Hasan Doğan, "Hiçbir oluşumda yokum" diyor, ama her türlü kulisin, çalışmanın içinde. Haluk Ulusoy’un Başbakan Tayyip Erdoğan’ın evinde ne işi var? İcazet mi alıyor, el mi öpüyor?
* Futbol Federasyonu başkanlığı için hangi adayı şanslı görüyorsunuz? Seçimi ne etkiler?
Bu seçimi AKP etkiler, zaten etkiliyor da. Birincisi, Hasan Doğan’ı ele alın. Çok beyfendi, akıllı bir adam. Federasyonun ikinci başkanı ve "Ben hiçbir listeden girmeyeceğim" diyor. Peki, hala kulüp başkanlarıyla ne konuşuyorsun? Sen gelecek dönemde olmayacaksan, köşene çekilirsin, görevin bitene kadar işini yaparsın. Zamanı geldiğinde de görevi teslim edersin.
Kulüplerle ne diye konuşuyorsun? Seçime yönelik her türlü çalışmanın içinde Hasan Doğan. O bir, Murat Aksu iki.
Bundan önce tanınmıyordu Hasan Doğan. Başbakanın yanında fotoğrafı çıktı diye ona yardım edeceğini mi düşünüyorlar Recep Tayyip Erdoğan’ın. Geçmişi ne Hasan Doğan’ın, iyi bir taraftar, kulübü de Beşiktaş.
Ulusoy takımı 3. yapmadı
Seçimle ilgili her türlü oluşumun içinde yer alıyor, kendisine soruyorsun "Ben hiçbir oluşumun içinde değilim" diyor. Ama kulisin de ve seçimin de içinde. Tuhaf tuhaf işler.
Haluk Ulusoy’un dediği doğru, milli takımımız onun başkanlığı döneminde dünya 3. oldu. Peki, ama o mu oynadı milli takımda? O dönemin hangi futbolcusu şimdi nerede? O başarıda antrenör ve futbolcular pay sahibi.
Tabii ki o dönemin başkanı olarak memnun olmuştur, gurur duymuştur, ama o kadar. O takımı Ulusoy dünya üçüncüsü yapmadı. Bu başarıda ufak bir payesi olduğu gözardı edilemez, ama bu % 2, % 5’tir.
Ulusoy milli takıma imkanlar vermiştir, mecburdur vermeye her federasyon bunu yapar. Bugünkü federasyon da aynı imkanları vermiştir ama teknik direktöründen futbolcusuna herkes yüzüne gözüne bulaştırmıştır.
Şimdi seçim açık oylama ile yapılsa, oy vermek için el kaldırsalar, herkes nereye el kaldıracağını şaşıracak. Vay, bu bana el kaldırmadı, ben onu harcarım zihniyeti oluşuyor. Bu yüzden polemikler oluyor ve herkes birbirine giriyor. Kulüpler kim para verirse onun etrafında birleşiyor. Bunu en çok yapan Ulusoy.
Tamam, şampiyonluğu tayin etmesin de gelsin orada otursun. Herkese eşit mesafede dursun. Ulusoy’un başkanlık için istenmemesinin sebebi, geçmişte taraflı hareket etmesi. Kulüpler bundan mağdur.
Neden başbakanın evinde?
Başbakan diyor ki, "Seçime, adaylara karışmıyoruz." Tamam karışmıyorsun da Haluk Ulusoy’un senin evinde ne işi var, icazet almaya, el öpmeye mi geliyor? Başbakan futbolun içinden gelmiş futbol oynamış, hepsi doğru.
Ama ona neden danışıyorlar, federasyon özerk bir kurum. Başbakan kötü giderse üzülür, iyi olursa sevinir. Bu arada devlet bakanı Mehmet Ali Şahin’in açıklaması yenilir yutulur gibi değil.
Şimdi gel de çık işin içinden.
Listesi de yanlıştı, dağıttığı görevler de
* FIFA’da disiplin soruşturması sürerken, Futbol Federasyonu’nun olağanüstü genel kurulla bir seçim ortamına girmesini nasıl değerlendiriyorsunuz. Genel kurul ertelenmeli mi?
Ertelenmemeli. İsviçre maçı sonrası yaşananlar Türkiye’nin ayıbı. Buna alet olan oyuncular, antrenörler, başkanından, ikinci başkanından psikoloğuna hepsi olayın içinde. Kimse kendini buradan sıyıramaz. Bir laf söylenemez belki, ama bunların hepsinin suçlu olduğu bilinir. Aynı federasyon böyle giderse Türkiye büyük ceza alabilir. Çünkü yaşanan olayların sebebi bu federasyondur. Belki farklı bir yönetim yumuşama yaratabilir.
Yaşananlar sonrası federasyon istifayla, bir genel kurula gitti. Levent Bıçakcı, terbiyeli birisidir, polemiklere girmez. Artık yaşananlar canına "tak" dedi ki, görevi bırakma kararı aldı. Zaten federasyonda kurduğu sistem ve beraber çalıştığı insanlar yanlıştı. Dağıttı görevler de yanlıştı. Bir sürü yanlış yaptı iyi şeyler de yaptı. Levent Bıçakcı’nın boğazdaki spor yürüyüşlerinde yaptığı liste ile kurduğu federasyon bu işi bu kadar idare ederdi.
