Lorant ile Ortega'nın arasındaki soğukluk devam edecek. Alman, futbolcu psikolojisini bilmi yor. Elinde yıldız oyuncu oldu mu ne yapacağını şaşırıyor. Çünkü iyi niyetli değil...
Fenerbahçe, Ortega-Lorant sorununu nasıl aşar? Bu olay diğer futbolcuları nasıl etkiler? Yönetimin bu konudaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
F.Bahçe bu sorunu aşamaz. Bu soğukluk kalır. Lorant işin başından beri Ortega'ya karşı oynatmamak, yedek bekletip, 2. devre sokmak gibi bir takım kinci hareketler içinde oldu. Ortega en sonunda buna sinirlendi ve patladı.
Lorant niye böyle yaptı, anlamadık. Bir antrenör iyi oyuncusunu oyuna sokar ki, maç kazansın. Hele elinde dünya çapında bir oyuncu varsa, onu mükemmel hale getirmek istersiniz ki, rakibe karşı güçlü olasınız. Ama Lorant, tuhaf bir antrenör. Bilmiyorum, belki Ortega'nın isminin altında ezildi. Aslında onun antrenörü olduğu için iftihar etmesi lazım.
Yaklaşım kötü
Düzelir mi derseniz, her ne olursa olsun bu soğukluk devam edecek. Zaten antrenörün de böyle sıcak bir yaklaşımı yok. Futbolcu psikolojisini bilmiyor. Hangisi iyi oyuncu, nerede daha iyi oynar, hangi futbolcudan en fazla verimi nerede alır, bunun farkında değil. Sorunlar da bu yüzden.
Bir de şu var, Lorant şimdiye kadar çalıştığı takımlarda böyle yıldız oyuncularla birlikte olmamış. Standart ve standardın altında oyuncularla çalışmış. Elinde yıldız oyuncu oldu mu, şaşırıyor, ne yapacağını bilmiyor.
‘‘Disiplin, disiplin’’ diye bir lafı var. Disiplin tamam da, sen tutumunu, oyuncularla mesafeni düzgün koyamaz, dengesiz hareket eder ve buna devam edersen, disiplini kuramazsın. O zaman disiplinsizliği kendinde ara, futbolcularda değil.
Lorant iyi niyetli değil. Belki iyi niyetli de, bazı şeylerin farkında değil. Bir insan baltayı bu kadar taşa vurmaz. Elinde süper bir yıldız var. Ortega böyle herşeye itiraz eden bir adam da değil. Ama bir yere kadar. Antrenörü, ‘‘Her oyuncu haddini bilmelidir’’ gibi aleyhine beyanatlar verdi, sesini çıkarmadı. Bunlar küçük düşürücü şeyler. Sahada tekme atıldı, sesini çıkarmadı. En sonunda hoşgörü sınırını aştı. Ortega nerede oynadıysa, el üstünde tutulmuş. Kimse gururuyla oynatmaz. Ben F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın neden bu kadar sabırlı davrandığını da anlamıyorum. Hemen gönderilsin anlamında söylemiyorum, ama daha önce Feyenoord maçından hemen sonra ihtar verilmeliydi. Bu antrenörü hizaye çekme olurdu. Düzelmezse de yollarını ayırırdı F.Bahçe. Bana göre bu iş inceldiği yerden kopacaktı.
Kestirip atacaksın
Başkan bunu böyle tatlıya bağladım zannediyor, ama ben zannetmiyorum. Bu ortamı yatıştırma işleri vardır ya, bunlar daha büyük zararlar verir. Kestirip atacaksın. Dur bakalım, ileride iyi olur, barışırlar dersen, hata edersin. F.Bahçe bu hatayı yaptı ve hatalara devam ediyor. İnşallah bizim tahmin ettiğimiz gibi olmaz. F.Bahçe'ye Lorant'ın çok üstünde antrenörler gelir de, Ortega gibi oyuncu az gelir. Bu olay diğer futbolcuları da rahatsız eder. Futbolcu, ‘‘Ben kimim, Ortega kim’’ diye düşünür. ‘‘Ben bu oyuncu ile oynuyorsam şereftir. O bizim yanımızda oynuyorsa değerimiz artıyor’’ der. Revivo'yu mu etkileyecek. Revivo kim, Ortega kim.
