Beşiktaş’ın gönderdiği İbrahim Akın ve Burak yeni takımlarında golleri sıralarken, büyük umutlarla alınan Holosko’dan henüz ses çıkmadı. Cisse’nin sakatlanmasıyla Kayseri’de ön liberosuz kalan siyah beyazlılar, Koray’ı da arar oldu. Beşiktaş, nerede hata yaptı?
BEŞİKTAŞ, yıllardır hata yapıyor. Tek bir yerde değil ki, her yerde hatalı siyah beyazlılar. Beşiktaş’ın defansı yok. Savunmanın orta ikilisi hep değişiyor. Burası bomboş. Orta sahası yok Beşiktaş’ın. En önemlisi de bu takımın hücumda etkinliği yok. Böyle bir Beşiktaş’ın da iyi bir takım karşısında yenilmesi çok normal. Çok çalışıyorlar ve kalpten oynuyorlar. Ama bir şey üretemiyorlar.
Tello, standart bir oyuncu. Her takımda forma giyebilir. Ama asla Beşiktaş’ı sırtlayacak isim değil. Orta ile maç kazanılmaz. Beceri lazım. Becerili adam kim Beşiktaş’ta; Delgado. O da iyi olmadığı vakit, koca Beşiktaş pozisyon üretemiyor. Holosko’yu büyük umutlarla aldılar. Dünyanın da parasını verdiler. "Geleceğin yıldızı" diye lanse ettiler. Ondan faydalanmayı bile başaramadılar. Ertuğrul Sağlam, onu çok çabuk kaybetti. Büyük gol adamı değildi zaten. Beşiktaş’ı taşıyacak bir oyuncu yapısı da yok. Yönetim, seyircisine mahcup olmamak için büyük bir yaygara kopararak, Holosko’yu transfer etti. Ama, Ertuğrul Sağlam onu sağ kanada mahkum ederek, hiç olmayacak şeyi yaptı. Üç oyuncu ile yollarını ayırdı Beşiktaş. İbrahim Akın ve Burak, çok şans buldular ve bunu değerlendiremediler. Siyah beyazlılar için asla kayıp değiller.
Sağlam’ı anlamak zor
Ara transferde Holosko’nun yanısıra, Schildenfeld’i aldılar. Ertuğrul Sağlam, Kayseri’de Hırvat oyuncuyu sahaya sürdü. Maçın son bölümlerinde ona şans verdi. Sanki Beşiktaş önde, rakip bastırıyor. Skoru korumak istiyorlar gibi bir hava var da Schildenfeld’i oyuna sokuyor. Olacak iş değil. Forvette değişiklik yapsan, hücuma katkı versen, anlarım. Bu dünyada görülmemiş bir şey. Bu adamı madem aldın, güveniyorsun, ikinci yarıya onunla başla ve düzenini değiştir. Stoper, o dakikada, yenikken oyuna sokulur mu? Ertuğrul Sağlam abuk subuk işler yapıyor.
Beşiktaş, Kayseri’den eli boş döndü ama şampiyonluk yarışının hala içinde. Ama, Beşiktaş’ta doğru yok. Transfer yanlış, sahaya çıkan kadro yanlış, oyuncu tercihleri yanlış, değişiklikler yanlış. Özetle, Beşiktaş’ta tepeden tırnağa her şey komedi.
Şilili çok kalite
ÆFenerbahçe’nin yeni transferi Maldonado, G.Birliği OFTAŞ önünde 90 dakika görev yaparken, göz kamaştırdı. Şilili yıldızın sizin üzerinizde etki bırakan özelliği neydi?
MALDONADO’yu çok beğendim. İlk maçı olmasına rağmen, ön plana çıktı. Öncelikle futbolu iyi biliyor. Topla geriye çok nadir oynuyor. Oyunu çok çabuk görüyor, topu nereye atacağını biliyor. Orta saha elemanları ve ileri uç adamlarını besliyor. Attığı toplar da kontrollü ve ayağa. Bu bakımdan defansı toparlamakta ve organizasyonda iyi. Türkiye’ye geleli çok az olmuş. Havası, suyu farklı. Yemeği farklı. İnsanların dili farklı. Oyuncular farklı, karakterler farklı. Tanıdığı adamlar var ama sadece onlarla olmuyor ki. 11 kişi sahada oynuyor. O bakımdan, mükemmel bir maç çıkardı. Şilili’nin yerinde daha önce Aurelio oynuyordu. Kötü değildi ama çok geri ve yavaştı. Maldonado öyle değil. Hızlı oynuyor. En büyük özelliği kesicilik dediler. Bunu, OFTAŞ önünde gösterdi. Kuvvetlenirse, başarılı olacağı kesin.
