Paylaş
İş hayatında kadınların da olması gerektiğinin en güzel örneklerinden, girişimci Esperto İnsan Kaynakları Danışmanlık Kurucusu Selma Çetinkaya Türker ile hayat, olmazsa olmazları ve vazgeçemediği spor üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hayata dair önemli vurgular yapan Çetinkaya Türker, önceliklerini, iyi insan olmak ve arkanızda bir iz bırakabilmek olarak özetliyor. Hem anne, hem iş kadını, hem iyi bir eş, hem de hayata dokunan bir isim olan Selma Çetinkaya Türker, söyledikleri ile de özellikle son günlerde çok ihtiyacımız olan duygulara da tercümen oldu.
- Kendi işinizin yanında yoğun bir şekilde spor ile uğraşıyorsunuz. Spor hayatınıza nasıl girdi?
Uzun zamandır spor yapıyorum. Ama bu kadar disiplinli ve keyif alarak yaptığımı hatırlamıyorum. Salon sporuna 2003 yılında başladım. Doğum sonrası ancak bir sene sonra yavaş yavaş koşu ile tekrar spor hayatıma döndüm. Sonra yine spor salonu ile birlikte hem koşuyu sürdürdüm. Ama bu sefer farklı bir şey yapmak istediğim için o dönemde yeni yeni duyulan CrossFit’e merak sardım. Uzun zamandır da hem CrossFit hem de koşuyu birlikte yapıyorum. CrossFit daha çok güç ve kondisyon sporu. Bu nedenle de kısa sürede oldukça etkili sonuçlar alınabilen ve bir o kadar da fiziksel sınırları zorlayan bir spor. Geliştiğinizi ve güçlendiğinizi çok rahat görebiliyorsunuz.
Bunun yanında da düzenli olarak uzun zamandır koşuyorum. Kesin olarak haftada iki gün koşuyorum. Bazen pazar sabahını da dahil edip 3 e çıkartıyorum koştuğum gün sayısını.
40 BİN GÖNÜLLÜ KOŞUCU
- Sadece koşmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda bir sivil toplum örgütünde antrenörlük de yapıyorsunuz. Bu süreç nasıl başladı?
Aslında tekrar koşmaya başlamamın asıl nedeni, beni teşvik eden Adım Adım topluluğu oldu. İyilik Peşinde Koş mottosuyla yola çıkan Adım Adım, Mart 2008’de, yurtdışında ‘charity run’ olarak bilinen kolektif yardımseverlik koşusunu Türkiye’de tanıtmak ve yaygınlaştırmak için kurulan ilk sivil toplum oluşumu. Adım Adım, başta koşu olmak üzere yüzme, bisiklet, dağcılık gibi dayanıklılık gerektiren sporlar aracılığıyla ülkemizin önemli sosyal sorumluluk projelerine maddi kaynak ve tanıtım desteği sağlıyor. Adım Adım, yardımseverlik koşusu yapmak isteyen sivil toplum kuruluşlarını ve gönüllüleri bir araya getiren platformlar kurup, yönetiyor. 2017 sonu itibariyle 40 bin gönüllü koşucusu ve 350 bin bağışçı aracılığıyla bünyesinde yer alan STK’lara aktarılan kaynak 35 milyon TL’ye ulaştı. Hem gönüllü koşucusu hem de gönüllü antrenörü olarak, topluluğun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.
KAPIMIZ HERKESE AÇIK
- Peki siz Adım Adım Bursa olarak neler yapıyorsunuz?
Her seviyede koşmak isteyen özellikle İyilik Peşinde Koşup dilediği bir sivil toplum örgütüne destek olmak isteyen herkese kapımızın açık olduğunu söylemek isterim. Koşmaya yeni başlayanlar için Koş Yürü grubumuz, Orta hızda koşanlar için bir grubumuz ve Hızlılar için de ayrı bir grubumuz var. Bursa’da haftanın 2 günü idman yapıyoruz. Antrenmanlarımızdan biri çarşamba akşamı saat sekizde Mihraplı Park’ta. Diğerini de cumartesi sabah yedi buçukta Botanik Park’ta yapıyoruz. Bursa’da 4 antrenör olduk. sevgili Yalçın, Mehmet ve Emre Hocalarımla Adım Adım gönüllülerinin koşu serüveninde yanlarında olup destek oluyoruz. Bazen 80 kişiyle, bazen 100 aşkın kişiyle aynı anda antrenman yapıyoruz.
