Paylaş
Gelince gerçek dünyaya dönmekte o kadar zorlandım ki depresyona girmediğime şükrettim. Yapılan bir araştırmaya göre tatilin en keyifli döneminin “tatil öncesi” olduğu ortaya çıkmış. Çünkü tatile gidenler tatilin biteceğine, dönenler de döndüklerine üzülüyor. Tabii aslında en mantıklısı anın tadını çıkarıp tatil sürecini sonuna kadar değerlendirmek ama yapamayanlar için birkaç küçük önerim var. Hala tatile çıkmayanların tatili ruhsal açıdan da verimli biçimde geçirebilmesi için Acıbadem Fulya Hastanesi’nden Psikolog Nuray Sarp'ın bazı önerileri var. İşte tatil depresyonundan korunmak için yapılabilecekler:
- Öncelikle uyku düzeninizi bozmayın. Siz siz olun tatil diye günlük rutinin çok dışına çıkmayın. Normalde 08:00'de uyanıyorsanız 10:00'da uyanın ama 13:00'de değil.
- Hayat çemberinden kopmayın. Tatile çıktım diye her şeyden koparsanız kendinizi sorgulamaya başlarsınız. "Acaba ben bu hayatta ne yapıyorum" düşüncesi anksiyeteyi de beraberinde getirir.
- Tatile çıkmadan önce tüm işlerinizi tamamlayın. Tatilde "O işi hallederim" gibi sözler vermeyin. Böylece tatilde gerçekten dinlenebilirsiniz.
- Dünyadan kopmayın. Örneğin her gün bir gazete okuyun. Ülkedeki ve dünyadaki gelişmeleri takip edin. Dönüşünüzde de uyum süreciniz daha kolay olur.
- İşyerindeki gelişmelerden haberdar olun. Sarp, "İşlerin nasıl gittiğini takip etmek tatilde sizi olumsuz etkilemeyecek aksine iş dönüşü için uyum sürecinizi kısaltacaktır" diyor.
- Kilonuza dikkat edin. Çünkü tatilde yediklerinize içtiklerinize dikkat etmezseniz dönüşte de aldığınız kilolar sizin "tatil depresyonuna" girmenize neden olabilir.
- Ailenizle ilgilenin. Günlük koşturmaca içinde anne-babanıza, çocuğunuza ya da sizin için önem taşıyan ve vakit ayıramadığınız diğer insanlara vakit ayırın. Sarp, "Tatilde sevdiklerinize daha fazla zaman ayırmanız ruhsal açıdan sizi çok olumlu etkileyecektir. Ailenize, yakınlarınıza ve sevdiklerinize yoğun çalışma temposundan dolayı gösteremediğiniz ilgi, psikolojik açıdan farkt etmeseniz de üzerinizde yük oluşturuyor. İşte bu sıkıntıyı tatili fırsat bilerek aşın ki yenilenmiş olarak dönün" diyor.
KENDİNİZE HAYALİ BİR DÜNYA YARATMAYIN
Bana göre bu tavsiyelerden en önemlisi, özellikle çalışanlar için işten ve normal hayattan kopmadan tatil yapmak. Yani atalarımızın dediği gibi "azı karar çoğu zarar." Tatilde kendine ütopik bir dünya yaratmak, güneşin tadını çıkarmak, dertsiz tasasız, yavaş, telaşsız bir yaşam yaşamak, bir yerlere yetişmek için koşturmamak çok güzel. Ama tatil dönüşü korkunç bir keşmekeşe girecekseniz temponuzu o kadar yavaşlatmamak en iyisi. Yani tatiliniz gerçek yaşamdan çok da kopuk olmasın.
Bir diğer tarafta da sevdiklerinizle birlikte olmaya çalışın. Yapılan araştırmalar sarılmanın ağrıları hafiflettiğini, depresyondan koruduğunu gösteriyor. Tatilde tüm gün güneş altında yatarak bronzlaşmak zorunda değilsiniz. Teninizin rengi birkaç haftaya açılacak ama kendinizi deşarj etme, sevdiklerinizle doyasıya vakit geçirme fırsatını bir yıl daha bulamayabilirsiniz. Bunun için tatil sürecini iyi değerlendirin.
GÜNEŞ DE DEPRESYONDAN KORUYOR
Tatilin bir diğer faydası da eğer deniz tatili yapacaksanız bol bol güneşe maruz kalacak olmanız. Maviye ve yeşile bakmanın insan ruhuna iyi geldiği biliniyor. Bunun dışında depresyondan koruyan ve insan ruhuna en iyi gelen şeylerden bir tanesi de güneş ışığı. Bazı kuzey ülkelerinde güneş görmediği için depresyona giren vatandaşların yaz tatil için otel ve uçak masraflarını sağlık sigortası karşılıyor. Tabii bizim ülke olarak oralara gelmemize daha çok var ama neyse ki güneş görüyoruz. Belki de bu kadar karmaşaya dayanmamızın nedeni şanslı topraklarda olmamızdır. Tüm tatile çıkacaklara depresyonsuz, bol güneşli, mutlu tatiller dilerim...
twitter.com/buseozelll
Paylaş