Kurnaz Daum
Fenerbahçe’de durduk yerde sorunlar üretiliyor. Daum ileride kendini haklı çıkarmak için şimdi futbolcularına yükleniyor.
* Fenerbahçe’nin Süper Lig’in ikinci yarısı öncesi hazırlık dönemini ve özel maçlarda aldığı sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz? F.Bahçe ikinci yarıya hazır mı?
Hazırlık maçları farklı, lig farklı. F.Bahçe’nin durumunu lig başladığında göreceğiz, ama hazırlık maçlarında gözüken o ki kötü değil. F.Bahçe ciddi oynadı da, acaba rakipleri aynı ciddiyetle mi çıktı bu hazırlık maçlarına, sorun orada. Onlar F.Bahçe’yi ne kadar zorladı, F.Bahçe ne kadar zorlandı? Bunların hepsinin sonucunu bu hafta G.Birliği maçında göreceğiz.
Yalnız şu bir gerçek, F.Bahçe’de durduk yerde sorunlar üretiliyor. Christoph Daum’un "Yedeklerle aslar arasında kalite farklı var" açıklaması problem. Daum kalite farkından bahsediyor, ama bu farkı yaratan kim? Kendisi. Bir takıma 8 tane oyuncu monte edilmez, bu sayı 1-2 olur. Bu bir.
İkincisi, bu adamları hiç oynatmadın sonra bir hazırlık maçında sahaya sürdün ve diyorsun ki "kalitesiz". Peki, sen bu futbolcuları hazırlamak için hafta aralarında antrenman maçları yaptırdın mı? Hayır.
Sonra maçta sahaya sürdün ve oynamadılar diye eleştiriyorsun. Nasıl oynasınlar? Şans bile alamıyorlar, sonra da onları yargılıyorsun.
Böyle bir futbol anlayışı dünyanın hiçbir yerinde görülmüş değil. Böyle bir beyanat da verilmez. Daum ileride kendini haklı çıkarmak için şimdi futbolcularına yükleniyor.
Anelka takımdan mutsuz
* Anelka’ya teklifler var, Fransız futbolcu gider mi veya F.Bahçe onu gönderir mi?
Anelka Türkiye’de mutlu, takımdan mutsuz. Oyun tarzı onu gösteriyor. Bazen de fevkalade laubali oynuyor. Bu tarzda ve bu kalitede bir oyuncu öyle goller kaçırır mı... Küçümsemekten, önem vermemekten kaynaklanıyor bu.
Gider mi, kalır mı, onun bileceği şey, ama Avrupa’dan Anelka’ya bir sürü teklif gelir. Sözleşmesi bittiğinde adam "Gitmek istiyorum" derse de F.Bahçe mecburen onu gönderecek.
Ama F.Bahçe’nin onun için istediği bir para var, üç aşağı beş yukarı bu paranın ödenmesi lazım. Anelka’yı isteyenler bu parayı öder mi, bilmiyorum. Ama Fransa Milli Takımı’na seçilir ve Dünya Kupası’nda oynarsa, değeri çok artar, bu da bir gerçek.
G.Saray’da yönetim acizliği
* Futbolcuların ödemesi yapılmazsa, bu Galatasaray’ı ve takımı ikinci yarıda nasıl etkiler?
G.Saraylı futbolcuları alınlarından öpmek lazım. Bu kadar verilen ve yerine getirilmeyen söze rağmen mücadele ediyorlar. "Paramız yok" dersin bu ayrı. Ama çek verir, bunu ödemez, "Karşılığı sonra ödenecek" der bunu yerine getirmez yine ertelersen, o zaman iş tehlikeli bir duruma girer. Futbolcuların bu iyi niyeti nereye kadar sürer, G.Saray bir beraberlik bir yenilgi alırsa ligden kopar, tabii F.Bahçe tökezlemezse.
Federasyon el koymalı
G.Saray’da bir tek futbolcular mücadele ediyor, başka kimse mücadele etmiyor ki... O G.Saray yönetiminde bu futbolcuların parasını toplayıp verecek insan yok mu? Bu nasıl yönetim? G.Saray bu kadar aciz, kötü duruma düşürülür mü? Yöneticiler taahütlerini yerine getirmiyorlar. Kulübün prestijini yükseltmek için oraya gelmişsin ama hem onu düşürüyor, hem de gazeteye beyanat veriyorsun. Böyle bir şey dünyanın başka yerinde olur mu?
Başka bir ülkede olsa, federasyon gelir kulübü lağveder. Bizim federasyonun böyle bir şeyden haberi yok. Futbolcuların garantisi nedir federasyon. Kulüp ödeyemezse federasyon el koymalı bu işe. Ama bizim federasyon hep kendine gelsin istiyor.
Beşiktaş’ta iş seyircide
* Jean Tigana, Beşiktaş’a bir farklılık getirdi mi?
Bir takım farklılık getirir de, futbolcular bunun ne kadarını sahada tatbik eder mesele bu. Beşiktaş tarihinde hep yıldız ve kaliteli oyuncularla oynamıştır, ama bugün standart oyuncularla oynuyor.
Bu futbolcuları yukarı çekecek seyircidir. İyi de oynasa kötü de oynasa destek olacaktır. Ama seyirci bunu yapacağına protesto ediyor.