- Sizin yaptığınız artık sporun biraz üstünde aslında. Yarışlara da katılıyorsunuz...
İş, aile ve sosyal hayat dengeme göre hem yurt içindeki hem de yurtdışındaki organizasyonlara katılıyorum. Burada derece çıkarmak gibi bir iddiam yok. Sadece her seferinde daha önceki derece mi biraz daha iyileştirmek maksatlı gidiyorum. Yani kendimle yarışıyorum aslında. En son hafta sonu Leylek Festivali koşusu vardı. Yaş kategorimde 3’üncü oldum.
İlk yarı maratonumu, (yarı maraton 21 kilometre demek) Oxford’da koştum. İkinci yarı maratonumu Antalya’da, üçüncüsünü de Berlin’de koştum. Türkiye’deki organizasyonlara baktığımda yurtdışındaki organizasyonlardan örnek almamız gerektiğini söyleyebilirim. yurtdışı organizasyonlarında en dikkat çekici konu coşkulu bir seyirci desteği. Türkiye’de maalesef seyirci desteği yeterli seviyede değil.
30 KM KOŞTU
- Derece çıkarmak gibi bir iddiam yok dediniz, peki hedefleriniz neler diye sorsak?
Önemli olan yarışı tamamlayabilmek aslında. Çünkü günün sonunda bağış kampanyası düzenlediğiniz için sizi destekleyenlere verdiğiniz sözü tuttuğunuzu da göstermek son derece önemli.
Durmaksızın km’lerce koşuyor olmak gerçekten kolay değil. Fiziksel hazırlığın yanı sıra mental hazırlıkta gerekiyor. Ben mesela 30 kilometre sonrasını, maraton (42 km) denemedim. 2019 yılında ilk maratonumu koşmayı hedefliyorum.
SOSYAL HAYATA DA VAKİT VAR
- İş hayatınız var. Bütün bu yoğunluğun içinde nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Ben de spor yapmak istiyorum, ama vaktim yok. Bu benim için geçerli bir bahane değil. İnsan isterse çok rahat vakit yaratabilir. Mesela cumartesi veya pazar sabahı ben ve benim gibi spor disiplinine sahip kişiler saat 07.30 da koşmaya başlıyor. Şehir dışına giderken de eşimi, kızımı da müsait olurlarsa götürüyorum. Kızım Duru zaten çok alışkın benim koşularıma. Yurt dışı programlarını da iş yoğunluğuma göre seçiyorum. Haftalık yaptığım spora baktığımda da işimi bitiyorum akşam saat 7 gibi salonda oluyorum. Yaklaşık saat 8 buçuk gibi salondan çıkıyorum. Kızıma da zaman ayırıyorum. Bir yere gideceksem arkadaşlarımla buluşacaksam, diyorum ki ben saat 8 buçuktan sonra gelirim. O yüzden ne günlük yaşantınızdan ne de iş hayatınızdan ne de sosyal hayatınızdan geri kalmıyorsunuz.
- Spor sizi mutlu etmenin dışında hayatınıza ne kattı?
Zamanınızı planlıyorsunuz. Herkesin genel sorunu zaman planlaması zaten. Hem özel hayatımı, hem iş hayatımı planlıyorum. En büyük katkısının zamanı iyi yönetmek olduğunu söyleyebilirim. İkincisi tabii ki kendimi çok zinde hissediyorum. Ben şu an yaptığım aktivitelere baktığımda, 20’li yaşlarda yaptığımdan daha iyi spor yaptığımı söyleyebilirim.
AİLEMİN MİRASI DÜRÜST OLMAK
- Yaşadığımız hayat herkes için farklı şeyler hitap ediyor. Kimisi boş geçirmeyi tercih ediyor, kimisi dolu dolu. Siz dolu dolu yaşamayı tercih edenlerdensiniz. Bize hayatı değerlendirin desek nasıl değerlendirirsiniz?
Çok iyi eğitim almanın insanın kişisel gelişimi ve sosyal duruşu anlamında önemli olduğunu düşünüyorum. Ama benim asıl önemsediğim şey, iyi bir insan olabilmek ve bulunduğunuz topluma fayda sağlayabilmek. Ailemin bana ve kardeşlerime bıraktığı en büyük miras, iyi insan olarak yetiştirilmemizdir. Hakkaniyetli olmak, dürüst olmak bunlar anne ve babamızdan bize gelen öğretiler. İnsanlara, doğaya, canlılara değer vermek. O yüzden dönüp dolaşıp baktığımda çok başarılıydı, çok zengindi denmesi yerine, iyi insandı ve çok faydalı işlere imza attı denmesini tercih ediyorum. Tabii bunun yanında rol model olmak. Şahane şeyler yapıyor olabilirsiniz, ama bunu yayamıyorsanız, başka insanlara dokunamıyorsanız, sadece kendiniz için bir şeyler yapmış oluyorsunuz. Ebedi hayata göçtüğümüzde bizi güzel anacakları eserler bırakmak lazım.