Aurelio’yu rahatlattı
Appiah ile mukayese ettiğimizde durum farklı. Appiah, ileri gidip iki ayağıyla topa vurabilen bir özelliğe sahipti. O kendini göstermeye oynuyordu. İleriye çıkmayı seviyordu. Tipik bir orta saha oyuncusuydu. Ama, çoğu zaman kanatlarda görev aldı. Kendi konumundan çıktı. Maldonado öyle değil. Fantaziye kaçmıyor. Bu Fenerbahçe için büyük kazanç. Ayakları üzerinde de çabuk, ağır değil. Zaten, top çalan adam ağır olmaz. Zeki ve çabuk olur. Bunlar da Maldonado’da var.
Çantada keklik değil
ÆÇarşamba akşamı Bayer Leverkusen ile UEFA Kupası’nda ilk maçına çıkacak olan Galatasaray, ne yapar?
O maçın havası başka. Galatasaray, Avrupa’da değişik oynuyor. Sarı kırmızılılar, ellerinden geldikçe iyi mücadele edip kazanarak, rövanşa avantajlı skorla gitmeyi planlıyorlardır. Ama, karşılarında Vestel Manisaspor gibi hafif bir takım bulamayacakları da ortada. Bayer Leverkusen, gençlerin ikili mücadelelerde bu kadar fazla ayakta kalmasına müsaade etmez. Bu kadar boş saha da bırakmaz. Alman ekibi, burada kontrollü oynayıp, gol bulmak için sahaya çıkacak. Bu faktörler, netice üzerinde etkili olacak.
Galatasaray’ın UEFA Kupası’nda üst turlarda adını bahsettireceği söyleniyor. Özellikle de yarı final iddiası içinde olanlar da var. Olmayacak şey değil ama, Galatasaray’ın mevcut kadrosu ve oyun yapısıyla bu mucize gibi görünüyor. UEFA Kupası’nda G.Saray’ın, B.Leverkusen önünde, F.Bahçe’nin de Şampiyonlar Ligi’nde Sevilla karşısında işleri hiç de kolay değil.
Feldkamp zorlanacak
ÆGalatasaray yerli oyunculardan kurulu kadrosuyla Fenerbahçe’yi elinden kaçırdı, Vestel Manisa’ya patladı. Lincoln, Song, Nonda ve Barusso’nun takıma katılması bu ahengi bozar mı?
BENCE bozulmaz. Çünkü, Galatasaray takımının temeli genç oyuncuların çok mücadele etmesi üzerine kurulu. Çabuk oynuyorlar ve kazanıyorlar. Vestel Manisaspor maçında görüldü. Hakan Şükür’ün diri ve istekli olmasının sebebi, Ümit Karan’ın rakip savunmanın üzerine kabus gibi çökmesi ve onları boğmasıdır. Onlar da gençlere ayak uyduruyor ve adapte oluyorlar. Mücadele ediyorlar ve bir şekilde kazanıyorlar. Vestel Manisaspor önündeki performansları çok olumluydu. Fenerbahçe ile kupada oynanan maçta da çok iyi mücadele örneği sergilemişlerdi. Galatasaray, son haftalarda çok dinç.
Lincoln, Song, Nonda, Ayhan ve yeni transfer Barusso’nun takıma katılmasıyla da daha iyi olacaklar. Bu oyuncuların zaman zaman ilk 11’de sahaya çıkması veya sonradan mücadeleye dahil olmaları, takıma olumlu katkı sağlayacak. Genç oyuncuların enerjisi varsa, onları sahada tutamazsınız. "Yavaş oyna" ve "Koşma" diyemezsiniz onlara. O çabukluklarını sahaya devamlı yansıtırlar. Galatasaray, genç seçiminde çok iyi işler yapmış. Forvet hattında Nonda etkili bir oyuncu. Oynar mı, oynamaz mı? Kalli karar verecek. Ama bana göre Song ve Lincoln ile birlikte ilk 11’e en yakın isimdir. Bu kadrodan kim çıkar, kulübede kim oturur bilinmez. Kalli’nin işi bu konuda hiç kolay değil.
Tek yumruk olmalılar
ÆTrabzonspor’da Sadri Şener 15 yıl aradan sonra başkanlık koltuğuna oturdu. Bordo mavililerde yeni yönetim ile ne değişir?
SADRİ Şener, dostum ve arkadaşım. Trabzonspor’un sorunu yönetim falan değil. Trabzonspor’u sorunu halkı ve seyircisi. Öncelikle, bu halk ve seyirci kulübüyle, takımını desteklemeli. Kötü bir takımları yok. Burada bir gerçek var. Trabzon, şehir ve camia olarak birleşmeli. Her kafadan ayrı ses çıkmamalı. Şehrin, futbolcular üzerinde büyük baskısı var.
Bordo mavililer, bu sorunu çözerse havası değişir.