgeçmemek’, bir bakıma Kuzey İrlanda çözümüne giden sürecin yol gösterici ilkesi olmuştu.
Biz de kendi ülkemizin bir numaralı sorununun çözümü için silahları susturmak ve barışçıl-siyasi çözüm arayışında ısrar etmek konusunda ‘asla vazgeçmeyeceğiz.’
Onun için İrlanda’dayız!
Paylaş