Paylaş
İnsan doğuştan yalnız ve yarımdır. Evlenmek yalnızlığın paylaşılması ve yarımlığın tamamlanmasıdır. Evlilik korkusu, kişinin geçmiş çocukluk yaşantılarında maruz kaldığı çatışmalar ve çevresinde veya ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler doğrultusunda geliştirdiği psikolojik bir bağlanma korkusudur. Farklı geçmiş, farklı kültür ve farklı ailelerde yetişen kişiler karşı tarafa bağlanarak kendilerini çok zorlu ve çatışmalı olabilecek evlilik kurumunun içine sürüklemek istemez. Yani bir nevi kendilerini korumak isterler. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, evlilik korkusu yaşayan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor.
MUTSUZ AİLE FAKTÖRÜ
Ülkemizde dini, ahlaki, ailevi, kültürel ve çevresel baskılar boşanmayı zorlaştırıyor. Evlenen çiftlerin ne olursa olsun boşanmamaları gerektiğinin düşünülmesi, daha iyi eş bulma amacıyla adayları, ekonomik, kültürel ve eğitim alanında sürekli başkalarıyla kıyaslamak ve düğün, nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stresin yoğunluğu kişileri evlilikten uzaklaştırıyor ve korkutuyor. Hele kişinin ailesinde anne ve babasının mutsuz ve sürekli tartışıyor olması veya kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması bu korkuyu ağırlaştırıyor. Mutsuz bir aile ortamı evlilikten soğutuyor.
BAŞARISIZLIK ENDİŞESİ
Ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her 10 kadından sekizi, her 10 erkekten yedisi hayatının bir döneminde cinsel sorunlar yaşıyor. Başta sertleşme sorunu ve vajinismus olmak üzere, cinsel sorunlar çığ gibi büyüyor ve toplumsal yapımızda telafisi çok zor olan yaralar açıyor ve başarısız olma korkusuyla kişileri evlilikten soğutuyor.
EVLİLİK ÖNCESİ EĞİTİM ŞART!
Evlenme korkusunu yenmek için kişinin hem kendine hem de başkalarına güvenmesi ve doğru bilgilere sahip olması gerekiyor. Bunun tek yolu Evlilik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri ve Evlilik Öncesi Anne, Baba ve Eş Eğitimleri almaktır.
EVLİLİK TANGOYA BENZER!
“Evliyken eşe sevgili olmak”, “eşle flörte devam etmek” gibi konular toplumun vurgulamadığı “ince” konulardandır. Özellikle kadın, doğum yaparak artık tam bir anne haline geldiğinde birçok davranışına bir anaçlık hali hâkim olmaya başlar. Bu hal, kocaya karşı da geçerli olmaya başlar. Erkek, tüm ihtiyaçlarını karşılayan anne rolünü üstlenmiş kadın karşısında çaresizlik hissederek hem cinsel anlamda hem de yaşam boyutunda kadından uzaklaşabilir. Bu durumla karşılaşan erkeğin, kendini yeniden bir erkek gibi hissettirecek başka bir kadına yönelmesi olasıdır. Oysa evlilik tangoya benzer; iyi olmak istiyorsanız sorumluluklar ortak ve dengeli olmalıdır. Yuvayı kurma görevi hem kadına hem erkeğe düşmelidir.
Balayı sistitini hafife almayın
Ben 25 günlük evliyim. Düğün sonrası balayına gittik ve her şey çok güzeldi. Ne bir ilk gece korkusu ne kasılma ne de uzun süren kanamalar yaşadım. 10 günlük balayından sonra eve döndüğümüzde de her şey yolundaydı. Fakat son 4–5 gündür, cinsel ilişki yaşarken ve idrarımı yaparken ağrı oluyor. Ayrıca çok sık idrara çıkıyorum. Acaba ben vajinismus olmuş olabilir miyim?
Her şeyden önce vajinismus olmadığınızı bilmelisiniz. Vajinismus; kadının istem dışı kendini ve vajina kaslarını kasarak, penis vajina birlikteliğine izin vermemesi, dolayısıyla da tam bir cinsel birlikteliğin olamaması ile ortaya çıkan kadın cinsel işlev bozukluğudur. Oysaki sizin yaşadığınız süreç tamamıyla fizyolojik boyutu olan ve yeni evli kadınlarda sıklıkla görülen balayı sistiti denilen bir rahatsızlıktır. İlk cinsel ilişkilerini evlilik sonrası balayında yaşayan kadınlarda, uzun ilişki süreleri ile birlikte vajinanın hemen önünde ona bitişik olarak yer alan ve üretra olarak da bilinen dış idrar yolunun tahriş olmasına bağlı olarak ortaya çıkan balayı sistiti, bir üriner sistem enfeksiyonudur. Balayı sistitinin belirtileri, idrar yaparken yanma ve sızı, bulanık ve kötü kokulu idrar yapma, sık idrara çıkma, kasıklarda ağrı, ateş, terleme, yorgunluk, kusma ve bulantı ve cinsel ilişki esnasında ağrı hissidir. Balayı sistiti tedavi edilmediği takdirde böbrekleri etkileyecek biçimde yayılabilir, cinsel yaşama ağrılı başlandığı için cinsel yaşamda uzaklaşmaya ve cinsel isteksizliğe yol açabilir.
İktidarsızlık kabusunuz olmasın
Ben 24 yaşında bir gencim ve 2 aydır süre gelen düzenli bir seks hayatım var. Daha önce sürekli bir kız arkadaşım olmadığı için cinsel sürem yeterli oluyordu. Fakat şimdi öyle değil. Kız arkadaşımla ilişki yaşarken pozisyon değiştiriyoruz ve o süre zarfında penisim sertliğini kaybediyor. Bu artık problem haline geldi. Lütfen bu konuda bana yardım edin.
Erkeğin cinsellikle ilgili arzu duyup, ilişkiye girmek için yeterince sertleşme elde edememesi durumuna sertleşme sorunu yani iktidarsızlık adı verilir. Anladığım kadarıyla sertleşmeyle ilgili bir probleminiz yok. Cinsel ilişki sırasında sertleşmenin kaybolması genellikle o an da yaşanan performans anksiyetesi yani başaramama korkusuyla ilgilidir. Bu korku partnere yeterli gelmek veya onu tatmin etmeye çalışmakla beslenir ve güçlenir ama konuşarak, bu konuyu dert etmeyerek, ön sevişmeyi uzun tutarak, ortadan kalkabilir.
GÜNÜN SÖZÜ
İnsan sevdiğine kusur bulmak için bakar ama göremez, sevmediğinin burnundaki siyah noktayı bile görür.
Paylaş