VARLIĞIMIZ HİSSEDİLDİ
- Sizin geride bırakacağınız, kurucu başkanlığını yaptığınız bir derneğiniz var. Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD). Kuruluş aşaması ve amacından biraz bahsedebilir miyiz?
Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği’ni kurduk 2007 yılında. O dönemde iletişim etkileşim halinde olduğumuz bir grup arkadaşımız vardı. Hepimiz iş hayatında aslında varlığını ispat etmeye çalışan, ben de varım deyip mücadele etmeye çalışan kadınlardık. Bursa maskülen bir şehir. Erkek egemen bir yapısı var. O dönemde özellikle erkek egemen yapının içerisinde bir iş kadını olarak varlığını hissettiriyor olmak çok kolay değildi. Arkadaşlarımız ile ‘Bizim yaşadığımız sıkıntıları ve zorlukları yaşayan kadınlara neden destek olmuyoruz” diye konuşuyorduk. 11 kişi ile derneği kurduk. Şu an 140’ı aşkın üyesi olan, birçok başarılı ve sürdürülebilir projeler geliştiren bir ekonomik güç Bursa’da. Sayılı sivil toplum örgütleri arasına girmiş tek kadın iş örgütü. Ben Kurucu Başkanı’yım. Şu anda 3. dönem Başkan’ım İpek Yalçın ve yönetim kurulu arkadaşlarım çok başarılı projelere imza atıyor. Birçok kadına heyecan veriyoruz. Fikri olan, ama fikrini hayata geçirmeye cesaret edemeyen birçok kadınımıza ve genç kızımıza rol model oluyoruz.
- Peki hayatınızda olanları bir iki kelime ile özetlemeniz gerekirse ne derdiniz?
BUİKAD: Güç
Spor: Vazgeçilmezim.
Adım Adım: Motivasyon Kaynağım
İş hayatı: Etik kurallar ile gelmiş başarı. Her yol mübahtır cümlesinden hiç hoşlanmam. İşi hakkıyla ve etik değerlerle yapmak lazım.
Aile: Sığınağım, enerji sebebim ve en büyük destekçilerim.
Duru: Canımın canı, varlığımın anlamı.
Lara: Bizim evin neşe kaynağı. Ben şuna inanıyorum, çocuklar hayvanlarla büyümeli, hayvan sevgisi ile büyümeli. O yüzden hayvanla büyüyen çocukların daha sevecen, sevgi dolu olduklarına inanıyorum. Bu arada satın almaya son derece karşıyım. Lara’yı kedisi doğum yapan bir arkadaşımdan evlat edindik.
ÜCRETSİZ SEMİNER
- Kısaca bize kendinizi tanıtır mısınız?
1976 Ankara doğumluyum. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesini tamamladıktan sonra İngiltere’de İnsan Kaynakları alanında eğitimime devam ettim. Çalışma hayatıma öğrenciliğimin ilk yıllarında başladım. Büyük bir gıda şirketinin Güney Marmara Grup Sorumluluğu ve İnsan Kaynakları süreçlerini yönettim. 2003 yılında Esperto İnsan Kaynakları Danışmanlık firmasını kurdum. T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca onaylı Özel İstihdam Bürosu olan Esperto, orta ve üst düzey yönetici seçme yerleştirme ve yetenek transferi gerçekleştiriyor. Aynı zamanda bir Sabancı Holding işletmesi olan Bimsa’nın stratejik partneri olarak, İK’nın dijitalleşmesi sürecini de Bursa genelinde Hr-Web ile yönetmekteyim. Sosyal sorumluluk bilinciyle yeni mezun üniversite öğrencilerine iş hayatına giriş ve iş arama yöntemleriyle ilgili ücretsiz seminerler ve sunumlar gerçekleştiriyorum. Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği Kurucu Başkanı’yım. Evli ve bir kız çocuğu annesiyim. İyi düzeyde İngilizce bilmekteyim.
Paylaş