Bir de şu var. Ben Ortega'nın ‘‘Ya ben ya Lorant’’ dediğini zannetmiyorum. Çünkü bunu bir insanın çok düşünüp söylemesi lazım. Ve dönüşü olmaması lazım.
BEŞiKTAŞ'ın şansı yüzde 50
Beşiktaş'ta Dinamo Kiev karşısındaki mükemmel futbol sonrası G.Birliği beraberliğini neye bağlıyorsunuz?
Beşiktaş'ın büyük bir enerjiyle futbol oynadığını görmek lazım. Gençlerbirliği de en az onlar kadar iyi mücadele etti. Beşiktaş'ın karşısına çıkan 11'inde Ahmet Hassan, El Saka gibi bir oyuncular vardı. Hepsi bilinçli oynuyorlar, dan-dun defans yapmıyorlar. İkili mücadeleleri kazanıyorlar. Beşiktaş maçında mükemmel bir Gençlerbirliği vardı.
Beşiktaş'ın iki tane teknisyeni yoktu; Sergen ve Tümer. İkisi yanyana oynarmış demek ki. Hem de böyle güçlü bir takıma karşı oynadılar ve gol atıp, attırdılar. Bizde pres diye tutturulmuş. Presle oyun bitmiyor. Presten sonra o topu kullanmak lazım. O topu kullanacak adamların da sahada olması lazım. Bunların hepsi birbirini tamamlıyor. Futbol futbolcularla oynanır. İyi futbolcuların varsa iyi takım olursun.
Dinamo Kiev önünde Beşiktaş, turu rahat görüyor, ama şanslar yüzde 50. Kiev hızlı ve topu çok iyi kullanan takım. Gençlerbirliği de öyleydi.
Beşiktaş’ın mükemmel, yaratıcı oyuncuları var. Ben bir tek orta sahasını defans ve forvete göre zayıf kalıyor görüyorum. Beşiktaş, Kiev karşısında defans yapıp da topu kullanamaz, dan-dun vurursa çok hata yapar. Defansif olarak kazandığı topu kullanarak çıkarsa bu turu atlar.
Fatih Terim rahatlayacak
G.Saray'da Fatih Terim futbolun tek patronuydu. Burak Elmas ile Özer Saraçoğlu'nun Futbol Şube Sorumluluğu görevinde daha aktif hale gelmeleri istendi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Futbolda işler iyi giderken dediklerinizi yaptırırsınız, kötü giderken istemedikleriniz olur. Fatih Terim,‘‘Futbolun tek patronuyum, dışarıdan kimse karışmasın, TV'lerde beyanatlar vermesin, futbolun başı ben olayım’’ diyordu, ama iş kötü gidince idarecilerin de bir yerde devreye girmesi lazım. Terim'e yardımcı olması şart. Bu esasında Terim'in yetkilerini almak falan değil, ona yardımcı olmak. Önemli olan G.Saray'ın başarısı. Kimse bu başarıyı tek başına üstlenemez. Yapabiliyorsa kimsenin sesi çıkmaz, yapamıyorsa yönetim devreye girebilir.
Yönetimde olan bu arkadaşlar, Terim'in huyunu suyunu biliyor. Terim de onlarınkini biliyor. Herhalde anlaşacaklar. Terim de böylece biraz rahatlayacak. Bir gerçek var ki, Terim'in konuşmalarında ve gerek yedek kulübesinde fevkalade sinirli hareket ettiği gözüküyor. Rahat hareket etmek istiyor, ama olmuyor. Biraz da onun rahatlaması lazım.