* F.Bahçe'de başkan ve yönetime karşı yükselen sesler hakkındaki yorumunuz. Aziz Yıldırım ne yapmalı?
Aziz Yıldırım, mükemmel tesisler ve bir stat yaptı, henüz bitirmedi de. Basın ve Şeref Tribünleri buna eklenecek. F.Bahçe üç tane de okul yapacak. Yani büyük fedakarlık gösteriyor. Ama malesef futbol takımını istenilen düzeye getiremedi, beklenen şekilde disipline edemedi. Aralarında grup kuran, şahsiyetsiz, beceriksiz futbolcular F.Bahçe'de biraraya getirildi. Yıldırım kaliteyi seçemedi. Yaptığı seçimlere bakıyorsunuz, futbolcu transferleri yanlış, antrenörleri yanlış.
F.Bahçe eriyor, kayboluyor. Standart, sıradan bir takım haline geldi. Oysa, F.Bahçe tarihinde böyle bir takım olmadı. Bu yüzden de seyircisi de F.Bahçe camiası da rahatsız. Ne kadar güzel stat yaparsanız yapın, F.Bahçe camiası başarı istiyor. Güçlü, seyirciyi heyecanlandıracak, ayağa kaldıracak oyuncular istiyor.
Kim olsa eleştirilir
Yıldırım bunları yapamadı. Bu yüzden de bugün eleştiriliyor ve bu kadar ses çıkıyor. Ama bu sadece Yıldırım için geçerli değil, şu şartlarda kim başkan olsa aynı şeyi yaşayacaktı. Çünkü F.Bahçe buna alışık değil ve Yıldırım da bunu doğal karşılamalı.
Aslında böyle bir tepkiyle karşılaşacağını Yıldırım da biliyordu. O da yönetimin dışında olsa aynı şeyi yapardı. Bu yüzden de eleştirileri hoş görüyle karşılayıp, F.Bahçe'nin nasıl düzeleceğinin, hangi oyuncuları getirip takımı güçlendireceğinin planlarını şimdiden yapmalı. Ancak 2-3 ucuz oyuncuyla F.Bahçe biryerlere gelmez. Bu takımın 4 senedir temeli, omurgasını kurulamamış.
* F.Bahçe bir teknik direktör değişimine gitmeli mi? Teknik direktör spekülasyonları takımı nasıl etkiler?
F.Bahçe Oğuz Çetin seçiminde, sezon sonuna kadar onunla gitmeyi düşünmekte yüzde 100 haklıydı. Oğuz, Mustafa Denizli ve Lorant'ın yardımcılıklarını yaptı, oyuncuları fevkalade iyi tanıyor. Kimin disiplinli, kimin disiplinsiz, kimin grupçu, kimin grupçu olmadığını iyi biliyor. Ancak, antrenör olduğunda bunları bilip, ses çıkarmıyorsan, suçlusun demektir. Bu biir.
İkincisi, bunları bilip de bu konuda ikinci yarının ortasında bir operasyon yapıyorsan bu daha büyük yanlıştır. Bunun zamanı, devre arasıydı. Bu operasyonu takımı ligin ikinci yarısı için kampa almadan önce yapacaktın. Yoksa, geçen hafta olduğu gibi 1 beraberlik ve 1 yenilgi sonrası böyle bir operasyon yaparsan, diğer futbolcuları da strese sokarsın. Nitekim de F.Bahçe bunların sıkıntısını çekiyor. Hiçbir maçı rahat oynayamıyor.
Yerli kaldıramaz
Şimdi F.Bahçe için ‘‘Antrenör yiyen takım’’ diye bir laf çıkmış. Eğer başarılı olamazsa yiyecek kardeşim. Bunun başka izahı yok. Bu operasyonu da Yıldırım yapacak, çünkü başka çıkarı yok. Unutulmasın ki bu yapılıyorsa, takımın başarısı için yapılıyor. Yalnız Yıldırım'ın seçimlerini doğru yapması lazım. Yoksa, F.Bahçe'ye 20 antrenör gelir, başarısız olursa 20'si de gider. Ne yani, başarılı olamayan adamı elinde mi tutacak. Bunun örneği dünyada yok.
Oğuz'un bu sonuçlardan sonra takımın başında durması biraz zor. Eğer F.Bahçe yeni bir antrenör getirecekse bunu şimdiden yapmak zorunda. Çünkü o yabancı da sezon sonuna kadar takımı ve Türkiye'yi tanımak için fırsat bulur. Yabancı diyorum çünkü, F.Bahçe camiası bir yerli antrenör için ağır olur. Yerlilerin yapacağı fazla bir şey yok. Yerliyi göreve getirmek, onu ateşe atmak olur. * F.Bahçe'de baskı altında kalan ve eleştirilere hedef olan Ceyhun'a kaptanlık verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
F.Bahçe'de en son kaptan olacak adam Ceyhun. Çünkü yapısı itibariyle çok sinirli. Ceyhun kendini tutamayan bir oyuncu. Oğuz Çetin, ‘‘Ortega mı, Ceyhun mu?’’ dedi, Ceyhun'u sinir içinde bıraktı. Oysa bundan önce sakin bir futbolcuydu. Ceyhun da kendini Ortega gibi görmeye başladı. Kaptanlık Ceyhun'un kaldıracağı şey değil, bu yapılarak o ateşe atıldı. Ceyhun her harekette elini kolunu kaldıran bir oyuncu. Ayrıca F.Bahçe kaptanının herkesten üstün bilgiye ve kariyere sahip olması lazım. F.Bahçe kaptanına hürmet edilmesi lazım. O takımdan alınmış veya şu takımdan gelmiş adam F.Bahçe'ye kaptan olamaz.
