Şişirme yanarsın

A Milli Futbol Takımımız, Ukrayna karşısında süratli ve çabuk oynamalı. Topu şişirmememiz gerek. Beni en çok korkutan topu şişirmek. O zaman bizim gücümüz kayboluyor.

* Milli Takım’ın Ukrayna karşısında artı ve eksileri neler? Millileri nasıl bir maç bekliyor?

Öncelikle
Milli Takım futbolcularımız çok sinirli ve hakemle çok oynuyor. İkincisi, ileri ve orta saha oyuncuları çok hareket etmeyip, çakılı oynuyor, o zaman da yetenekleri sınırlanıyor. Bunların başında da Fatih geliyor. Onu sınırlarsanız rakip için tehlikeli olmaz. Kaleye sırtı dönük beklerse, yapacağı yanındakine pas vermek olur. Halbuki birebirde adamı çabuk ekarte eden, yüzü kaleye dönükken hızlı hareket eden topu istediği yere atan bir oyuncu Fatih. Ne var ki, kendi kendini orada bloke ediyor. Ersun Yanal’ın onu iyi değerlendirmesi lazım.

Gökdeniz diyelim sağ çizgide, Nihat sol çizgide oynuyor. Hayır, bu futbolcuların devamlı yer değişmesi lazım. Sahada sürekli hareket halinde olurlarsa, rakip bizim bu tehlikeli oyuncularımızı marke etmekte zorlanır. Böyle oynadıkları zaman da onları çok az oyuncu durdurabilir. Ama durdukları yerde top alırlarsa yetenekleri kayboluyor.

Çabuk ve yerden

Bir de yan toplarda defansta iyi organize olamıyor Milli Takımımız. Gerek kornerde, gerek defansta adamı önümüze alıp bloke edemiyoruz. Bu kulüp takımlarımızda da Milli Takım’da da böyle.

Ayrıca süratli ve çabuk oynamamız lazım. Topu şişirmememiz gerek. Beni en çok korkutan topu şişirmek. O zaman bizim gücümüz kayboluyor. Çabuk ve yerden oynadığımızda çok daha güçlü ve futbol oynayan bir takım görüntüsü kazanıyoruz. Böyle olunca da Danimarka’da oynadığımız gibi iyi takım görüntüsü veriyoruz. Ayrıca çabuk ve yerden oynadığımızda çok daha pozisyon yakalıyoruz ve bu pozisyonlarla futbolcularımızın meziyetleri ortaya çıkıyor.

Kamp saçmalığı

* Uzun kamplar Milli Takım’ı ve kulüp takımlarını nasıl etkiler? Futbolcularda bir konsantrasyon eksikliğine yol açar mı?

Bu
kadar uzun süreli Milli Takım kampı olmaz. Lig maçları en büyük antrenmandır. Böyle ligleri tatil edip, milli maçlara hazırlanan herhalde bir Yunanistan bir de biz varız. İtalya’da, Fransa’da, İspanya’da milli maçlar öncesi ligler oynanıyor. Biz ise futbolcularımızı kamplarda yatırıp, besliyoruz. Sonra da izin veriyoruz. Böyle garip uygulamalar.

Sakatlık korkusu

Bir de oyuncularımızı ‘Yenilirsek şöyle olur’ diyerek bu kamplarda strese sokuyoruz. Benim anlayışımda böyle kamp yok, ama inşallah yapılan bu kamp faydalı olur. Futbolcu hafta sonu lig maçını oynayacak, ardından pazartesi günü kampa alacaksın, çarşamba da maçını oynayacak. Eğer sakatlıktan korkuyorsan, futbolcu antrenmanda hatta kampta yürürken sakatlanır.

Biz milli maç için Romanya’ya gitmiştik. Şeref Has otelin önünde otobüsten inerken ayağını burktu, sakatlandı. Sakatlık her zaman olabilir, ama futbolcu kendine bakıyorsa fazla etkilenmez.

Kulüpleri de etkiliyor

Şimdi futbolcular Milli Takım’a kondisyon olarak hazır geliyor. Bu yüzden orada taktik çalışma yaparsınız. Zaten hepsi de profesyonel oyuncu. Çok anormal bir sistem de denemiyoruz. Herkes ne oynuyorsa biz de onu oynamaya çalışıyoruz. Ama göründüğü kadarıyla, güreşler yapılıyor, kamp neşeli geçiyor.

Bu ligleri tatil etme uygulaması kulüpleri de olumsuz etkiliyor. Lige verilen arada G.Saray ile Beşiktaş hazırlık maçı oynadı, Fenerbahçe yattı. G.Saray fevkalade iyisini yaptı hem de ciddi bir takımla, Yunanistan’da karşılaştı. Kıran kırana geçti maç.

