Zehirlenme kursunun İzmir ayağı yapıldı

Çağımızda teknolojinin gelişimiyle yaşamımıza giren yeni kimyasal maddeler ve farmasötik ürünler bizleri toksik etkilere daha fazla maruz bıraktığını söyleyen Prof. Dr. Tunçoku, “Öncelikle bu etkenlerin oluşturduğu akut ve kronik toksik etkiler önlenmeli, tanı ve tedavileri akılcı şekilde yapılmalıdır. Bunun yanı sıra kimyasal maddeleri sık fakat bilinçsizce kullanan tarım ve sanayi sektörünü, ilaçlarla tedavi sunan sağlık sektörünü ve her alanda kimyasal maddelerle karşı karşıya kalan toplumu olası toksik etkilere karşı uyaracak, bilgilendirecek, eğitecek, danışmanlık yapacak, güvence sağlayacak ve tedavi edecek donanımlı sağlık çalışanlarına da gereksinim vardır. Bu gereksinimden yola çıkarak kurs düzenlendi ve 73 kişi katıldı. Katılanlar arasında farmakologlar, acil tıp hekimleri, pratisyen hekimler, toksikologlar ve biyologlar vardı. TÜBİTAK 35 yaş altı 25 katılımcıya burs verdi. Kurs Türkiye’nin çeşitli illerinde devam edecek” dedi.

Evde bakım projesi Eşrefpaşa’ya ödül getirdi

İZMİR Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi, 2 yıl içinde metropolde 950 bireyle ön görüşme yaptı. Kimsesiz, yaşlı, engelli, kronik hasta ve ameliyat olmuş 941 bireye hizmet verdi. Bu çalışma bu yılki Hemşirelik Haftası etkinliklerinde Prof. Dr. Leman Birol, Prof. Dr. İnci Erefe Poster ödülü yarışmasında ikinci oldu. Birinciliği Dokuz Eylül Üniversitesi, üçüncülüğü  Özel Ege Sağlık Hastanesi aldı. Evde Bakım projesinde görev alan hemşireler Ayşe Koçyiğit, Jülide Gülizar Yıldırım, Meltem Günaydın, Sevgi Karacan, “Bu ödül bir ekip anlayışının ürünüdür” dedi.
Ekipler oluşmalı
Teşhis, tedavi veya bakım sürecinde ihtiyaç sahibi bireylere kendi ortamlarında sağlık hizmetinin verilmesi onların desteklenerek, yaşam kalitelerini artırmalarında önemli olduğunu belirten Eşrefpaşa Hastanesi Başhemşiresi Meltem Günaydın proje hakkında şu bilgileri verdi:
“Evde bakımda fizyolojik, psikososyal ve tıbbi destek sağlanıyor. En fazla ameliyat olmuş bireylere danışmanlık hizmeti verdik. Diğer bireyler çoğunlukla engelli ve kimsesizdi. Evde bakım hizmetinden toplumun ihtiyacı olan kesimlerin yararlanması için geri ödeme sisteminin olması gerekir. Ayrıca, özel ekipler oluşturulmalı ve bu ekiplere süpervizyon verilerek de tükenmişlik sendromu yaşamalarının önlenmelidir. Evde bakım programının sağlıklı yürütülüp ve değerlendirilerek standart bir model oluşturulmalıdır.”

Hipertansif hastalar kalbinize dikkat edin
UZMANLAR, hipertansif hastalarda kalp damar hastalığı gelişme riski saptanabileceğini bildirdi.
Hipertansiyona bağlı kalp krizi, kalp yetmezliği, inme gibi ciddi olaylar gelişmeden önce bunların öncü bulguları vücutta mutlaka kendisini gösterdiğini belirten Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Özerkan Çakan, “Örneğin; kalp kasında kalınlaşma, ultrasonla damarlarda yağ birikiminin tespiti, idrarda protein kaçağının başlamış olması, göz damarlarındaki değişikliklerin erken dönemde saptanması sonucu uygun ve yoğun tedavinin uygulanması ile bu öncü hasarların durdurulup, geriletilebilinir” dedi.
Kontrol altında olmalı
Prof. Dr. Çakan, hipertansif hastanın yaşamında yapması ve bilmesi gerekenler için şunları söyledi:“Bir kişide ne kadar çok organ hasarı gelişmişse veya sigara, şeker hastalığı, kanda yağ yüksekliği gibi risk faktörlerine ne kadar fazla sahipse ciddi kalp-damar hastalığı gelişme riskinin o derece fazla olur. Her erişkinin kan basıncı değerini bilmesi gerekir. Tansiyon 140/90 mmHg üstünde ise doktora başvurulmalı. Yüksek kan basıncı tedavisi ömür boyudur ve çoğunlukla birden fazla ilaç kullanımı ile normal kan basıncına ulaşılır. Ayrıca, ilacın yanı sıra mutlaka tuz kısıtlanmalı, yiyecekler azaltılmalı, yürüyüş gibi egzersizler yapılmalı, sigara bırakılmalı ve alkol tüketimi azaltılmalıdır.”