Paylaş
Barack ile Hrant, “siyah” olmak bakımından birbirleriyle hayli benzerlikler taşıyorlar. Barack’ın deri rengi siyah. Amerika’nın tarihteki ilk siyah başkanı oldu. Artık tarihten silinmesi mümkün değil.
Hrant da Türkiye’nin “siyah”larından biriydi. Bir Ermeni olduğu için ve “mazlumların sesi” olarak, deri rengiyle değilse de, “toplumdaki konumunun rengi”yle “siyah”tı Hrant.
Her ikisinin bir başka çarpıcı kesişmesi ve belki benzerliği ise, “Bir Olma”yı temsil etmeleri. Hrant, ırkçılık ve ayırımcılığa karşı Türkiye insanlarının “bir olma”ları için can verdi. İkinci ölüm yıldönümünde, vurulduğu saatte saat 14:57’de vurulduğu yerde toplanan binleri izlerken, binlerce kişinin elem, acı, öfke ve sevgi yumağından muazzam bir “birlik duygusu” ürettiklerine tanık oldukça, Hrant’ın ölümüyle, aramızda yaşadığı dönemden çok daha fazla, çok daha güçlü, çok daha etkili olarak hepimizin yaşamında, ülkemizin, halkımızın yaşamında yerini aldığını farkettim.
Hrant’la birlikte umuda ve geleceğe doğru vicdanlı bir yolculuğa çıktığımızı, artık bu yolculuğun önünde durabilmenin mümkün olamayacağını sezdim.
O kaldırımın üzerine arkasından sıkılan kahpe kurşunlarla yüzükoyun uzandığı andan itibaren, Hrant, müthiş bir iş başardı. Türkiye’nin önünü açtı.
Hrant olmasaydı, Hrant öyle öldürülmeseydi; bu ülkenin vicdanı tarihine dönük bu kadar duyarlı dönebilmiydi; Ergenekon’culuk panik halinde, savunma konumunda kalabilir miydi sanıyorsunuz?
Hrant, aramızdan ayrılarak, Hrant’sız geçen her anımızda bir toplumsal iç arınmayı teşvik ediyor.
Yakın tarihimizde hiç kimse bu kadar anlamlı bir rol oynamayı beceremedi.
Gıpta edilecek adam şu Hrant...
*** *** ***
Barack Obama, bugün siyah deri rengiyle dünyanın kumanda merkezi Beyaz Saray’a yerleşecek. Washington, üç gündür dondurucu soğuğa bana mısın demeyen yüzbinlerce Amerikalının kutlama törenleri için istilasına uğradı.
Her şey önceki gün Lincoln Anıtı önünde, The Mall adı verilen kocaman alanı kaplayan 400 bin kişinin katıldığı “We Are One” (Biz Biriz) konseriyle başladı.
Bruce Sprinsteen, Shakira, Stevie Wonder, Beyonce, U-2, Bono, Jon Bon Jovi, Garth Brooks, Queen Latifah, kimi isterseniz orada Obama ve ailesinin katılımıyla hep bir ağızdan şarkılar söylediler. Denzel Washington, Tom Hanks, Tiger Woods.
Hayranları ve sevenleri dünyanın her yanına yayılmış bu insanlar, Barack Obama için Washington’un insanın içine işleyen Ocak soğuğunda iki saat bir arada coştular.
Bettye La Vette ile Bon Jovi, “A Change Is Gonna Come”ı (Bir Değişiklik Gelecek) söylediler. Mary J.Blige ile Herbie Hancock “Lean on Me”yi (Bana Yaslan) çaldılar.
“Solid As The Rock” (Kaya Gibi Sağlam), “Solid As Barack” şeklinde uyarlandı.
Bruce Springsteen, 89 yaşındaki Pete Seeger’i Lincoln Anıtı’nın önündeki sahneye çıkartarak “This Land Is Your Land”i (Bu Ülke Senin Ülken) o müthiş birlik ruhu içinde birlikte seslendirdi.
Umudun günüydü. Umut duygusunun coşkuyla kutlandığı gün.
O unutulmaz konserde çalınan ve söylenen her şarkı, Barack Obama’yla birlikte umuda açılan kapının kurdele töreni gibiydi.
Orada çalınan ve söylenen her şarkı, pekala adları ve içerikleriyle birlikte Hrant için uyarlanabilir ve söylenebilir gibi geldi bana.
Washington’da The Mall’da 400 bin kişi vardı. İstanbul Osmanbey’de dün Hrant’ın vurulduğu yerde onun yüzde biri kadar.
Agos’un önünde duduk çaldı Sarı Gelin’i, “Yiğidim Arslanım Orada Yatıyor” ile devam ettik.
Amerikalılar kutluyordu, biz anıyorduk.
*** *** ***
Gazze’de silahların sustuğunun farkındasınız değil mi? Günlerdir “Nereye Kadar?” sorusuna bu köşede, ısrarla ve inatla, cevap veriyordum. Cevap, hatırlayalım, Obama görevine başlayana kadar ya da Obama’nın görevine başlamasına bir-iki gün kalana kadar idi.
Öyle oldu.
Gazze’deki kan banyosunu Amerika’dan başka hiçbir güç durduramazdı. O gücün harekete geçeceği gün ise Amerika’nın gelecek umudunu kutlayacağı gün olabilirdi. Obama’nın görkemli, coşkulu törenlerle Beyaz Saray’a yerleşeceği gün.
O gün geldi.
Hrant, tam şu günlerde hayatımızı değiştirdi; ülkemizin, toplumumuzun önünü aydınlattı.
Barack da umarız dünya ve insanlık için bir gelecek umudu olur.
Ne de olsa, derisinin rengiyle, o da Hrant’ın toplumdaki konumunun rengi gibi “siyah”.
Hrant’ın iki yıldır vicdanlarımıza hükmetmesi gibi, Barack da dünyanın en güçlü devletine hükmedecek...
Paylaş