Beşiktaş kendi PAF takımı ile karşılaştı. Belki çoğu futbolcusu milli takıma gittiğinden oyuncu bulamıyor, ama en azından G.Saray’ın yaptığı gibi PAF’tan oyuncu denersin böyle maçlarda ve çok da faydalı olur.

Trabzonspor’un rakibi kendisi

* Hafta sonu oynanacak Trabzonspor-Fenerbahçe derbisinde hangi takım daha avantajlı? Maçın sonucunu etkileyecek faktör veya faktörler neler?

Sonucu
ortada olan bir maç. Ev sahibi olarak Trabzonspor şanslı, ama F.Bahçe’nin bir takım silahları var. Eğer F.Bahçe onları koşturabilir, orta sahayı iyi kurarsa şanslı olabilir. Bir de sakin oynaması lazım. Bu maçta Trabzonspor için bir dezavantaj da F.Bahçe’ye karşı neden olduğu bilinmeyen büyük düşmanlık ve stres içinde bakılması. Bu da sahaya çıkıldığında onların aleyhlerine oluyor. Trabzon rahat oynasa, sonuç çok farklı olur. Çünkü çok iyi oyuncuları var.

Kalesinden ileri ucuna kadar komple iyi bir takım Trabzonspor, ama seyirci stresinden rahat oynayamıyor. İki takım nerede oynarsa oynasın, ortada bir maç.

Çok komik olurdu

* TV görüntülerinin delil sayılarak futbolcuların cezalandırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Beşiktaşlılar, Emre gibi van Hooijdonk’un da cezalandırılması gerektiğini savunuyor.

Bazı
ülkelerde zaten TV görüntülerine göre ceza uygulamaları gerçekleştiriliyor. Türkiye’nin de böyle bir başlangıç yapması fevkalade iyi Ortada iki olay var. Bir tanesi, Emre’nin yaptığı. Onun hareketi TV kameraları tarafından tespit edildi ve bu futbolcu ceza aldı. Beşiktaş Kulübü, ceza TV görüntüleriyle verildi diye itiraz etti. Ancak federasyon da ‘TV görüntüsünden verdim. Bundan sonra da böyle olacak’ diyor.

Yaptıkları aynı değil

Diğeri ise Pierre van Hooijdonk’un yaptığı hareket. Hollandalı’nınki, kimseye yapılmış bir hareket değil. Onun yaptığı, bugün caddelerdeki 20 kişiden 15’inin yaptığı bir hareket. Süspansuvar sıkar düzeltmeye çalışır, daha rahat hareket imkanı sağlar. Beşiktaş’ın bu yüzden ona ceza aldırtmaya çalışmasını anlamadım. Fotoğraftaki görüntüye göre kimseye karşı yapılmış bir hareket yok.

İki harekete baktığınızda birbiriyle alakası yok. Emre’ninki tamamen farklı bir hareket. Futbolcuya yapılan bir taciz var. Beşiktaş’ın yaptığı gibi ‘Bize verildi, ona da verilsin’ tarzında bir anlayış olamaz. Kulübü ne olursa olsun, aynı hareketi yapanın aynı cezayı alması lazım, ama ceza verirken de hakkaniyeti gözönüne almak gerek. Emre ile van Hooijdonk’un yaptığı aynı değil. Van Hooijdonk’a ceza vermek komik olurdu.

Bu olayın bir başka boyutu daha var. Emre’nin cezası yüzünden Beşiktaş ile federasyon arasında bir sertlik başladı. ‘Voleci’ lakaplı Şeref Görkey hem Beşiktaş’ın, hem de Türk futbolunun efsanesiydi. Federasyonun Görkey’in cenazesine gitmemesi ayıplanacak bir hareket. İkinci başkan Hasan Doğan gidecekmiş, ancak o da trafiğe takılmış. Bir başkasını görevlendirin, o gitsin cenazeye. Federasyonda bir sürü adam var.

Art niyet yoktur

Şeref Görkey
öyle sıradan bir futbolcu değildi. Böyle bir törene federasyondan bir yetkili gitmeliydi, gitmek zorundaydı. Federasyonun gitmesi görevi mi, bu konu ayrı, ama hatırlamak, vefa göstermek bu çok önemli bir değer. Beşiktaş federasyonun tutumunu kendisine bir saygısızlık olarak görüyor. Bana kalırsa, Milli Takım Menajeri ile Milli Takımlar Teknik Direktörü’nün de cenaze törenine gitmesi lazımdı. Şeref Görkey milli futbolcuydu. Ancak ben insanların bu konuda art niyetle hareket ettiklerini sanmıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları