Paylaş
Hz. Mevlana’nın dediği gibi:
‘Kadın Hak nurudur, sevgili değil, sanki yaradandır yaratılmış değil.’
Bu sözü bana Hz. Mevlana’nın 22. Nesil torunu Uluslararası Mevlana Vakfı başkanı Esin Çelebi Bayru söylediği zaman çok etkilenmiştim.
Bana hint mitolojisinde baş Tanrı Şiva ‘nın her şeyi hoş görmesine rağmen sadece Ana Tanrıça’ya saygısızlık edildiği için kainatı 18 kere dans ederek yok ettiğini ve arkasından Ana Tanrıça’nın tekrar yarattığına dair hikaye aklıma geliyor.
İnsan kendisinin dünya’ya gelmesini sağlayan Kadın’a karşı bukadar saygısız ve değerini görmezden gelmesi bence yaşama düşmanlığından başka birşey değildir.
Aile dizimi, tüm kişisel gelişim ve enerjisel öğretilerde yaşam kaynağı annedir yani kadındır.
İlla anne olmasına gerek olmadan kadın kendi başına anne olmasına gerek olmaksızın saf güç ve enerji kaynağıdır.
Her güçlü erkeğin arkasında güçlü bir kadın vardır sözü aslında erkeklerin bir tür makina gibi asıl güçlerini kadınlardan aldıklarının gerçeğinden gelir.
Bu güçten belki de erkekler çok korktu için, ve korkmakta da haklılar çünkü kim bilir belki de kadına yapılan saygısızlıktan XX kromozonları adım adım Y kromozonlarını azaltıyor. Yani aslında insanlar erkek çocuğum olsun ‘ERKEK, ERKEK, ERKEK’ dedikçe bilinçaltında görünen ötesindeki bir savaş içinde kadınlar galip geliyor.
Kadın’ın bu kadar güçlü olduğu bir dünya’da;
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde binlerce kadın işçi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve korkunç bir şekilde arkasından çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi hepimizin hala acısı olacak şekilde can verdi.
1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oy birliğiyle kabul edildi.
Türkiye'de 1921 tarihinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
Bütün kadınların Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Özetle erkekliği o kadar yüceltmeyin.
Erkeklikte bir numara yok.
Ne varsa kadında var...
Lakin bu kadar kadınlara karşı sözlerimin arkasından bütün kadınlara söylemek istediğim iki çift lafım var:
Siz birbirinize düşmanlık etmez ve birbirinizi sever ve desteklerseniz kimse sizin önünüzde duramaz. Kadınlara en büyük darbeyi vuran erkekler değil, kadınlardır.
Erkeklerin en sevdiğim yanları birbirleri ile çok iyi anlaşır, birbirlerini sever ve desteklerler.
Not: Erkekleri çok seviyorum. :) Erkeksiz dünya çok düşünemiyorum :) ama kadınların değerini daha fazla öne çıkarmak lazım.
Sevginin kaynağının gücü lütfen Türkiye’nin dünyanın kadınların en mutlu olduğu ülkelerinin baş sıralarında yer almasını sağla...
Sizi seven bir Can...
Paylaş