Kaptanlık Ümit Özat'a da veriliyor, o daha iki senedir kulüpte. Sakin, terbiyeli bir adam, ama kaptanlık farklı bir iş. Sadece hakemle el sıkışmak değil. Oturman, kalkman, ailen, giyimin, diğer takımlar üzerindeki etkin çok önemli.
Kaptan Rüştü olmalı
F.Bahçe'de kaptanlık yapacak bir tek adam var şu anda, o da Rüştü. Onun kaptan olması lazım. Öncelikle hepsinden daha tecrübeli ve kariyer olarak hepsinden iyi. Ama nedense Rüştü, kaptanlığı istemiyor. Bu F.Bahçe camiasını reddetmek demek. Bu davranışı anlamak mümkün değil. Herkes F.Bahçe'de kaptan olmak için can atar. Rüştü, F.Bahçe kulübünü mü önemsemiyor? Ben paramı alır, vazifemi yaparım mı, diyor. Oysa kaptanlıktan daha büyük şeref olur mu? O göreve gelebilecek bir adam reddediyorsa, kulübü de reddediyor demektir.
G.Saray'da problem sürüyor
* Galatasaray'a baktığınızda istenilen seviyeye ilerlediğini veya geldiğini görüyor musunuz?
G.Saray'da aynı problemler sürüyor. Onların da doğru dürüst bir oyun kurucu ve kaptanları yok. G.Saray kazanıyor, ama bu çok iyi oynadığından olmuyor, bazen şansı yardım ediyor veya etmiyor. Denizlispor karşısında 4 gol fırsatını değerlendiremedi, arkasından topu filelerinde görüp kaybetti. Kötü oynar ve golleri atamazsan tabii ki kaybedersin. G.Saray sadece Denizli değil, bir çok maçta kötü oynadı. Denizlispor taş gibi bir takım, çekirge bir sıçradı iki sıçradı, 3'üncüde takıldı.
Kartal'ın sorunu ORTA SAHASI
* Beşiktaş'ta inişli çıkışlı bir grafik başladı. Şampiyonluk yolundaki ilerleyişi hakkındaki yorumunuz.
Beşiktaş bu orta saha ile oynadığı sürece inişli çıkışlı grafik çizecek. Çünkü topu kullanarak rakibine hükmedemiyor. Savunması ne kadar iyi oyunculardan kurulu olsa ve topu oyuna iyi sokuyorsa da orta sahası yavaş. Ayrıca Lazio maçını gözönüne alın. Takımda sözü dinlenen bir kaptan yok. (Aslında takıma ağırlığını koyacak bir kaptan F.Bahçe'de de G.Saray'da da yok. G.Saray'da daha önce bu işi Hagi yapıyordu.)
Beşiktaş 4. dakikada hücuma çıkıyor, geride çabuk adam bırakacağına ağır bir adam. Bir kontratak ve gol yiyor.
Aslında Lazio bu pozisyon öncesi bu kontratağın sinyalini veriyor. Benim anlamadığım biri futbolcuları uyarmıyor mu? Bunda teknik direktör Lucescu'nun suçu yok, bunu yapacak olan sahadaki futbolcu. Antrenör, ‘‘Burada bekle’’ diye futbolcunun kulağından çekip oraya getiremez ki. Nitekim, Beşiktaş aynı kontratakları bu hafta Gaziantepspor'dan da yedi.
Çirkin safsatalar
Beşiktaş sezon sonunda şampiyonluk kupasına uzanabilir. Ama ‘‘Bize sert oynadılar. Şampiyonluğumuza mani olmak istiyorlar’’ safsatalarını da bu dönemde artık kimse yemiyor, bunu akıllarına soksunlar. Bu tür konuşmalar çok çirkin. Tabii ki Gaziantepspor, koskoca Beşiktaş'a canını dişine takarak oynayacak.
Adamların UEFA Kupası'na katılma hedefi var. Beşiktaş gibi bir devi yenmeyi istiyor ki, bunu diğer takımlar da ister. Hepsinin amacı Beşiktaş, G.Saray, F.Bahçe gibi takımları yenmektir. Çünkü bu takımlar üç büyükleri yenerek şöhret sahibi oluyor, futbolcularının değeri artıyor. Ayrıca büyüklerle oynadıkları maçları bütün TV'ler anlatıyor. Yani popülariteleri bu şekilde artıyor.